25/05/2009 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Derneği tarafından organize edilen "Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma" 1-17 Mayıs tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Van ve Diyarbakır’da gerçekleştirildi.
Kaos GL Derneği tarafından organize edilen "Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma" 1-17 Mayıs tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Van ve Diyarbakır’da gerçekleştirildi. Aralarında Ufuk Uras, Sebahat Tuncel ve çeşitli Avrupalı parlamenterlerin de yer aldığı ve bu yıl dördüncüsü düzenlenen kongrenin yürüyüş öncesi son gününde Ekin Kültür Merkezi’nde çeşitli politik sunumlar gerçekleştirildi.
Kongre konuşmacıları arasında Sosyolog Birol Dinçel ile KEG aktivisti Ali Baydaş’ın konuşmaları dikkat çekti. Dinçel, ‘Neoliberal Tahribat: Gey Kültürü’ başlıklı konuşmasında eşcinsellere yönelik ayrımcılık politikasının sadece yasal düzenlemelerle ilintili olmayıp, emek-sermaye çelişkisinden de kaynaklandığını vurguladı. Kapitalizmin eşcinselleri, burjuva değerlere dayanan gey yaşam tarzı ideolojisi ile tüketim toplumunun bir bileşeni haline dönüştürdüğünü ifade eden Dinçel, AB ve Dünya Bankası projelerine endeksli eşcinsel mücadelesi anlayışına da bu bağlamda eleştiri getirdi.
Eşcinselliğin onca yıl aradan sonra Amerikan Psikologlar Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından hastalık kategorisinden çıkartılmasının nedenlerinin, turizmden sağlığa kadar kapitalizmin eşcinseller üzerinden sağladığı pembe ekonomiyi dikkate almadan anlaşılamayacağını savunan Dinçel’in ardından söz alan Baydaş, eşcinsel özgürleşmesinin anti-kapitalist eksende mümkün olacağını vurgulayarak, liberal çokkültürcülük söylemlerini eleştirdi. Baydaş, evlenmek, askere gitmek gibi eşitlik taleplerinin hareketi sisteme yedeklenmekten öteye götürmeyeceğini belirtti ve neoliberal politikaların, ezilen eşcinselleri sanki sınıflar üstü bir öznellikmiş gibi sunmaya çalıştığını açıkladı.
Konuşmaların ardından bir izleyici, eşcinsel hareketin, liberal kimlik politikalarına hapsolması yerine devrimci hareketle rabıtası olan ve öz-örgütlülüğü esas alan devrimci bir perspektifle ele alınması gerektiğini savundu. Konuşmaların ardından yapılan tartışmalar bu çerçevede yürüdü. Konuşmaların yapıldığı salonda ‘Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı’na hayır!’ ve ‘Tecavüze sessiz kalmak taraf olmaktır. 28 Mayıs’ta duruşmaya!’ pankartları yer aldı.
Etiketler: yaşam, siyaset