04/09/2019 | Yazar: Aslı Alpar
Ankara Gökkuşağı Aile Grubu’ndan Elif Hanım çocuğunun kendisine açılmasının ardından yaşadıklarını ve hükümet yetkililerinin LGBTİ+’lara yönelik nefret söyleminin nasıl hissettirdiğini kaosGL.org anlattı.
Ankara Gökkuşağı Aile Grubu'ndan Elif Hanım çocuğunun kendisine açılmasının ardından yaşadıklarını ve hükümet yetkililerinin LGBTİ+’lara yönelik nefret söyleminin nasıl hissettirdiğini kaosGL.org anlattı.
Ankara Gökkuşağı Aile Grubu'ndan Elif Hanım 55 yaşında, gey annesi. “Eşimden ayrılalı neredeyse 23 yıl oldu, 3 çocuğumu da tek başıma büyüttüm” diyor ve hükümet yetkililerinin LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemine karşı çıkıyor. Şöyle soruyor; “Önemli olan çocuğunun yanında olmak. İnsan kendi çocuğuna kıyabilir mi? Bunu mu istiyorlar?”
Elif Hanım çocuğunun kendisine açılmasını, ardından yaşadıklarını kaosGL.org okuyucularına anlatıyor.
Çocuğunuz size ne zaman açıldı?
4.5 yıl oldu. Aslında daha önce çok açılmak istedi ama ben belki izin vermedim, belki benden çekindi ne diyeceğini bilemedi…
Bunu size düşündüren nedir?
Bazen oğlum geliyordu, “Benim çocuğum olmasa beni kabul eder misin”, “Benden çocuk isteme, zaten torunların var”, “Yurt dışına gitsem ben üzülür müsün” diye sorular soruyordu. Bir defasında da “Anne ben ölünce beni yakın” demişti, çok üzülmüştüm.
Mutsuz muydu?
Mutsuzmuş demek ki… Bir defasında da bana broşürler getirmişti, “Anne ben destek veriyorum eşcinsellere” demişti. Ben de “iyi” demiştim. Hiç rahatsız olmadım, aklıma başka bir şey getirmedim.
“Onun için yapabileceğim tek şey ona sarılmaktı”
Sonra…
Bir gün işten geldim yemek hazırlıyorum, akşamın bir vakti… Yanıma geldi, biraz abisinin hakkında konuştuk, sonra birden “Senin eşcinsel ya da trans bir çocuğun olsa ne yapardın” diye sordu. “Nasıl yani” dedim, “Erkeklerden hoşlansam ne yapardın” dedi. Ocağın altını söndürdü bana, tekrarladı, “Ne yaparsın ben eşcinsel olsam.”
Benim üç çocuğum daha vardı; biri 4 saat, biri 2 ay yaşadı, diğerini de trafik kazasında kaybettim. Dedim ki, “Çocuklarımın 3’ünü kaybettim dördüncüyü de kaybetmek istemem.” Sonra, “Anne ben eşcinselim” dedi. O ilk an çok zordu, beklemiyordum böyle bir şey…
Siz ne yaptınız?
Bugün bu durum beni rahatsız etmiyor ama o gün kendimi çok kötü hissettim. Ona hissettirmemeye çalıştım bunu. O dizime yattı, ben bir taraftan ağlıyorum, saçlarını okşadım. Hâlbuki üzülecek ne var… Ama o zaman bilmiyordum…
Onun için yapabileceğim tek şey ona sarılmaktı, keşke daha fazla bir şeyler yapabilseydim ama sadece sarıldım.
Artık “üzülecek ne var” diyorsunuz. Önyargılarınızı nasıl kırdınız?
Kolay olmadı. Oğlum bana açıldıktan sonra sürekli bu konuyu düşünmeye başladım, işimi yapamaz oldum, sürekli bir baş ağrısı… Yanında çalıştığım kadının eşi bir hastanede uzmanmış, bana hastaneden randevu almayı önerdi. Kabul ettim. Hastaneye baş ağrısı için gittim ama doktor soru sordukça ben dertlerimi anlatmaya başladım. Sonra birden doktora söyledim, “oğlum gey” dedim.
Doktor beni bu konuyu bilen bir ruh sağlığı doktoruna, Koray Başar’a yönlendirdi. Fakat şansıma doktor yıllık izindeymiş. 15 gün boyunca bekledim ama içim içimi yiyor. Gece gündüz ağla ağla… Bir yandan da internetten bakıyorum…
Nelerle karşılaştınız internette?
Daha çok güzel şeyler gördüm, çocuklarını kabul eden aileler… Ama ben negatifim ya bakıyorum, üzülüyorum.
Peki, sadece “hastalık, günah” gibi açıklamalar görseydiniz internette, o zaman nasıl etkilenirdiniz?
Kaç yıl geçti ben halen böyle bir şey gördüğümde çok kötü etkileniyorum. Şimdi üzülüyorum ama o zaman görseydim bu beni yanlış yönlendirebilirdi… Bu çocukların elinde değil, bu hastalık değil…
“Anladım ki önemli olan çocuğumuza sahip çıkmak”
O güne geri dönelim, ne oldu 15 gün sonra?
Neyse o 15 gün bitti ben hastaneye yeniden gittim. Doktor beni yönlendirdiği Koray hoca ile tanıştırdı. Konuştuk. Bana Ankara’da LGBTİ+ çocukları olan ailelerin düzenli buluşan bir grup olduğunu söyledi, oraya katıl dedi.
Gittiniz mi?
Utana sıkıla gittim. Orada 4-5 aile daha vardı. Sıra bana gelince ağlamaya başladım, konuşmayabilirsin dediler ama her seferinde gittim. Konuşa konuşa en sonunda normal bir hale döndüm. Anladım ki önemli olan çocuğumuza sahip çıkmak bu çocuk heteroseksüel de olabilir… Onlarla yaşamamız lazım.
Sizin süreciniz çocuğunuzu nasıl etkiledi?
Ben bunları yaşarken kim bilir O nasıl bir süreç yaşadı. Hele bana açılmadan önce… Derslerini aksatması, mutsuzluğu demek ki buymuş. Canı sağ olsun.
Şimdi nasılsınız?
Şu an çok iyiyiz ama 4 yıldan fazla zaman geçti aradan. Gey olmanın heteroseksüel olmaktan bir farkı yok. Üzülmüyorum, oğlumu çok seviyorum.
“Ne söylesem de anlatsam ve bunun hastalık, günah olmadığını anlasalar…”
Aileye açık mısınız peki?
Sadece ablası biliyor. O benden 1 sene önce öğrenmiş. Ben öğrendikten sonra kızımla konuştum ama bana “belki değişir, sevdiği yemekleri yap, daha iyi davran” dedi. Özetle oğlum ve ben bu konuyu herkesle konuşamıyoruz. Mesela anneme anlatamıyorum.
Bazen arkadaşlarla konu açılıyor, konuşmak, anlatmak istiyorsun, hatta ağzını açıyorsun bir şeyler söylüyorsun sonra susmak zorunda hissediyorsun. Bazen en yakınındaki insanla paylaşamıyorsun, üzüyor bu. Ne söylesem de anlatsam ve bunun hastalık, günah olmadığını anlasalar… Söyleyecek bir şey bulamıyorum…
Oğlumu da kötü etkiliyordur bu konuda konuşamamak… Gizlemek zorunda hissetmesi…
Sizce toplumdaki bu önyargı nasıl yok edilebilir?
Aklıma bazen şöyle bir fikir geliyor, biz aileler bir araya geldiğimizde, beraberimizde konu komşumuzu getirsek, onlarla da toplansak, anlatsak. Bilmiyorum işe yarar mı?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve iktidar sözcülerinin LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi sizi nasıl etkiliyor?
Olur, olmaz açıklamalar yapıyorlar. Acaba düşünüyorlar mı onlar da bir ana baba çocuğu. İnsan kendi çocuğuna kıyabilir mi ya? Bunu mu istiyorlar? Aile öyle mi korunacak?
Çok insan etkileniyor, hoca ne derse onu yapan insanlar var. Bu kurumları, kişileri de bilinçlendirmek gerekiyor, böyle konuşmamaları gerekiyor. Biz nasıl bilinçlendik…
Etiketler: insan hakları, aile