21/07/2009 | Yazar: Kaos GL

Huysuz Virjin ile Seyfi Dursunoğlu arasında gidip geliyoruz.

Huysuz Virjin ile Seyfi Dursunoğlu arasında gidip geliyoruz. Huysuz Virjin, sahne showunda bize dayatılan bütün ahlak kurallarını yerle bir ederken Seyfi Dursunoğlu ise ahlak kurallarına sıkı sıkı sarılarak Huysuz’un yıkamayacağı kadar sert duvarlar örmeye ve homofobiyi beslemeye devam ediyor. 

kaosgl.org okuyucuları Seyfi Dursunoğlu’nun ‘eşcinselleri sevmiyorum, çok yalan söylüyorlar’ açıklamasını değerlendirdiler. 
 
Homofobi inkâr politikasıdır
Senem Doğanoğlu

Aramızda kalmasın Sayın Seyfi Dursunoğlu: Homofobi bir inkâr politikasıdır...
Huysuz Virjin transvestit performansı nedeniyle ekranlarda yasaklandığında Kaos GL ve Pembe Hayat, RTÜK’e sormuştu: önyargılarla hareket ederek eşcinsellik ve transeksüelliğe dair ayrımcı uygulamalarla, ekrandan kovduğu bu varoluşları sosyal hayatta da eşitsizliğe mahkûm etmiyor mu? Şimdi de sorunun muhatabı bizatihi kendisi olmuştur: Seyfi Dursunoğlu, eşcinsellere yönelik klişelere yenilerini katarak eşcinsel varoluşa dair ayrımcı uygulamalara zemin hazırlamıyor mu? 
 
Şovundan nefret mi ediyor?
Aykan Safoğlu
 
Kendi sahne şovunun sırtını yasladığı özellikler değil mi bu? Arsızlık, yalan, şaka, yani bir nevi insan ruhunun çocuk tarafları. Sanırım kendisinden ve sahne performansından da nefret ediyor. Allah yardımcısı olsun. Bunun dışında insanın karşısına çıkan insanların özelliklerine vurgu yaparak tüm insanları genelleyecek şekilde beylik laflar etmek yaşını başını almış bir insana yakışıyor mu?

Eşcinselliği ön plana çıkarmak mı?
Nevin Öztop
 
‘Eşcinselliği ön plana çıkarmanın manası yok. Kimse kimsenin özel hayatına girmez. Herkesin özel hayatı’ymış MEĞER! Acaba kendisi köşeyi nasıl dönmüş!? İnsanların ‘yatak odalarına girmeden’ mi? Yıllarca, drag-queen tadında, doldurmamış mı cebini? Bir insanın kendisiyle bu kadar çatışması, cebelleşmesi, yalanlaması, hamiyetten gözlerimi yaşartıyor. Vallahi öyle…
 
Homofobinin tedavisi mümkün!
Barış Sulu
 
Sevgili Seyfi Dursunoğlu’nu sanırım Huysuz Virjin duysaydı çok utanırdı. İlk önce ona haksızlık etmiş. Bugüne kadar ahbaplık ettiğin kişileri; ahbaplık yaptığım eşcinseller, heteroseksüeller, biseksüeller diye kategorilendirebilmek biraz zor olsa gerek. Öncelikle kendisini kutluyorum. Sonrasında ise iyi dileklerimi iletiyorum, umarım iyi bir eşcinsel arkadaş bulur da muradına erer.
Eşcinselliğin ön plana çıkartılmaması konusunda ise biraz daha düşünmeye davet ediyorum. Heteroseksüelliğin bu kadar afişe edilmesi ile ilgili neler düşünüyor acaba. Şahsen ben hayatın neredeyse her alanında heteroseksüel varsayılmaktan rahatsız oluyorum ama sanırım kendisinin homofobi gibi bir rahatsızlığı var, merak etmesin homofobinin tedavisi mümkün.
 
Yatak Odası mı?
İsmail Alacaoğlu
 
Huysuz Virjin de hemen hemen herkesin düştüğü bir hataya düşüyor ve eşcinselleri "homojen" bir grup olarak algılayarak etrafındaki bir kaç kişi ile olan ilişkisi yüzünden bunu tüm eşcinsellere mal ediyor. Oldukça yanlış bir tutum tabi ki, hele de bunu birçok insanın izlediği bir programda söylemesi zaten eşcinseller hakkındaki önyargıları besliyor. Huysuz Virjin'in unuttuğu bir şey de var, kendisine kadın kılığında tv’ye çıkması yasaklandığında eşcinsellerden aldığı destek. Şimdi bu yorumunu okuyunca insan kendisini ihanete uğramış gibi hissediyor.
 
 Diğer bir konu da "yatak odası" kavramı. İnsanların eşcinselliğin yatak odasıyla sınırlı olmadığını artık anlamaları gerekiyor. Bu bir cinsel fantezi değil ki yatak odasında tutulsun. Bu kişinin tüm hayatına nüfuz eden bir benlik. Ofiste iş arkadaşların hafta sonu sevgililileriyle ne yaptıklarını anlatırken, evlenen çiftler duymayan kalmasın diye sokaklarda kornalar çalarak dolaşırken, bir iş yemeğine herkes partnerini alıp gelirken, çalışmayan eş partnerinin sağlık sigortasından yararlanabiliyorken, sevgilisini anne babasına, akrabalarına, arkadaşlarına rahatça tanıştırabiliyorken, kamuya açık alanlarda birbirlerine rahatça dokunabiliyorlar ve öpüşebiliyorlarken eşcinsellerin ilişkilerini dört duvar arasında yaşamalarını söylemek ne kadar adil ve nasıl oluyor da eşcinsellerin ilişkileri "özel hayat" olabiliyor anlamak mümkün değil.  
 
Huysuz diyor ki yatak odanızda ne yaparsanız yapın bunun ifşası doğru değil peki bunu kafanızda yatak odasıyla sınırlayıp kendinizi bir heteroseksüelmiş gibi sunmak ne kadar doğru? Hangisi kendinizi daha iyi hissettiriyor? Kimse sizin eşcinsel olup olmadığınızı sorgulamıyorken bırakın da hakları için mücadele eden insanların yaptıkları işi baltalamayın abuk sabuk demeçlerinizle. Yoksa asıl söylemek istediğiniz şeyler ağzınızdan kaçıvermesin diye mi bastırıyorsunuz kendinizi?
 


Etiketler: medya
İstihdam