10/09/2015 | Yazar: Kaos GL

‘İntihar bireyin yalnızca kendisini değil ailesini, sosyal çevresini ve toplumu etkilediğinden önemli bir halk sağlığı problemidir.’

İntihar nasıl önlenir? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“İntihar bireyin yalnızca kendisini değil ailesini, sosyal çevresini ve toplumu etkilediğinden önemli bir halk sağlığı problemidir.”

Türkiye Psikiyatri Derneği, 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü dolayısıyla basın açıklaması yayınladı. Krize Müdahale ve İntiharı Önleme Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Tarık Yılmaz imzasıyla yayınlanan açıklamada bir halk sağlığı problemi olan intihara ilişkin bütün kurumlara birlikte çalışma çağrısı yapıldı.

Her yıl 800bin intihar

Dünya Sağlık Örgütü İntiharı Önleme raporunda yer alan bilgileri kamuoyu ile paylaşan Yılmaz, “2014 yılında yayımlanan Dünya Sağlık Örgütü İntiharı Önleme raporuna göre; dünyada her yıl 800.000 üzerinde kişi intihar ederek yaşamına son vermektedir. İntiharla ilişkili stigmatizasyon, intiharın “tabu” oluşu,  ailelerin utanması ve bazı ülkelerde uygulanmakta olan yasal cezalar intiharların gizlenmesine yol açmaktadır. Güvenilir ölüm kayıtları tutmaktaki eksiklikler de bunlara eklendiğinde gerçek intihar rakamının daha yüksek olması muhtemeldir” dedi.

Her intiharın bir hayatın trajik şekilde kaybı olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Bu sebeple, intihar bireyin yalnızca kendisini değil ailesini, sosyal çevresini ve toplumu etkilediğinden önemli bir halk sağlığı problemidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de intiharların yüzde 25’i genç nüfus

Yılmaz açıklamanın devamında intihara ilişkin istatistiki bilgileri paylaştı:

“Dünya üzerinde tüm ölümlerin %1.8’i intihar sonucunda gerçekleşmektedir. İntihar oranı ülkemizde her ne kadar batı ülkeleri ile kıyaslandığında daha düşük görünse de son 40 yılda %50 artış göstermiştir, bu ciddi artış dikkat çekilmesi gereken bir durumdur. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre son 10 yılda 29.253 kişiyi intihar sonucu hayatını sonlandırdı. 2014 yılında kaba intihar hızı, diğer bir deyişle yüz bin nüfus başına düşen intihar sayısı 3.97 olarak bulundu. Farklı bir ifade ile 2014 yılında her yüz bin kişide 4 kişi intihar etti. Son yıllardaki istatistik verilerine bakıldığında dikkat çeken diğer bir durum intiharın gençler ve genç erişkin nüfusta artış gösterdiğidir. 15- 24 yaş arası gençlere bakıldığında intihar hızının yüz binde 6’nın üzerine çıktığı görülmektedir. En yüksek hız 8.07 ile 80-84 yaş arasında erişkinler olarak saptanmış olsa da Türkiye’de nüfus yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda vaka sayısı olarak genç intiharları çok daha fazladır. Tüm intiharların yaklaşık %25’i 15-24 yaş arasında gerçekleşmiştir.  Cinsiyete göre bakıldığında erkek intiharlarının, 15 yaş altı intiharlar hariç tüm yaş gruplarında kadın intiharlarından daha fazla olduğu gözlendi. En yüksek yaşa özel intihar hızının erkeklerde 80-84 yaş grubunda, kadınlarda ise 15-19 yaş grubunda olduğu görüldü.

“İntihara girişiminde bulunan insanların en az %70’i girişimde bulunmadan önce niyetlerine dair bazı ipuçları verirler. Yaşadıkları olumsuzluklar, mutsuzluk, çaresizlik, umutsuzluk içerisinde genellikle anlaşılabilmek ve yardım alabilmek için çağrılarda bulunurlar. Ailelerden, arkadaşlardan ve profesyonellerden yardım arayışına girilen bu dönemleri saptayabilmek, ipuçlarını yakalayabilmek ve sonrasında bu kişilere destek ve anlayış sunuyor olmak onlar için hayat kurtaran bir eylem haline gelebilir. Yalnızlığın intihar riskini arttırdığı ve kuvvetli kişilerarası ilişkilerin intihara karşı koruyucu olabildiği unutulmamalıdır.”

İntiharı önleme konusunda birlikte çalışma

İntiharı önlemek için yapılabileceklere ilişkin ise Yılmaz’ın ve derneğin görüşleri şu şekilde:

“İntihara eğilimli kişilerin erken fark edilmesi amacıyla risk gruplarına yönelik tarama programları geliştirmek ve bu kişilerin kolaylıkla her an başvurabilecekleri krize müdahale servisleri, telefon ve internet servis hatları oluşturulmalıdır. İntiharla ilgili toplumsal etiketlerin yardım istemeyi engellediği, insanların tıbbi yardım almasına engel olduğu bilindiğinden hizmetlerin ulaşılabilir olması sağlanmalıdır. Sağlık kurumlarımızda hizmetleri sunmanın yanında hizmet kalite standartları yükseltilmelidir.

“10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü vesilesiyle yalnız sağlık sektörü ve çalışanlarını değil tüm kurumları bu ölümcül konuya duyarlı olmaya ve bunu önleme yönünde çaba harcamaya, elbirliğiyle intiharı önleme konusunda toplumsal stratejiler üretmek için beraber çalışmaya çağırmaktayız.”


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam