30/12/2024 | Yazar: Kaos GL

Işıl Kurnaz P24’e yazdı: “Transların linçi, itibar suikastının devamlı suç tehdidiyle şekillenir”

Işıl Kurnaz yazdı: Türk hukukunda belli kategoriler, trans hayatları bir linç edilebilirlik hikayesi olarak yeniden kurar Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Işıl Kurnaz, bağımsız gazetecilik platformu P24’te yayınlanan “Linç Dosyası”na translara yönelik şiddet ve linç hakkında yazdı. “İç Yüzünden Linç Yüzüne Anti-Trans Şiddet” başlığını taşıyan yazıda Kurnaz, translara karşı işlenen suçların linç kültürü ve linç motivasyonu ile benzerlik gösterdiğini belirtti.

Translara yönelik şiddetin sadece nefret suçu ve nefret söylemiyle açıklanamayacak kadar yapısal ve sistematik olduğuna dikkat çeken Kurnaz’ın yazısından satırbaşları şöyle:

“Transların itibar hakkı sürekli olarak inkâr edilir. Transların uğradığı hem yakın ilişkilerin şiddetli biçimleri, hem yerlerinden edilme deneyimleri, hem hapishane, askeriye, meslek sahası gibi alanlardaki kolektif ve düzeltici olduğu varsayılan cezalandırmalar linç kategorisini tarif etmemizi sağlar. Transların linçi, itibar suikastının devamlı suç tehdidiyle şekillenir.”

“Siyasal iklimin ayrımcı ve şiddetli yapısı, kamusal alandan transların dışlanması, organ kanıtlanması suretiyle belli kamusal mekanlara girişlerinin yasaklanması, mağdur suçlayıcılığı, sağlık hizmetlerinin reddi ya da inkârı aracılığıyla kendisini gösteriyordu. Bu yüzden de bu şiddet biçiminin bir bütün olarak ele alınması, adli ve bireysel değil, kamusal ve sistematik yüzüne dönülmesi önem taşır. Ceza hukukunun, kriminolojinin ve hatta viktimolojinin açmazı, suçluluğa yönelerek suça yönelik tavsiflerde bulunmasıdır ama trans hayatlar, ne ceza hukukunun manevi unsurlarına, ne viktimolojinin onları sokmaya çalıştığı mağdur statüsüne, ne de kriminolojinin suç ve suçlu dikotomisine indirgenebilirler. Türk hukukunda belli kategoriler ve tasnifler, ileri ve geri gidişlerle örülü trans hayatları bir cezasızlık ve linç edilebilirlik hikayesi olarak yeniden kurar.”

Esat-Eryaman davası ve Ülker Sokak olayları

Esat-Eryaman davası ve Ülker Sokak olaylarına değinen Kurnaz’ın yazısında şu ifadeler yer aldı:

“Linç kültürünün, güdüsünün ve sistematik bir iş birliğinin kristalize olduğu bir örnek olan Esat-Eryaman davası hakkında zamanaşımına ramak kala bir ceza verildi. Süreç hala kesinleşmemiş olsa da bu dava, tüm bu üçlü şiddet ağı olarak tarif ettiğimiz normatif sürecin adeta bir pratik çalışması olarak mahkeme salonlarında yaşandı. Eryaman davasından önceki bir prelüd olarak Ülker Sokak örneği 1996 yılında yaşanmıştı. İstanbul Habitat-II İnsan Yerleşimleri Zirvesi’ne hazırlanırken Beyoğlu’nda ikamet eden trans kadınlara yönelik şiddet, mahalleli tarafından başlatılmış ve transların yerlerinden sürgün edilmesiyle sonuçlanmıştı.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, kent hakkı, barınma
2024