14/05/2008 | Yazar: Kaos GL
Uluslararsı Homofobi Karşıtı Buluşma’nın Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusu ayağı, Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Topluluğu ile Kaos GL Derneği’nin ortaklaşa çalışmasıyla 13 Mayıs’ta gerçekleşti. 150’ye yakın öğrenci ve birçok öğretim üyesini n izlediği etkinlik üç ana bölümden oluştu.
‘Hep Birlikte’ İnsan Hakları Atölyesi
Dünya Bankası Küçük Hibeler Programı kapsamında yürütülen Hep Birlikte Projesinin İnsan Hakları Eğitimi gerçekleşti. Atölye çalışmasını Kaos GL Derneği’nden Umut Güner yürüttü. 25 katılımcı ile gerçekleşen insan hakları eğitiminde, ayrımcılık ve homofobi üzerine duruldu. Türkiye’de ayrımcılığa uğrayan değişik grupların ortak ezilme pratikleri üzerine değinildi.
Uluslararası Mekanizmalarda İnsan Hakları
Birgün Gazetesi yazarlarından ve Kaos GL Danışma Kurulu üyesi Kürşad Kahramanoğlu ve Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Yakın Ertürk’ün konuşmacı olarak katıldıkları ilk panelin yöneticiliğini Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden Mete Kaynar yaptı.
Yakın Ertürk, Birleşmiş Milletler İnsan hakları mekanizmalarını aktardığı konuşmasında, LGBTT bireyleri koruyacak bir mekanizma yaratılmadığını, diğer mekanizmaları kullanmaları gerektiğinin altını çizdi. Kadına yönelik şiddet özel raportörü olarak, Kuveyt’ten bir transeksüelin başvurusu olduğunu ve Kuveyt hükümetine bir mektup yazdığını söyledi. Ertürk, özellikle uluslararası hukuktaki gelişmelerin ulusal hukuku etkilediğinin altını çizdi ve uluslararası hukuk alanında yapılan gelişmelerin Birleşmiş Milletler üyesi diğer ülkeleri de zaman içerisinde etkilediğinin altını çizdi. Kürşat Kahramanoğlu konuşmasına İngiltere LGBT hareketi deneyimini anlatarak başladı ardından uluslararası alanda LGBT bireylerin insan haklarını savunmanın ne kadar zor olduğunun altını çizdi. Ayrıca mücadele etmekten başka bir çaremiz olmadığı da sık sık yineledi. Uluslararası gelişmelerde, LGBT bireylerin insan hakları alanında bu kadar geç ve yavaş olmasının arkasında ise devletlerin birbirleri ile kurduğu ticari ilişkilerin bile etkili olabileceğini belirtti. Türkiye’deki LGBT hareketin uluslararası hareketle işbirliği içinde olması gerektiğini ve taktik olarak uluslararası insan hakları mekanizmalarını etkili bir şekilde kullanmasının önemini belirterek konuşmasını sonlandırdı.
Türkiye’de Eşcinsel Olmak, Yoksunluk ve Yoksulluk Hali
Henrich Böll Derneği’nin desteklediği Türkiye’de Eşcinsel Olmak söyleşileri kapsamında, Yoksunluk Hali oturumu, Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’nın Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusu ayağında gerçekleşti. Pembe Hayat LGBTT Derneği kurucu üyelerinden Buse Kılıçkaya, Kaos GL Dergisi yazarlarından Begüm Topbaş, Erdal Matur ve Bawer Çakır dinleyicilerle deneyimlerini paylaştılar. Konuşmacılar lezbiyen, gey, biseksüel ve transeksüel olma halinin birçok alanda bireyleri yoksun bıraktığının altı çizildi. Begüm Topbaş, cinsel yönelimi nedeni ile yurttan ayrılmaya zorlandığını,
Erdal Matur, Odtü’de örgütlenmeye çalıştıklarını ancak resmi bir topluluk olmalarına engel olmak için bir sürü bürokratik engel çıkartıldığını, Buse Kılıçkaya ise, transeksüel olmanın eğitim, çalışma hayatı, aile başta olmak üzere her alanda bireyi yoksul bıraktığını ve yalnızlaştırdığını,
Bawer Çakır ise eşcinsel olmanın aşkın ve devrimin partisi olan örgütlerde bile zor olduğunun altını çizdi.
Etiketler: insan hakları, eğitim
