30/11/2006 | Yazar: Kaos GL

‘Hemşire soğuk bir ifadeyle iğneyi batırdı. Kolumu serum bandıyla da bağlamamıştı. Canım yanıyordu. Hemşireye söylediğimde soğuk bir şekilde abarttığımı söyledi. Üç tüp kan aldı. Arkadaşımın da kanını aldı. Onun kolunu da bağlamadı. Diğer hastalarınkini bağlamıştı. Biz de acaba yaptırdığımız testlerden mi kaynaklı böyle yapıyor diye sonradan birbirimize sorduk.’

‘Hemşire soğuk bir ifadeyle iğneyi batırdı. Kolumu serum bandıyla da bağlamamıştı. Canım yanıyordu. Hemşireye söylediğimde soğuk bir şekilde abarttığımı söyledi. Üç tüp kan aldı. Arkadaşımın da kanını aldı. Onun kolunu da bağlamadı. Diğer hastalarınkini bağlamıştı. Biz de acaba yaptırdığımız testlerden mi kaynaklı böyle yapıyor diye sonradan birbirimize sorduk.’

KAOS GL

Taha

Arkadaşımla birlikte bel soğukluğu ve frengi testi yaptırmak için Hıfzısıhha Hastanesine gittik. Benim sağlık karnem olması nedeni ile bedava test yaptırabiliyordum. Arkadaşımın karnesi olmadığı için para ile yaptırması gerekiyordu. Görevliye frengi testinin ücretini sorduk. Bize 7 milyon lira olduğunu söylediğinde ben çok şaşırdım. Arkadaşım hemen parayı çıkarıyordu ki ben müdahale ettim. "Bir testin fiyatının bu kadar pahalı olması biraz abartı değil mi ?" dedim. Görevli hemen anlaşılmaz bir sürü açıklama yaptı. Ben yine tatmin olmadım. Bu tatminsizliği de ona yansıttım. Bana "fiyat listesinde böyle yazıyor" dedi. "Fiyat listesine ben de bakabilir miyim?" dedim. Listeyi vermedi ve ücretin iki milyon olduğunu söyledi. Arkadaşımla şaşırmış bir şekilde birbirimize baktık. Arkadaşım parayı ödedi. Birlikte kan alma odasına girdik. İçeride üç hemşire ve iki hasta vardı. Önce ben kanımı alması için hemşirenin yanına gittim. Frengi, şeker ve AIDS testi de yaptırmak istediğimi söyledim. Hemşire soğuk bir ifadeyle iğneyi batırdı. Kolumu serum bandıyla da bağlamamıştı. Canım yanıyordu. Hemşireye söylediğimde soğuk bir şekilde abarttığımı söyledi. Üç tüp kan aldı. Arkadaşımın da kanını aldı. Onun kolunu da bağlamadı. Diğer hastalarınkini bağlamıştı. Biz de acaba yaptırdığımız testlerden mi kaynaklı böyle yapıyor diye sonradan birbirimize sorduk. Kanları teslim etmek için laboratuara gittik. Genç bir bayan vardı, kanları teslim ederken AIDS testinin ayrı bir ünitede yapıldığını söyledi. Ben de "acaba bel soğukluğu testi de yapılıyor mu?" diye sordum. Sormamın nedeni: Gelmişken tüm testleri de yaptırmış olurum diye düşünmemdi. Genç bayan bana frenginin zaten bel soğukluğu testi olduğunu söyledi. "Yanılıyor olamaz mısınız?" dedim. Bel soğukluğu ile frenginin farklı hastalıklar olduğunu belirttim. "Doktor yok mu acaba?" dedim. Bir dakika diyerek gidip doktoru çağırdı. Doktor bize soru sormadan bel soğukluğu ile frenginin farklı hastalıklar olduğunu söyledi (bunu zaten daha önce görevliye açıklamıştık). Bel soğukluğunun farklı bir uygulama ile tespit edildiğini açıkladı. "İsterseniz yapabiliriz" dedi. Ben nasıl yapıldığını sordum. Doktor penise bir şeyler sokarak yapıldığını anlattığında yaptırmak istemediğimi söyledim. İyi günler diyerek oradan çıktık. AIDS laboratuarını görevliye sorduk. C blokta olduğunu söyledi. C bloğa gittik. Test laboratuarının ikinci katta olduğunu araştırarak bulduk. Çünkü ortalıkta soru soracak kimse yoktu. Odalardan birinde iri, güçlü kuvvetli bir Anadolu delikanlısı vardı. Hemen kanı nereye teslim edeceğimi sordum. Ayağa kalktı. "Benimle gel" dedi. Ben de onu takip ettim. Küçük bir odaya girdik. Kan dolu tüpü istedi ben de verdim. Büyükçe bir defteri açtı. İçinde hazırlanmış sorular olan bir sayfa. Sorular kişisel birkaç bilgi öğrenmek içindi. Sorularda "eşcinsel misiniz" de vardı. Tabi ki görevli bana bakarak kendi kendine bana sormadan soruları yanıtladı. Cevaplarda eşcinsel olmadığım da vardı! Oradan ayrılmadan önce sonucu ne zaman alabilirim diye sordum. Bana bir hafta sonra alabileceğimi söyledi. Kulaklarıma inanmak istemedim. "Nasıl yani, bir hafta sonra mı?". "Evet" dedi. Sert bir şekilde, kabadayı edasıyla "burada böyle" dedi. Ben hâlâ inanmak istemiyordum. Bir hafta nasıl insanları bekletirler diye düşündüm. Sinirli bir şekilde oradan çıkarken doktor odasını gördüm. Hemen içeriye girip "pardon bir şey sormak istiyorum sorabilir miyim?" dedim. "Tabi" dedi. AIDS testinin sonuçlarının bir hafta içerisinde alındığını öğrendim. Sürenin çok uzun ve kişiler açısından zararlı olabileceğinden bahsettim. Bir hafta boyunca insanlar test sonuçlarının pozitif mi yoksa negatif mi? sorularıyla kâbusa döndürebilir yaşamını. Hemen bana bir sürü açıklama yaptı. Bana en saçma geleni de testin maliyetinin çok yüksek olmasından bahsetmesiydi. Testin maliyeti yüksek olabilir. Burada bir sorun yok. Test maliyetinin test sonuçlarının zamanını neden etkiler ki diye düşündüm. Hacettepe'de iki günde verilen sonuçlar burada neden bir hafta sonra veriliyor? Sinirli bir şekilde oradan çıkarak arkadaşımın yanına gittim. Moralim bozuk bir şekilde "hadi gidelim" dedim. O da bana "ne oldu?" diye sordu. Ben de "boş ver" dedim. Birlikte bir arkadaşa gidip kahvaltı yaptık. Kahvaltı esnasında aklıma şeker testi geldi. Hemşire bana aç mısın tok musun diye sormamıştı, (sorması gerekiyordu) soğuk davranmıştı, görevli genç kadın frengiyle bel soğukluğunun aynı hastalık olduğunu söylemişti. AIDS ünitesindeki doktor bana bir sürü anlamsız açıklama yapmıştı. Görevli, arkadaşımdan iki milyona yapılan test için yedi milyon istemişti. Neden biz o lanet yere gitmiştik?

Bir hafta sonra başka bir arkadaşla sonuçları almak için Hıfzısıhhaya gittik. Sonuçları görevli ile bir sürü kağıt yığınları arasında aradık. Yoktu. Görevli "daha çıkmamış birazdan çıkar" dedi. Ben artık sıkılmaya, paniklemeye başlamıştım. İnsan ister istemez korkuyor. Ben aşağı indim diğer sonuçları aldım. Tekrar oraya geldiğimde arkadaşım sonucu söyledi. NEGATİFTİ. Biraz rahatladım. Ama yine gergindim. Görevli çıkarken bana seslendi yanına gittim. "Karnen var değil mi?" dedi. Şişman iri bir bayan. "Evet" dedim. "Nerede çalışıyorsun?" dedi. Öğrenci olduğumu babamın emekli memur olduğunu söyledim. "Nerede okuyorsun, hangi bölümde?". Ben de saf bir şekilde söyledim. Sonra "neden bu testi yaptırıyorsun?" dedi. O an ben sert bir şekilde "neden böyle sorular soruyorsunuz?. Eğer böyle sorular sorarsanız insanları ürkütürsünüz ve test yaptırmalarına mani olursunuz" dedim. Kadın sinirlendi. Ben de sinirlendim. "Söylemek zorunda değilim" dedim ve çıktım. Çok sinirlenmiştim. Arkadaşıma "manyak bunlar" dedim. Kadın tabii söylediğimi duydu. Bağırmaya başladı "SAPIK SAPIK..." diye. Herhalde kadın sinir krizi geçiriyordu. Ben de çok sinirlenmiştim. Yürürken arkadaşım yanlış yaptığımı söyledi. Daha uygun bir üslupla konuşabileceğimden bahsettiği an artık deliresim geldi. Bir saat de onunla mücadele ettim. Sanki kadına uygun bir üslup kullansam daha mı farklı olacaktı. Personel zaten oraya başvuran herkese sapık gözü ile bakıyor. Yani söyleyeceğim Hıfzısıhhaya gitmeyin, gidebileceğiniz pek çok seçenek var (özel ve üniversite hastaneleri). Giderseniz de o an yanınızda olduğunu hissedeceğiniz arkadaşınızla gidin.



Kaynak: Kaos GL, Ekim 1999, Sayı 62



Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam