19/03/2024 | Yazar: Oğulcan Özgenç

LGBTİ+’ların toplanma ve ifade özgürlüğünün korunmasına ilişkin karar Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Eşitlik ve Ayrımcılık Karşıtı Komitesi tarafından kabul edildi.

“İfade ve toplanma özgürlüğüne yönelik saldırıların, özellikle genç nesiller üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kabul edilen kararda; son yıllarda Avrupa'da, etkinliklerin yasaklanması, idari engellerin çoğalması, toplantılara yönelik saldırılara karşı koruma sağlanmaması veya LGBTİ+’ların haklarına ilişkin bilgilerin yayılmasını engelleyen yasaların kabul edilmesine dikkat çekildi:

“LGBTİ+’ların ifade ve toplanma özgürlüğünün kısıtlanması, bu kişilerin görünmez kılınmasına yol açmaktadır. AİHM kararlarının uygulanması, her türlü ayrımcılıkla mücadeleye açık siyasi destek verilmesi, kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi, LGBTİ+’ların hakları konusunda farkındalık artırıcı kampanyalar düzenlenmesi ve çok erken yaşlardan itibaren önyargılarla mücadele edilmesi, herkesin ifade ve toplanma özgürlüğü haklarının korunduğu çeşitli ve kapsayıcı bir toplum inşa edilmesine yardımcı olabilir.”

Kararda, Türkiye’de LGBTİ+’ların maruz bırakıldığı hak ihlalleri de yer aldı.  Türkiye’de Onur Yürüyüşü etkinliklerinin yasaklanmasına dikkat çeken kararda, Türkiye’de LGBTİ+ dernekleri tarafından planlanan etkinliklerin orantısız kısıtlamalarla engellendiği, kolluk kuvvetleri tarafından yeterince korunmadığı ve kolluk tarafından şiddetle bastırıldığı ifade edildi.

Ankara ve İstanbul’da Onur Yürüyüşü yasakları, Queer Olympix etkinliğinin yasaklanması…

Kararda Türkiye’nin LGBTİ+ etkinliklerine ilişkin bir dizi hak ihlali şöyle yer aldı:

“Türkiye'de Onur Yürüyüşleri birkaç yıl boyunca barışçıl bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Ancak 2016'daki başarısız darbe girişiminden bu yana, LGBTİ+’lar ve örgütler, ulusal ve yerel makamları LGBTİ+ etkinliklerini kısıtlamaya teşvik eden, cumhurbaşkanı ve medya tarafından giderek artan sayıda düşmanca açıklamaların hedefi haline geldi ve bu tür etkinliklere düzenli olarak yasaklar getirildi. Ankara'da 2016 yılında LGBTİ+ etkinliklerine getirilen genel yasağın ardından, Şubat 2019'da bir mahkeme yasağı kaldırana kadar LGBTİ+’ların etkinlik düzenlemesi engellenmiştir. İstanbul Onur Yürüyüşü 2015 yılından bu yana her yıl yasaklanmaktadır. 2019 yılında İzmir, Antalya ve Mersin'de de Onur Yürüyüşleri yasaklandı, Tunceli'de bir film gösterimi yasaklandı ve Queer Olympix etkinliği iptal edildi. 2022 yılında Türkiye'de Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ'de, Eskişehir, Ankara ve İstanbul'da planlananlar da dâhil olmak üzere 11 Onur Yürüyüşü etkinliği yasaklandı. Bu tür yasaklar, mahkemeler tarafından düzenli olarak toplanma özgürlüğüne aykırı ilan edilmelerine ve devletin barışçıl toplantılara izin vermesi gerektiğinin vurgulanmasına rağmen uygulanmaktadır. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, yıllar boyunca farklı düzeylerdeki yetkililer tarafından LGBTİ+ etkinliklerine getirilen kapsamlı kısıtlamalar nedeniyle LGBTİ+’ların barışçıl toplanma haklarını kullanmalarının imkansız hale gelmesinden duyduğu endişeyi Türk yetkililere ifade etmiştir.”

“2022’de Onur ayı boyunca 530 kişi gözaltına alındı”

Türkiye’de yasaklanmasına rağmen gerçekleştirilen Onur Yürüyüşlerine yönelik polis şiddeti de karara yansıyan bir diğer başlık oldu:

“31 Mayıs 2019'da, Ankara'daki Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüsünde düzenlenen bir Onur Yürüyüşü, biber gazı, plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanan kolluk kuvvetleri tarafından dağıtılmıştır. Etkinlik barışçıl olmasına rağmen, 22 kişi gözaltına alındı ve iki yıldan fazla süren yargılamaların ardından Ekim 2021'de beraat etti. Yine 2019 yılında polis, Onur Haftası sırasında İstanbul'un merkezinde toplanan insanlara şiddetle saldırdı.”

Kararda; 8 Mart ve 25 Kasım eylemlerinde, alanlarda olan LGBTİ+’ların gökkuşağı bayraklarına el konulmasına dikkat çekildi. 2022’de hukuka aykırı bir şekilde yasaklanmış olmasına rağmen devam eden Onur Yürüyüşü etkinliklerine yönelik baskının şiddet içerdiği, birçok polis müdahalesinde plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanıldığı aktarıldı:

“Türkiye'de 37 gün süren Onur Yürüyüşü sezonu boyunca, 373'ü sadece İstanbul'daki etkinlikte olmak üzere toplam 530 kişi gözaltına alındı. Ardından, 25 Kasım etkinliği sırasında İstanbul'da 200'den fazla kişi gözaltına alındı.”

LGBTİ+’lar, devlet dışı kuruluşlardan gelen saldırılara karşı korunmadı

Kararda, LGBTİ+’ların önündeki en büyük engellerden birisinin LGBTİ+’ların toplanma ve ifade özgürlüğüne yönelik devlet dışı kuruluşlardan gelen saldırılar olduğu belirtildi. Bununla beraber; LGBTİ+’ların bu saldırılara karşı korunmadığına dikkat çekildi:

“Bu tür saldırılar çok sayıda ülkede gerçekleşmiştir ve failleri aşırı sağcı ve hatta neo-Nazi gruplar, dini gruplar, siyasi muhalifler veya LGBTİ-fobiklerdir. Hakaret ve sözlü taciz, fiziksel saldırı, katılımcılara yumurta ve şişe fırlatılması, vandalizm eylemleri ve hatta ölüm tehditleri şeklinde kendini gösteren fiziksel ve/veya psikolojik şiddet biçimini almaktadır. Son beş yıl içerisinde (farklı derecelerde) ilgili ülkeler arasında Ermenistan, Bulgaristan, Çekya, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Litvanya, Moldova Cumhuriyeti, Kuzey Makedonya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya, İsveç, Türkiye ve Ukrayna yer almaktadır.”

Kararda; Türkiye'de Temmuz 2023'te RTÜK tarafından Netflix, Disney+, Prime Video, MUBI, BeIN ve Blu TV'ye LGBTİ+ içerikleri yayınladıkları için para cezası verildiği belirtildi. Bununla beraber kararda; 2023 Ağustos ayında Gökçe'nin vereceği bir konserin, sosyal medyada "aşk aşktır" paylaşımıyla LGBTİ+’lara desteğini ifade ettiği için Sandıklı Belediye Başkanı tarafından yasaklanması da yer aldı.

“LGBTİ+’lar her zaman var olacaktır”

Kararın sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı:

  • Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, etkinliklerin yasaklanması, gösterilerin kolluk kuvvetleri tarafından bastırılması, giderek artan idari engeller, toplantılara yönelik saldırılara karşı koruma sağlanmaması veya LGBTİ+ hakları hakkında bilgi yayılmasını engelleyen yasaların çıkarılması nedeniyle Avrupa'da LGBTİ+’ların ifade ve toplanma özgürlüğünün güvence altına alınmadığı birçok durum yaşandı. LGBTİ+ karşıtı nefret söyleminin eşlik ettiği taciz ve yıldırma stratejileri de söz konusu olmuştur.
  • Baskı ve koruma eksikliği, üçüncü taraflarca uygulanan şiddetin artması için yeşil ışık olarak görülebilir. Bir ülkede LGBTİ+ haklarına saygı gösterilmiyorsa o ülkenin gerçekten demokratik olduğu iddia edilemez. LGBTİ+’lar kolluk kuvvetlerinden koruma bekleyebilmelidir. İfade ve toplanma özgürlüğüne yönelik saldırıların, özellikle genç nesiller üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir.
  • Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović, "Barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğünün, herkesin insan haklarından eşit ve güvenli bir şekilde yararlanabildiği ve toplumsal meselelerin barışçıl diyalog yoluyla tartışıldığı özgür, kapsayıcı ve çoğulcu bir demokrasinin merkezinde yer aldığının" altını çizmiştir.
  • Birçok LGBTİ+, toplum tarafından kendilerine dayatılan utanç nedeniyle sessiz kalmaya devam etmektedir. Bu zorunlu sessizliğin trajik sonuçları olabilmektedir. LGBTİ+’lar çoğu zaman intihara sürüklenmektedir. Toplumlar LGBTİ+’lara ne kadar işkence eder, hapseder, "dönüştürür" ya da onları ortadan kaldırmaya çalışırsa çalışsın, LGBTİ+’lar her zaman var olacaktır. Herkesi kabul ederek ve çeşitliliği koruyarak hepimiz ilerleyeceğiz. LGBTİ+ haklarını korumak, her insanın onurunu, saklanmadan yaşama hakkını, sevme hakkını ve var olma hakkını korumaktır.

Karara ulaşmak için tıklayın


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, siyaset, dünyadan, onur yürüyüşü
İstihdam