02/05/2011 | Yazar: Uğur Özgür

“İran’dayken benim gibi eşcinsel arkadaşlarım d

“İran’dayken benim gibi eşcinsel arkadaşlarım da cinsel yönelimlerini gizli yaşıyorlardı. Korku, onların da hayatlarının önemli bir noktasındaydı.”
 
R.S. 28 yaşında, İran’dan Türkiye’ye gelen eşcinsel mültecilerden biri. Tahran’da dünyaya gelen R.S. yaklaşık on bir aydır Türkiye’de yaşıyor. İki abla ve iki ağabeyi olan, ailenin en küçük çocuğu, R.S. bir sene önce kalp krizi sonucu babasını ve yaklaşık yedi ay önce de yine aynı sebeple annesini kaybetti. Anne ve babasının cenazesine, eşcinsel bir mülteci olduğu için katılamayan R.S. İran’a bir daha asla dönmeyeceğini belirtti.
 
“10-12 yaşından beri eşcinsel duygular hissediyorum. Duygusal ve cinsel yönden kendimi hemcinslerime yakın hissediyorum.
 
Yaklaşık iki buçuk yıl önce bir kadınla nişanlandım. Yaşımın büyük olması sebebiyle, ailemin de nişan konusundaki ısrarları, bu nişanın gerçekleşmesinde büyük bir rol oynadı. Bense bu nişanla beraber, sahip olduğum eşcinsel yönelimlerimden kurtulacağımı düşünüyordum. Nişan günü, aldığım bu kararın, aslında ne büyük bir hata olduğunu anladım. Nişanlandığım o gün fenalaşıp, kaldırıldığım hastanede bir saat boyunca serum aldım, pişman olmuştum.
 
Nişanlımla ağabeyim vasıtasıyla tanıştım, yaklaşık üç buçuk sene önce ağabeyim, nişanlımın kız kardeşiyle evlenmişti.”
 
Nişanlısının kendisini çok sevdiğini söyleyen R.S. ailesinin cinsel yönelimini öğrenmesinin sebebi olarak nişanlısını görüyor.
 
“Nişanlım beni çok seviyordu ama bilmiyordu ki ben eşcinseldim. Kalbimi kazanmak için çok çaba saffetti, doğum günümde hediyeler aldı bana. Kendisini sevmediğimi zannetti. Seviyor muydum onu bilmiyordum. Sonuçta ben bir eşcinseldim ve benim asıl gerçeğim buydu. Yaklaşık bir yıl önce nişanlım beni evimde başka bir erkekle beraber yakaladı. Kurtulmak için nişanlanmayı bile göze aldığım ama kurtulamadığım gerçeğim ortaya çıkmıştı ve nişanlım cinsel kimliğimi öğrenmişti en sonunda. Doğal olarak, ilişkiyi bitirmeye karar verdi, aslında ortada, ciddi bir ilişki de yoktu zaten aramızda. Ablamı aramış, ablam da anneme söylemiş durumu.”
 
Tek bir yol kalmıştı: Kaçmak!
“Annem cinsel yönelimimi öğrendikten sonra, İran’dan bir an önce ayrılmayı düşündüm. Bu isteğimin bir diğer nedeni de karşı koyamadığım korkularımdı. Nişanlımın son derece dindar dört ağabeyi var ve içlerinden biri devlet adamı. Korkuyordum. İran’da şeriat kanununa göre, mahkemede birinin eşcinsel olduğu, şahitlerin de tanıklığıyla ortaya çıkarsa ve o kişinin hemcinsiyle cinsel ilişkiye girdiği kanıtlanırsa, o kişinin cezası idamdır. Benim cezam, bu olmamalıydı.
 
“Yaklaşık on bir ay önce annemle vedalaştım. “Gitme!” dedi bana ama ben kalamazdım. Korkularım vardı, korkularım büyüktü ve gitmekten başka bir çarem de kalmamıştı.”
 
R.S. neden Türkiye’ye geldiğini şu cümlelerle açıkladı:
“Türkiye İran’a yakın bir ülke ve ister siyasi, ister cinsel yönelimi farklı olduğu gerekçesiyle, isterse de diğer dinlere inanması nedeniyle, her ne sebepten olursa olsun, mülteciler oldukça fazla Türkiye’de.
 
Türkiye’ye geldiğimde, annemin ölüm haberini aldım ağabeyimden. Çok üzüldüm ama cenazesine katılamazdım, gidemezdim, dönemezdim İran’a. Bu zor zamanlarımda, benim gibi İran’dan Türkiye’ye gelen diğer mülteci arkadaşlarım benim yanımda olarak beni teselli ettiler.
 
Annemin ölüm haberini aldığımdan yaklaşık bir hafta sonra, Birleşmiş Milletlerle görüştüm. Ret aldım. Edindiğim bilgilere göre, Birleşmiş Milletler vekili, benim eşcinsel olduğuma inanmadı ve bence kabul edilmememin sebebi de buydu. Eşcinsel olduğumu onlara nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum. Umutla olumlu bir haber bekliyorum.”
 
Kaos GL ile yolarının Birleşmiş Milletler’den aldığı ve üstünde derneğinin adresinin de yazılı olduğu bir kağıt yoluyla kesiştiğini ifade eden R.S. Kaos GL derneğinde bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti.
 
İran’da transeksüel kimliğe sahip olmanın herhangi bir cezası olmadığını vurgulayan R.S. yine de trans bir birey olmayı düşünmediğini, onun ayrı bir kimlik olduğunu ifade etti.
 
“Ben eşcinsel bir birey olarak sahip olduğum erkek bedenimden memnunum. Transeksüellik farklı bir cinsiyet kimliğidir, bir varoluştur.”
 
İran’a bir daha asla dönmeyeceğinin altını çizen ve hala Türkiye’de yaşamına devam eden R.S. daha rahat yaşayabileceği ve kendini çok daha özgür hissedebileceği bir ülkede var olmak ve hayatına orda devam ettirmek istiyor.


Etiketler: insan hakları, mülteci
nefret