09/09/2013 | Yazar: Ömer Akpınar

Sabine Küper Büsch, futbolu geleneksel anlamının dışına çıkarmayı hedefleyen Üç Taraflı Futbol Maçı ile ilgili kaosGL.org’un sorularını yanıtladı.

13. İstanbul Bienali’nin yan etkinlikleri kapsamında Türkiye’nin ilk üç kale maçı yapılacak. İnsanları birleştirmeyi ve kuralları dönüştürmeyi hedefleyen Üç Taraflı Futbol Maçı, InEnArt tarafından 14 Eylül saat 16’da düzenlenecek. İngiltere, Almanya ve Türkiye’den ırkçılık, milliyetçilik ve homofobi karşıtı üç takımın yer alacağı maçın iki hakeminden biri de eşcinsel olduğu için Türkiye Futbol Federasyonu tarafından görevine son verilen hakem Halil İbrahim Dinçdağ olacak. Proje koordinatörü Sabine Küper Büsch, futbolu geleneksel anlamının dışına çıkarmayı hedefleyen maçla ilgili kaosGL.org’un sorularını yanıtladı.
 
Futbol, ırkçı ve homofobik söylemin sıkça kullanıldığı bir spor dalı. Yaygın futbolu dönüştürerek Bienal’e taşıma fikri nasıl ortaya çıktı?
Futbol rekabet üzerine kurulu bir spor, galip gelme ve yenilme imkânı var ve bu erkeksi nesnelere bağlanıyor. Aslında böyle bir gerçeklik yok tamamen toplumsal tabular tarafından oluşmuş bir sistem. Futbol’da eşcinsel yok mu? Tabi ki var ama dile getirilmiyor. Bu sebeple dualismayı yani karşılıklı rekabeti kıran sanatsal bir kavramı uyguluyoruz maçımızda. Danimarkalı sanatçı Asger Jorn tarafından geliştirilen Üç Taraflı Futbol Maçı, Marksist-Leninist Diyalektiği eleştiren Triyalektik üzerine kurulu bir konsept. Para ve iş hayatında sömürülen işçi sınıfının zenginlerle mücadelesi tek temel olarak kabul edilmiyor. Hep üçüncü bir yol olduğunu öne sürüyor Asger Jorn. İdeolojilere onay vermeyen, toplumsal baskılara yenilmeyen, homofobiye de karşı olan yol. Maçımız bunu temsil etmekte.
 
13. İstanbul Bienali’nde kamusal alanın toplumsal buluşma ve siyasi tartışmaya nasıl kapı aralayabileceği ele alınacak. Futbolun, toplumsal bir barış tahayyülünde ne gibi bir yeri olabilir?
Biz İstanbul Bienali’ni temsil etmiyoruz. Etkinliğimiz Bienal yan etkinlikleri kapsamında ve Bienal’e karşı belirli bir eleştirel duruşumuz da var. İngiliz takımının formalarında şöyle bir yazı var: “Anne biz Barbar değiliz, çünkü üç takımlı futbol oynuyoruz.” Biz Bienal’in sponsor ve sermaye ile ilişkilerinin dışındayız. Maçımızı herkesin katkısı ve çok küçük bir bütçe ile gerçekleştireceğiz. İngiltere’den ve Almanya’dan gelen takımlar seyahat masraflarını kendi ceplerinden ödeyecekler. Bizce kamusal alanda yapılan eylemler bağımsız olmalı. Ben sponsorlarımın fikirlerini ve tercihlerini bilmek istemiyorum. Maça katılan herkesin siyasi bir duruşu elbette var. Biz her tür ayrımcılığa karşıyız ve bunu bu maçta kamusal alanda sergileyeceğiz. Rumi’nin güzel sözleriyle herkesi çağırıyoruz:  “sen de gel.”
 
Maçın hakemlerinden biri de eşcinsel olduğu için görevine son verilen hakem Halil İbrahim Dinçdağ olacak. Dinçdağ’ın eşitlik mücadelesinin bu proje için önemi nedir?
Halil İbrahim Dinçdağ bizim için önemli bir hakem; çünkü ayrımcılığı kendisi yaşamış bir insan. Mücadelesine gururla ve büyük bir cesaretle devam ediyor. Bu sebeple Halil’in teklifimizi hemen kabul etmesinin bize muhteşem bir katkısı oldu. Biz de onu maçtan sonra da mücadelesinde desteklemeye devam edeceğiz. Futbol Federasyonu ile davası sürüyor, gelecek duruşmaya (9. duruşma, 10 Ekim 2013’te yapılacak) İstanbul’da bulunan arkadaşlarımızla topluca katılacağız.
 
Son olarak, Gezi Parkı direnişiyle başlayan kamusal alana yönelik taleplerin LGBT’ler açısından ne gibi etkileri oldu sizce?
LBGT hareketi Gezi protestolarının motorlarındandır. Bu seneki Onur yürüyüşü, Gezi’nin en olumlu eylemlerindendi. LBGT’lerin Gezi Parkı’nda, kamusal alanda boy göstermesi herkese güç verdi. Cesaret, protestolarda en büyük ihtiyaç ve LBGT hareketi son senelerde verdiği mücadelesinde cesaretli olmayı öğrendi ve öğretti. Onlar Gezi protestolarının en tecrübeli protestocularındandır. Onlara minnettarız ve maçımıza mutlaka bekliyoruz. 
 
Üç Taraflı Futbol Maçı’nın nerede yapılacağı ise daha sonra duyurulacak. 

Etiketler: kültür sanat
nefret