İnönü Üniversitesi’nde LGBTİ paneline Rektörlük yasağı!

 

İnönü Üniversitesi’nde PDR Topluluğu tarafından gerçekleştirilmek istenen Kaos GL’nin katılımcısı olduğu Toplumsal Cinsiyet ve Cinsel Yönelim konulu panel İnönü Üniversitesi tarafından “uygun değildir” denilerek iptal edildi. Panel yapılabilseydi Pembe Hayat ve Kaos GL Derneklerinin AB Delegasyonu'nun desteğiyle düzenlenen Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu projesinin yerel etkinliklerinden biri olacaktı.

 

Kaos GL’ye dönük panel yasağı Malatya Haber Saati’nde “İnönü Üniversitesi’nde LGBT’lere Sansür İddiası” başlığıyla yer buldu. Malatya Haber Saati’nin konuya ilişkin haberini yayınlıyoruz:

 

Malatya İnönü Üniversitesi’nde 13-14 Nisan tarihlerinde PDR Topluluğu tarafından Kaos GL’den Ali Erol ve Evren E. Çakmak’ın katılacağı panel cinsel konuların üniversitesi için tehlike arz etmesi gerekçesiyle reddedildi. 26 Mart’ta duyurusu yapılan panelin ilk günü tüm üniversite öğrencilerine ayrılmış ikinci gün ise sadece PDR öğrencilerine yönelik gerçekleştirilmesi planlanmıştı.

 

13 Nisan 2015’te birinci oturumunun yapılması panelin ilk oturum konularında ise Türkiye’de yaşanan cinsiyet temelli toplumsal sorunları konuların tartışılması planlanırken konu başlıkları ise şu şekilde duyurulmuştu;

 

Artan Kadına Yönelik Şiddet

Çocuk İstismarları

Ayrımcı Cinsiyetçi Tutumların Altında Yatan Nedenler

Cinsel Kimlik ve Cinsel Eğitim

 

 

İnönü Üniversitesi PDR Kulübü ile Kaos GL Derneği’nin beraber yapmayı planladığı panelin üniversite yönetimi tarafından kabul edilmemesinin sebebi olarak üniversitenin bu konularla anılmasının istenmemesi ve LGBTİ, cinsellik, cinsel kimlik, cinsel yönelim gibi konular üniversite için tehlike arz etmesi şeklinde gösterildiği iddia edildi. Ayrıca üniversite rektörlüğünün Kaos GL Derneği’nden Ali Erol ve Evren E. Çakmak’ın tekin kişiler olmadıkları gerekçesini panelin reddedilmesinin gerekçesi olarak öne sürüldüğü iddialar arasında yer alıyor.

 

Konuyla ilgili Kaos GL Deneği üyesi ve panelist Ali Erol’dan konu ile ilgili görüşlerini aldık. Panelist Ali Erol Malatya Haber Saati’ne yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

 

“1994’ten beri sadece Ankara üniversitelerine değil, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden İstanbul üniversitelerine, Sivas Cumhuriyet’ten Antalya Akdeniz’e kadar onlarca kampüse gittim. Kaos GL Derneği üyesi insan hakları savunucuları olarak veya danışma kurulumuzun akademisyen üyeleriyle bugüne kadar derslerden öğrenci topluluklarının düzenlediği etkinliklere katıldığımız tek bir etkinlikte bile “olay” çıkmış değil.

 

“Kişilerin kurumların kaygıları hatta önyargıları bile anlaşılabilir ama artık “üniversitenin ve toplumun hazır olmadığı” yaklaşımı çoktan bayatladı. Mesele etkinlik de değil böylesi bir “gerekçe” bizatihi bir kurum olarak “üniversite”nin kendisine haksızlık olacaktır. Rektörlük, alanlarına dair sorumluk alan Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğrencilerini tebrik edip uzanmalık alanlarında kendilerini geliştirme çabalarını destekleme yaklaşımı gösterseydi hiç kuşkusuz hayırlara vesile olacak bir çalışmaya öncülük etmiş olacaktı. Aslında engellenenin doğrudan üniversitenin kendi öğrencileri olması üzücü.

 

“PDR öğrencileri toplumsal cinsiyeti, cinsel yönelimleri ve kimlikleri bunların gelişim süreçlerini, psikolojinin yaklaşımlarını öğrenmeleri meslekleri gereği karşılanmamış bir ihtiyaç olarak kalacak. Yoksa Kaos GL Derneğine dair önyargıların bir karşılığı bulunmuyor! Güvenilir olmayan bir kurum 20 yıldır ayakta kalıp kültürel, sosyal ve akademik çalışmalarını yürütemezdi herhalde. Başka üniversitelerle çalışan, derslere katılmanın haricinde Ankara Üniversitesi’nde iki dönemlik yüksek lisans dersi yürüten, yıllardır akademik araştırmalara danışmanlık veren bir kurum niye güvenilmez olsun ki! Velhasıl mesele bir kurum olarak Kaos GL Derneği de değil! Rektörlüğün “uygun değildir” dediği keşke bir “etkinlik”ten ibaret olsaydı… Uygun görülmeyen ve de güvenilmez bulunan farklılıklar oluyor bu durumda. Rektörlük etkinliğe izin vermeyerek akademik bir ihtiyacın karşılanmasını engellediği gibi farklı kimliklerin varoluşlarını tanımayacağını ve kendilerini ifade etmelerine de müsaade etmeyeceğini söylemiş oluyor. Peki bu durumda İnönü Üniversitesi kampüsünde cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği farklı öğrencileri ayrımcılıklara karşı kim koruyacak, güvenliklerini kim sağlayacak?”