21/05/2013 | Yazar: Kaos GL

AB’ye bağlı olarak çalışmalarını yürüten Temel Haklar Ajansı (FRA) LGBT’lerin Avrupa ülkelerindeki sorunları araştırmasını 17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı Günü’nde açıklandı

Homofobi Avrupa’nın da Meselesi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
AB’ye bağlı olarak çalışmalarını yürüten Temel Haklar Ajansı (FRA) LGBT’lerin Avrupa ülkelerindeki sorunları araştırmasını 17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı Günü’nde açıklandı
 
AB üyesi 27 ülke ile Hırvatistan vatandaşı 93 bin LGBT bireyinin katıldığı araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre LGBT’ler okullardan işyerlerine ve  eğlence mekânlarına kadar yaşamın her alanında ayrımcılık ve horlanmaya maruz kalıyor
 
Araştırma sonuçlarını “LGBT bireyleri Avrupa’da da ayrımcılık ve şiddet kurbanı” başlığı ile Bedran Deniz değerlendirdi
Bugün 17 Mayıs Uluslararası Homofobi (Eşcinsel düşmanlığı) Karşıtlığı günü ve eşcinseller halen toplumdan dışlanmaya ve hor görülmeye devam ediyorlar. Başta Afrika ve Asya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de eşcinsellik bir ‘hastalık’ olarak kabul görürken, homofobi tehlikeli bir olgu olarak varlığını hissettiriyor.
 
Ancak, kısaca LGBT olarak bilinen lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüellerin sorunları gelişmekte olan ülkelerle sınırlı değil. Avrupa Birliği (AB) tarafından yapılan geniş çaplı bir araştırmaya göre eşcinsel ve transseksüellerin haklarının kısmen iyileştirildiği Avrupa ülkelerinde dahi ayrımcılık  ciddi bir biçimde hissediliyor.
 
AB’ye bağlı olarak çalışmalarını yürüten Temel Haklar Ajansı (FRA) tarafından yapılan bir araştırma ile LGBT bireylerinin Avrupa ülkelerindeki sorunları ortaya konuldu. AB üyesi 27 ülke ile Hırvatistan vatandaşı 93 bin LGBT bireyinin katıldığı araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre LGBT’ler okullardan işyerlerine ve  eğlence mekânlarına kadar yaşamın her alanında ayrımcılık ve horlanmaya maruz kalıyor. 17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı Günü vesilesiyle sonuçları açıklanan FRA araştırmasında birçok LGBT bireyinin kimliğini gizlemek zorunda kaldığına da dikkat çekiliyor.
 
DÖRTTE BİRİ SON BEŞ YILDA FİZİKİ ŞİDDET VE YA TEHDİT MAĞDURU OLDU
Araştırmaya katılanların yüzde 47’si 2012 yılında cinsel tercihlerinden ötürü ayrımcılığa kaldığını bildirirken, yüzde 26’sı ise son 5 yılda fiziki şiddete ve ya tehdide maruz kaldığını beyan etti. LGBT bireylerinin yüzde 6’sı son 1 yıl içerisinde  şiddete maruz kaldığını beyan ettiği araştırmada, bu şiddetin bir kısmı bizzat aile içerisinde gelişti.
 
AB ülkelerinde yaşayan LGBT bireylerinin yüzde 66’sı kamuya açık alanlarda partnerinin elini tutmaya cesaret edemediğini beyan ederken, bu oran eşcinsel ve ya biseksüel erkeklerde yüzde 75’e kadar çıkıyor.
 
OKULLARDAKİ AYRIMCILIK DAHA İLERİ BOYUTLARDA
Araştırmaya göre her üç LGBT bireyinden ikisi okul döneminde cinsel kimliğini gizlemek zorunda kalırken, en az yüzde 60’ı aşağılayıcı yorum ve ya kötü davranışlara maruz kaldı. Katılımcıların yüzde 80’i okul dönemlerinde eşcinsellere karşı kötü söz ve davranışların var olduğunu hatırladığını kaydetti. LGBT bireyleri iş hayatında da birçok ayrımcı davranış ile karşı karşıya kalıyorlar. FRA araştırmasına göre katılımcıların yüzde 19’u işyerinde veya iş arama esnasında ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. Bu rakamlar özellikle transseksüellerde yüzde 30’a kadar çıkıyor.
 
Avrupa ülkelerinde yaşayan LGBT bireylerin sadece yüzde 56’sı bireylere cinsel yönelimlerinden ötürü ayrımcılık yapılmasının yasa ile yasaklandığını biliyor. LGBT bireylerine yapılan ayrımcılık veya uygulanan şiddetin ise sadece küçük bir kısmı şikayet konusu olabiliyor. Böylelikle birçok LGBT bireyinin kimliğinin polis veya yargı nezdinde açığa çıkmasını istemediği ve bu kurumlar nezdinde de  haksızlığa maruz kalabileceğini düşündüğü sonucu ortaya çıkıyor.
 
FRA: AB ÖNLEM ALMALI
Araştırma sonuçlarını değerlendiren FRA, okullarda öğretmen ve öğrencilerin LGBT bireylerinin durumuna ve homofobiye karşı bilinçlendirilmesi için kampanyalar düzenlenmesini önerdi. AB’den de yapılan haksızlıkların önlenmesi ve temel haklarının ciddiye alınması için önlemler alınmasını da talep eden FRA, birçok kişinin ‘olduğu gibi’ yaşayamadığının altını çizdi.
 
Konuyla ilgili konuşan FRA Genel Müdürü Morten Kjaerum, “LGBT bireylerin onurluca bir yaşam sahibi olmaları için bireylerin cinsel yönelim ve kimliğinden bağımsız olarak yaşayabildiği bir toplum yaratmak gerekiyor. Toplumdaki sınırları kaldırmak ve nefreti yenmek için de AB genelini kapsayıcı önlemler alınması gerekiyor” diyerek, konunun önemine vurgu yaptı.
 
WHO 23 YIL ÖNCE RUH HASTALIĞI KATEGORİSİNDEN ÇIKARMIŞTI
LGBT bireylerinin hakları başta İskandinavya ülkeleri olmak üzere birçok ülkede yasal güvence altına alınmış durumda. Ancak araştırmaya göre bu ülkelerde de birçok ayrımcılığa maruz kalıyorlar. En son Fransa ve Yeni Zelanda’da eşcinsellerin evlilik hakları yasalaştırılmıştı. Tüm dünyada  ise14 ülke eşcinsel evliliğe izin veriyor. Eşcinsellik, bazı ülkelerde hapisle, bazı ülkelerde de ölüm cezası ile cezalandırılıyor.
 
60’ı aşkın ülkede 17 Mayıs Uluslararası Homofobi  Karşıtlığı Günü olarak kabul ediliyor. Halen birçok ülkede yasal olarak ve ya toplumların gözünde hastalık olarak kabul edilen eşcinsellik, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 17 Mayıs 1990’da alınan bir karar ile ‘akıl hastalıkları’ listesinden çıkarıldı.
 
Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi birçok dinin temsilcileri tarafından da ruh hastalığı olarak görülen eşcinsellik son olarak 1999 yılında Rus Ortodoks Kilisesi tarafından ruh hastalığı kategorisinden çıkarılmıştı.
 
FRA araştırmasının İngilizce ve diğer bazı Avrupa dillerindeki sonuçları ve videosu bu linkten görüntülenebilir…  (Strasbourg, 17.05.2013, ANF)
 
Fotoğraf: Cihat Gündüz / Kaos GL

Etiketler: insan hakları
İstihdam