29/04/2006 | Yazar: Kaos GL

‘Kadın kılığında gezen eşcinsel erkekler biliriz. Ben vaktiyle, kolunda çantasıyla böyle bir köy delikanlısı görmüştüm tünelde. İrkildiğimi hatırlıyorum. Huysuz Virjin'in çok duyarlı, zeki, büyükşehirli tavrı, daha ilk gördüğümüzde, aramızda bir mesafe bırakmayacak kadar bildik, tanıdık gelmiş olmalı. Onu hemen hiç yadırgamadık. Bağdaşmakta ne Seyfi Bey, ne biz seyircileri güçlük çektik.’ 'Televizyon Makinası' Hakkı Devrim’in ‘hanımefendi’ yorumu.

‘Kadın kılığında gezen eşcinsel erkekler biliriz. Ben vaktiyle, kolunda çantasıyla böyle bir köy delikanlısı görmüştüm tünelde. İrkildiğimi hatırlıyorum. Huysuz Virjin'in çok duyarlı, zeki, büyükşehirli tavrı, daha ilk gördüğümüzde, aramızda bir mesafe bırakmayacak kadar bildik, tanıdık gelmiş olmalı. Onu hemen hiç yadırgamadık. Bağdaşmakta ne Seyfi Bey, ne biz seyircileri güçlük çektik.’ 'Televizyon Makinası' Hakkı Devrim’in ‘hanımefendi’ yorumu.

KAOS GL

Hakkı Devrim

Huysuz Virjin sayesinde bu konuda tecrübe sahibi sayılırız. Ben Seyfi Dursunoğlu'nu kadın kılığında ilkin ne zaman gördüğümü doğrusu hatırlamıyorum. Sahnede Zenne görmüşlüğüm var, ama o daha çok bir karikatür-karakter'dir. Huysuz Virjin çok farklı bir sahne kişiliği oldu.

Hayrettir, çok da yadırgamadık onu. Adını koymakta sıkıntı çektiğimiz bir farkı, denebilir ki dramatik bir yanı da yok değil.

Kadın kılığında gezen eşcinsel erkekler biliriz. Ben vaktiyle, kolunda çantasıyla böyle bir köy delikanlısı görmüştüm tünelde. İrkildiğimi hatırlıyorum. Huysuz Virjin'in çok duyarlı, zeki, büyükşehirli tavrı, daha ilk gördüğümüzde, aramızda bir mesafe bırakmayacak kadar bildik, tanıdık gelmiş olmalı. Onu hemen hiç yadırgamadık. Bağdaşmakta ne Seyfi Bey, ne biz seyircileri güçlük çektik.

Şimdi benim gözümde dünya ölçeğinde bir sahne başarısıdır Huysuz Virjin. Mehmet Ali Birand ile Seyfi Dursunoğlu onu konuşurlarken, söylenenleri, bir çok yakınımdan söz ediliyormuşçasına ilgiyle dinlediğimi fark ettim (32. Gün, 28 nsn., Kanal D).

Kanal 1 adlı yayın kuruluşu, Fatih Aksoy'un yarım kalan projesini yayımlamaya hazırlandı.
Yarışmanın adı O Bir Hanımefendi imiş. Sekiz yarışmacı, yani üç hafta boyunca jüri üyelerini (ve herhalde seyircileri de) kafiledeki en güzel (isterseniz «en başarılı» da diyelim) kadın olduklarına inandırmak için gayret sarf edecek sekiz erkek, ekranda boy göstermeye hazır.

Ağdalarını, makyaj ve saç tuvaletlerini yaptırmış, topuklu ayakkabılarını ve kadın elbiselerini giymişler. Dün Hürriyet'in ikinci sayfasında toplu fotoğraflarını ben de, itiraf ederim ki gerçek kadın resimlerine bakarken gerek görmediğim bir dikkatle inceledim. 7'den aşağı not vereceğim biri yoktu aralarında. Yüzü pek şanslı olmayanların, demek ki yüksek «hal ve tavır» notu alma ümitleri var.

Bu yarışmada da şenlik ümidi gene jüri üyelerine bağlanmış görünüyor. Tavuk düşmanı Erman Toroğlu ile horoz dostu (Bizimkiler'in katili) Aykut Oray adı ilk anılanlar arasında. Erkekler konusunun tecrübeli uzmanlarından Gönül Yazar da var. Ama heyet kesin olarak bu üçünden oluşuyor, demediler henüz.

Benim içimde bir his, yakın gelecekte akıl havsala almaz programlar seyredeceğiz biz bu ekranlarda diyor bana.

Hayırlısı! Ne yapabiliriz?

Kaynak: Radikal, 29 Nisan 2006

Etiketler: insan hakları
nefret