14/02/2025 | Yazar: Kaos GL

İHD Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu, 14 Şubat Sevgililer Günü için açıklama yayınladı: “Aşka ve eşitliğe yönelik baskılar ve ayrımcı politikalar karşısında dayanışma göstermeye devam edeceğiz”

İHD Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu’ndan 14 Şubat açıklaması Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İnsan Hakları Derneği Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu, 14 Şubat Sevgililer Günü kapsamında “Aşk, Aşktır! LGBTİ+’lar Üzerindeki Baskılara Son!” başlığıyla bir açıklama yayınladı.

Dernek, “14 Şubat Sevgililer Günü, sevgiyi kutlamak kadar, sevginin ve eşitliğin korunması gerekliliğini hatırlatmak için de bir fırsattır. Aşka ve eşitliğe yönelik baskılar ve ayrımcı politikalar karşısında, sevginin ve insan haklarının korunması için dayanışma göstermeye devam edeceğiz” dedi.

Derneğin açıklamasının tamamı şöyle:

“Bugün 14 Şubat, Dünya Sevgililer Günü. Tarihsel olarak bugün, Aziz Valentine'in sevginin sosyal, ekonomik ve politik sınırlarla ayrıştırılamayacağına dair inancıyla kilisenin otoritesine meydan okuması sonucu ortaya çıkmıştır. Sevgiyi, toplumsal normların ötesinde, herkes için kapsayıcı ve evrensel bir hak olarak görmek insanlık tarihinde her zaman önemli bir yer tutmuştur.

Ancak, tarihin farklı dönemlerinde ve günümüzde, LGBTİ+’ları sevgileri ve ilişkileri meşrulaştırılmamış, aksine, ayrımcı ve dışlayıcı politikalarla görmezden gelinmeye, yok sayılmaya çalışılmıştır. LGBTİ+’ların, varlıklarının gerçek olduğunu söyleyerek LGBTI "ların haklarının ayrımcı politikalarla yok edilmesine karşı mücadele ediyoruz. "LGBTI+ Hakları İnsan Haklarıdır" şiarını yükseltiyoruz.

Ne yazık ki, dünya genelinde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ve nefret politikaları güçlenmektedir. Son dönemde, ABD başta olmak üzere çeşitli ülkelerde LGBTİ+ haklarına yönelik sınırlandırıcı yasal düzenlemeler, trans bireylerin hormonlara erişiminin zorlaştırılması, medikal uyum süreçlerinin engellenmesi ve LGBTİ+'ların temel insan haklarını ihlal eden uygulamalar artmaktadır. Bu politikalar, LGBTİ+'ların yaşam hakkı, sağlık hakkı, barınma hakkı ve eğitim hakkı gibi temel haklarını tehdit etmektedir.

Türkiye'de 2024 yılı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Aile Yılı" olarak ilan edildi. Siyasal iktidarın aile kavramını merkeze alan bir politika üretmesini tesadüf olarak görmüyoruz. Hükümetin açıklamalarına göre, "Aile Yılı", toplumdaki aile bağlarını güçlendirmeyi, geleneksel aile yapısını desteklemeyi ve sosyal politikaları bu çerçevede yönlendirmeyi hedefleyen bir girişim olarak sunuluyor. Ancak, Aile yılı olarak ilan edilen program yalnızca heteroseksüel, evli bireylerden oluşan çekirdek aile modelini ön plana çıkarken, LGBTİ+'ların varoluşunu ve aile kurma hakkını göz ardı eden veya dışlayan politikaları güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Özellikle son yıllarda LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı söylemlerin arttığı bir dönemde, "Aile Yılı" politikalarının, LGBTİ+ haklarını daha da kısıtlayıcı yasal düzenlemeler için bir zemin hazırlama girişimi olarak görmekteyiz. Bu söylem çerçevesinde LGBTİ+’lar "aileyi tehdit eden unsurlar" gibi gösterilmeye çalışılıyor ve LGBTİ+'ların görünürlüğü azaltılmak isteniyor. Ayrıca, bu tür projelerin kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanlarında geriye gidişe neden olmasının yanı sıra, kadınları geleneksel roller içinde tanımlayarak ev içi emeği yücelten politikaları güçlendirmeye yönelik bir araç olarak kullanılıyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı olan bu aile anlayışı, LGBTİ+'ların varlığını ve ilişkilerini yok sayarak ayrımcılığa neden olmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, insan hakları evrenseldir ve cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliği fark etmeksizin herkesin eşit şekilde bu haklardan faydalanması gerekir.

14 Şubat Sevgililer Günü, sevgiyi kutlamak kadar, sevginin ve eşitliğin korunması gerekliliğini hatırlatmak için de bir fırsattır. Aşka ve eşitliğe yönelik baskılar ve ayrımcı politikalar karşısında, sevginin ve insan haklarının korunması için dayanışma göstermeye devam edeceğiz. LGBTİ+’ların varlığını ve haklarını hiçbir politika ya da söylem yok edemez. Biz vardık, varız, var olacağız.”


Etiketler: insan hakları, yaşam
İstihdam