20/02/2014 | Yazar: Semra Canbulat

Çanakkale’de Kaos GL Derneği, Çanakkale Bağımsız Kadın Kolektifi, Ece Ayhan Sivil Girişimi ve Pan Görsel Kültür Derneği’nin işbirliğiyle Pazar günü Pan Görsel Kültür Derneği’nde "Homofobi Karşıtı Yerel Buluşma" düzenlendi.

Homofobi Karşıtları Çanakkale’de Buluştu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Çanakkale’de Kaos GL Derneği, Çanakkale Bağımsız Kadın Kolektifi (ÇABA), Ece Ayhan Sivil Girişimi (EASG) ve Pan Görsel Kültür Derneği’nin işbirliğiyle Pazar günü Pan Görsel Kültür Derneği’nde "Homofobi Karşıtı Yerel Buluşma" düzenlendi.
 
Ece Ayhan Sivil Girişimi’nden Semra Canbulat’ın moderatörlüğünde gerçekleşen buluşmaya Kaos GL Derneğinden Seçin Tuncel ve Remzi Altunpolat, İstanbul Sosyalist Feminist Kolektif’ten de Ayşe Panuş katıldı. Yüze yakın kişiyi Pan Görsel’de buluşturan etkinlik konuşmacıların sunumlarının ardından soru cevap bölümüyle devam ederek yaklaşık iki buçuk saat  sürdü.
 
LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans)  kavramları, cinsel yönelimler ile LGBT’lere yönelik ayrımcı ideolojileri LGBT hareketinin tarihsel süreci içinde anlatan Remzi Altunpolat LGBT derken bir cinsel çeşitliliği ve çoğulluğu kastettiklerini, terimin lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve trans olarak anılan egemen ideolojinin dışındaki cinsel yönelimleri, grup ve kimlikleri kapsayan bir kavram olduğunu belirtti.
 
Hastalık Değil Cinsel Yönelim
Kendi cinsinden olanlara duygusal ve cinsel yönelim içinde bulunan kadın ve erkeğe eşcinsel dendiğini, kadın eşcinsel için lezbiyen, erkek eşcinsel için gey ifadesinin kullanıldığını belirten Altunpolat, tarih boyunca eşcinselliğin hemen hemen bütün toplumlarda var olduğunu, eşcinselliğin bir hastalık değil cinsel yönelimlerden biri olduğunu söyledi. Altunpolat, heteroseksüelliği normal ve tek cinsel yönelim olarak gören; bir zorunluluk olarak dayatan heteroseksizmin bir nevi ırkçılık olduğunu, normal kavramını sorgulamamız gerektiğini, LGBT’lerin yerleşik kadın erkek rollerine uymamaları nedeniyle fiziksel, duygusal ve psikolojik saldırılara maruz kaldıklarını, nefret cinayetleriyle yaşama haklarının ellerinden alındığını belirtti.
Homofobi kavramının eşcinsellere yönelik ayrımcı, olumsuz, korkulu ya da nefret dolu tutum ve davranışları ifade ettiğini söyleyen Altunpolat heteroseksist ideolojinin heteroseksüel olmayan kişilerin kimliklerinin yok edilmesini ya da gizli kalmasını dayattığının altını çizdi. Altunpolat ayrıca dünyada ve Türkiye’de LGBT hareketinin tarihini özetleyerek toplumun cinsel kimliği gizleyerek yaşamayı problem etmediğini ancak LGBT’lerin kamusal alanda eşit olmayı, tanınmayı, görünür olmayı talep etmesini problem ettiğini belirtti.
 
Yerelde Küçük de Olsa Bir Farkındalık Yaratmak önemli
Kaos GL Derneğinden Seçin Tuncel Kaos GL’nin 1994 yılında Türkiyeli eşcinsellerin maruz kaldıkları ayrımcılığa karşı mücadele etmek ve kendi sözlerini söylemek için çıkardıkları bir dergi çevresinde örgütlenen bir yapı olduğunu belirterek 2005 yılında resmi olarak dernekleştiğini, eğitim, çalışma yaşamı, sendika, akademi, sağlık, medya, hukuk... gibi alanlarda çalışmalar yürüttüğünü belirtti.
 
Türkiye’de LGBT’lere yönelik ayrımcılığın tartışılmasına ve görünürlüğünün sağlanmasına zemin yaratmayı amaçladıklarını belirten Tuncel, yerellerde insan hakları örgütleri, sendikalar, inisiyatifler, aktivistler, eğitimciler ya da konuya duyarlı insanlarla homofobi karşıtı buluşmaları örgütlediklerini, yaşadığımız her şehirde homofobiye dair küçük bir farkındalık yaratmanın çok önemli olduğunu ifade etti.
 
İstanbul Sosyalist Feminist Kolektif’ten Ayşe Panuş, feminizm ve LGBT hareketinin ilişkisini değerlendirdiği konuşmasında heteroseksizm ve patriyarkanın kime hizmet ettiği ve bu sistemin kendini yüzyıllardır nasıl devam ettirdiği sorularının önemli olduğunu söyledi. Ataerkil sisteme ve heteroseksizmin dayattığı ikili cinsiyet rejimine karşı hem feministlerin hem de LGBT’lerin mücadele ettiklerini belirten Panuş, tarihsel olarak kadınların ataerkiye karşı başlangıçta heteroseksist bir mücadele yürüttüğünü ancak LGBT hareketinin gelişmesiyle heteronormativiteye karşı da bir mücadele biçimi geliştirdiklerini ifade etti. Aile kurumuyla toplumu şekillendiren ataerkil sistemin heteroseksist bir anlayışla gündelik yaşamı kurduğunu, özellikle eğitim alanındaki ayrımcı bilgi, tutum ve davranışlarla homofobik anlayışı yeniden ürettiğini söyleyen Ayşe Panuş feminist mücadeleyle LGBT’lerin yürüttüğü mücadelenin ittifak halinde olduğunu belirtti.
 
Çanakkale’de Homofobi Karşıtı Bir İnisiyatif İçin İlk Adımlar
Soru-cevap şeklinde devam eden homofobi karşıtı buluşmada katılımcılar kendi deneyimlerinden, yaşadıkları sorunlardan bahsetti. Buluşmanın moderatörü Semra Canbulat ise homofobinin toplumsal olarak beslenen cinsiyetçi bir politik tutum olduğunu belirterek LGBT’lere yönelik ağır insan hakları ihlallerine ve nefret cinayetlerine son verebilmek için Çanakkale’de de homofobi karşıtı bir inisiyatifin kurulmasının önemine değindi. Buluşmanın Çanakkale ölçeğinde bu kadar kalabalık olmasını umut verici bulduğunu söyleyen Canbulat, önümüzdeki yıl Kaos GL Derneği ile daha geniş bir katılımla daha farklı etkinliklerle homofobi karşıtı yerel buluşmaları örgütleyecek bir etkileşimin ve enerjinin oluştuğunu ifade etti. 
 
Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma Yerel Etkinlikleri, Kanada Yerel Girişimler Fonu, Norveç Büyükelçiliği ve Rainbow Solidarite tarafından desteklenmektedir.    

Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam