08/02/2012 | Yazar: Kaos GL

"Herkes Bebek Doğar" davasının 5. duruşması yarın (9 Şubat) saat 15:30’da, Eskişehir Adliyesi, 4. Sulh Ceza mahkemesinde görülecek.

Herkes Bebek Doğar Davası 5. Duruşmasında Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
"Herkes Bebek Doğar" davasının 5. duruşması yarın (9 Şubat) saat 15:30’da, Eskişehir Adliyesi, 4. Sulh Ceza mahkemesinde görülecek.
 
Askeri Hapishanede işkence gören vicdani redçi Enver Aydemir’e destek vermek için Eskişehir’deki duruşmasına katılan insanlardan babası Ahmet Aydemir, avukatı Davut Erkan, yazar Fatih Tezcan, vicdani redçi-yazar Halil Savada ve oyuncu-yönetmen Mehmet Atak hakkında Eskişehir Cumhuriyet Savcılığı "herkes bebek doğar" gibi sloganlar attıkları gerekçesiyle TCK 318 (Halkı Askerlikten Soğutma) davası açmıştı.
 
“TCK 318, mevcut Anayasa’nın 10. Maddesini ihlal eden ayrımcı bir kanundur”
 
Barış İçin Vicdani Red İnisiyatifi, dava öncesi yaptığı açıklamada, TCK 318’in, Türkiye Cumhuriyeti’nin imzalayarak taraf olduğu Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 18. Maddeleri; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. Maddesi ve Anayasa’nın 24. ve 25. Maddelerinde güvence altına alınan "düşünce, inanç ve vicdan özgürlüğü" ile meşruiyetinin ortadan kalktığını belirtti.
 
TCK 318’in mevcut Anayasa’nın 10. Maddesini ihlal eden ayrımcı bir kanun olduğunu belirten Barış İçin Vicdani Red İnisiyatifi, söz konusu kanun ile düşünce ve ifade özgürlüğünün gaspedildiğine dikkat çekti.
 
Barış İçin Vicdani Red İnisiyatifi yaptığı açıklamada “halkı askerlikten soğutmak” ile ilgili şöyle devam etti:
 
“Halkı dansözlükten soğutmak, halkı imamlıktan soğutmak, halkı gazetecilkten soğutmak gibi maddeler olmadığına göre askerlikten soğutmak gibi bir suç tanımı yapmak da, ayrımcılık suçu kapsamına girer. Kaldı ki yargılanalardam Mehmet Atak’ın izahatnamesinde belirttiği gibi, resmi tıp literatüründeki psikiyatri müfredat kitaplarında bir insanın kendi iradesi dışında bir şey yapması için o kişinin ikinci derece zeka geriliği, embesilite ya da şizofreniyle malul olması gerekir, TCK 318’den dava açan her savcının TC halkının bu üç mental maluliyetten birine dahil olduğunu ispatlama yükümlülüğü vardır, aksi halde suç işlemiş olur.”
 
“Dava ile hukuk ve yargının aymazlıkları belgelendi”
 
Herkes Bebek Doğar davasının hukuk ve yargının pek çok aymazlığını belgelediğine dikkat çekilen açıklamada bunlar şöyle sıralandı: Askerlik Kanunu’nun kadınları, eşcinselleri ve mental & fiziksel engelli erkekleri vatandaş saymayarak Anayasa’ya göre suç bir kanun olduğu. Bu davanın menşei, resmi kabullü her türkün asker doğması ezberinin cinsiyet ayrımcılığı ve bilimsel yalan olması dışında, zorunlu askerliğin TC’ye 1916’da Prusya’dan ithal edildigi yani Yargı’nın devletlu kartezyen mantığına göre o halde türklerin tarihinin 1918’e dayandığı...
 
Dördüncü duruşmada yargılananlardan Mehmet Atak’ın talebi üzerine narkoz almadan yani bilinci yerinde doğum yapmış üç kadın Bilgi Tağaç, Gürsel Şenocak ve Sevim Şahin, çocuklarının doğduklarında asker değil, bebek olduklarına tanıklık ettiler ve bu dava dosyasına girdi.
 
Mevcut hukuku bilmeyen ya da önemsemeyen Yargı temsilcileri avukat Davut Erkan dördüncü duruşmaya kadar hukuka aykırı olarak ve Adalet Bakanlığı’nın izni alınmadan diğer dört kişiyle beraber yargılamış, Atak’ın üçüncü duruşmada nu konuda verdiği suç duyurusundan sonra dördüncü duruşmada Ahmet Aydemir, Fatih Tezcani, Halil Savda ve Mehmet atak’ın yargılandığı TCK 318 davasından ayırdı.
 
Dördüncü duruşmadaki nöbetçi Hakim, Atak’ın dört duruşma boyunca dava savcı ve hakimi hakkında verdiği ve tutanağa geçen suç duyurularının Cumhuriyet Savcılığına sevkine karar verdi: Savcı 5271 sayılı CMK. kurallarını çiğneyerek “fail – fiil ilişkisi ve bunun hukuksal kanıtlarını göstermek” ödevini yerine getirmeyerek suç işlemiştir. Mahkeme ise CMK m. 174 uyarınca “İddianamenin İadesi Kararı” vermek yerine “Kabul” kararı vermek suretiyle mağdur olmaya sebep olarak suç işlemiştir. Savcı, Mehmet Atak’a karşı TCK 271 (Suç Uydurma) suçunu işlemiştir. Mahkeme davayı sürdürerek AIHS madde 6/3-2 göre "Lekelenmeme Hakkı"nı çiğneyerek suç işlemiştir. Mahkeme TC’nin imzacısı olduğu "Budapeşte – Savcıların Rollerine Dair Uluslararası İlkeler" sözleşmesinin ve "Banglore – Yargıçlık Mesleğinde Uluslararası Etik İlkeler", yok sayarak Anayasasal suç işlemiştir. Atak’ın üçüncü duruşmada yazılı olarak da verdiği üzere Mahkeme TCK 204 Resmi Belgede Sahtecilik ile TCK 206 Resmî Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan suçlarını işlemiştir. Mehkeme bu davayı sürdürerek CMK 174, 2802 sayılı Hakimler Kanunu ve T.C.’nin de imzacısı olduğu AİHS madde 6/3-2 Adil Yargılanma Hakkı / Etkili ve Tarafsız Soruşturma İlkesini ve Lekelenmeme Hakkını çiğnemesi suçlarını işlemeye devam etmektedir.
     

Etiketler: insan hakları, askerlik
İstihdam