22/06/2025 | Yazar: Kaos GL
İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası, “Yaşamda ısrar” temasıyla 23 Haziran’da başlıyor. Hafta boyunca devam edecek etkinlikler 29 Haziran Pazar günü LGBTİ+ Onur Yürüyüşü ile sonlanacak.

İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası, bu sene 33’üncü kez yapılacak. 23 Haziran Pazartesi günü başlayacak hafta, 29 Haziran Pazar günü Onur Yürüyüşü ile sonlanacak.
Bu sene “Yaşamda Israr” temasıyla yapılacak hafta programında atölye, panel ve partilerin yanı sıra Hormonlu Domates Ödül Töreni de var.
Dolu dolu geçecek hafta etkinlikleri arasında öğrenci topluluklarının bir araya geleceği “UKaLa ile kampüslerden sokaklara lubunyalar” forumu, futbol maçı, “hayırsızada’dan katliam yasasına – tarih, politika ve direniş”, “İnterseks ve Trans Kesişiminde İnterseks Yaşamda Israr” ve kuir feminist yayıncılık söyleşileri ve Havle ile utanç atölyesi de yer alıyor.
Hafta kapsamında 27 Haziran Cuma günü saat 11.00’de Barış Anneleri’nin katılımıyla “barışta biz de varız” söyleşisi de yapılacak.
Haftanın tam programı ve başvuru formları aşağıda yer alıyor.
23 Haziran Pazartesi
12.00-13.30 atölye: ne kadar sağlamcıyız?*
Bazen bir asansörün yokluğu, bazen genel geçer sayılan davranış kalıplarına sığmayan bir varoluş… Sağlamcılık (ableism), bedensel farklılıkları olduğu kadar nöroçeşitliliği de dışlayan bir sistem. Ve çoğu zaman, farkına bile varmadan içimize işliyor.
Kimin için, nasıl tasarlandığı belli olan binalarda; “makul” sayılan algı biçimlerine ve bedenlere göre kurulan dilde; görmediğimiz, duymadığımız, hesaba katmadığımız yerlerde… Gündelik hayatın içinde, biz fark etmesek de dışlayıcı olan pek çok şey var.
Bu etkinlikte İstanbul Pride’da bir araya geliyoruz. Sağlamcılığı birlikte konuşmak, görünmeyeni görünür kılmak istiyoruz.
Deneyimlerimizi, duygularımızı, sorularımızı paylaşacağımız bu çemberde buluşalım.
*bu etkinlikte işaret dili çevirisi bulunacak
14.00-16.00 sohbet: SPoD ile pazar(tesi) sohbetleri*
Bu hafta Pazar Sohbetlerinde varoluşumuzun her halini, her rengini onurlandırmak için bir aradayız. Hep birlikte ‘Açılma Deneyimlerimizi’ konuşuyoruz. Kime, ne zaman, nasıl ve neden açılıyoruz? Ya da belki açılmıyoruz? Açılmanın bizde bıraktığı izler neler? Belki korku, belki rahatlama, bazen çatışmalar ve dayanışmalar…
Açılmak, bazılarımız için hayatı değiştiren, hafızaya kazınan bir eşik olabilirken bazılarımız içinse adını bile koymadığımız, sessizce geçip gittiğimiz bir an. Her haliyle gerçek, her haliyle bizim.
*bu etkinlikte işaret dili çevirisi bulunacak
16.30-17.30 atölye: Yaşatacağız Platformu ile rozetle
Rozetliyoruz lubunya!
Söz senden, malzemeler bizden. Hep beraber buluşup sözümüzü rozetliyor, giyilebilir hale getiriyoruz. İster kendi görselinle ister hazır görsellerle gel, istersen de kendi sözünü yaz.
Rozet metallerimiz, asetatlarımız hazır, seni bekliyoruz aşkım.
18.00-20.00 atölye: LEZ Bİ’ GÜN baskı atölyesi
Sevgili lez*ler, gelin birlikte baskılar yapalım! T-shirtünüzü, çantanızı, başörtünüzü kapın gelin. Hazırda stencil ya da çizimleriniz varsa onları da getirin. Diğer tüm malzemeler hazır. Lez* derken, lezbiyen deneyimi veya kimliği ile ilişkili hisseden na-ikililer, trans ve natranslar, queerler ve interseksler; davetimiz size. Hadi, lez zamanda buluşalım! <3
20.30-22.00 söyleşi: hayırsızada’dan katliam yasasına – tarih, politika ve direniş
Devletin toplumda sözde “güvenlik kaygısı” imal ederek uyguladığı nefret siyasetinin hedef listesine sokakta yaşayan hayvanlar hep vardı. Günümüzde de organize bir şekilde suç işlenmeye devam ediliyor. Bu etkinlikte; farklı tarihsel zamanların ve farklı devletlerin kentleri hayvansızlaştırma çabasının sürekliliğini Hayırsızada Katliamı üzerinden konuşup hafızayı tazelerken, sadece şiddetin değil direnişin tarihini de hatırlayacağız. Katliam yasasının iktidar açısından siyasi “işlevini”, ekonomik yönünü, insanmerkezci kent politikalarıyla ilişkisini irdeleyeceğiz.
24 Haziran Salı
11:00-13:00 vegan kahvaltı
Ay ay geldi o döktürdüğümüz veguş kahvaltı sofraları. Güzelce göbeklerimizi doyurduğumuz bol gullümlü bol çaylı sofralarda buluşalım aşkım. Uyanamazsan diye çok da erken saat olmasın dedik lubunya, biliriz biz seni. Akşamdan mı kalmasın, gece çok mu yoruldun gel aşkım bir güzel uyanalım beraber. Piknik havası eksik olmasın aramızdan, sofra bezlerinde çeşit çeşit vegan börekler çörekler.. Daha ne olsun aşkım, lubunya hamarattır yap getir sen de bir şeyler unutma vegan olsun hepimize de şimdiden afiyet olsun!
13.00-14.30 söyleşi: UKaLa ile kampüslerden sokaklara lubunyalar
Öğrenci hareketliliğinde lubunyalar ve kuir toplulukların yerini UKaLa ile konuşuyor, kampüslerimizde neler deneyimliyoruz tartışıyoruz. Üniversite eylemliliğinde yaşadıklarımız, süregelen zorluklarla ve güvenli olmayan kampüs ortamlarında kendi hareketlilik biçimlerimizi anlatıyor, biraz da dertleşiyoruz.
Üniversitelerimizde sıra sıra onur haftaları düzenledik, etkinliklerimiz yasaklandı vazgeçmedik. Peki tüm bu yasaklarla nasıl mücadele ettik, neler yaşadık gel birlikte konuşalım aşkım. Sokaklar kadar kampüsler de bizim lubunya!
15.00-17.00 film gösterimi: Kadının İnsan Hakları Derneği ile Bu Kalabalığı Hatırla
“Bu Kalabalığı Hatırla” belgesel serisi, feminist hareketin tarihinde dönüm noktası olan kampanyaları yeniden hatırlamak ve yıllar içinde birlikte büyüttüğümüz mücadeleyle oluşan kalabalıklarımızın hafızasını ortaklaştırmak amacıyla başlatılmış bir sözlü tarih projesidir.
Serinin ilk iki bölümünde İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’un oluşum sürecinde kadın hareketinin verdiği mücadeleyi hatırlamıştık. Bu bölümde ise, 2000’lerin başında Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu’ndaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yeniden üreten ve dışlayıcı maddelerin kadın ve LGBTİ+ hareketi tarafından nasıl değiştirildiğine tanıklık ediyoruz.
17.30-19.30 atölye: kolaj, kaybettiğimiz hayvan dostlarımız ardından
İnsanlar sevdiklerini kaybettiklerinde yas tutarlar. Bu, anlamlı ve meşru bir duygulanım olarak kabul görür. Ancak birlikte yaşadığımız, hayatımızın parçası olan hayvan dostlarımız öldüğünde hissettiklerimiz çoğu zaman görmezden gelinir. Yasımız sessizleştirilir, değersizleştirilir. Oysa kayıp, kayıptır. Yas, yas.
Bu atölyede, hayvan arkadaşlarımızın ardından tuttuğumuz yasın varlığını kabul ediyor, ona alan açıyoruz. İnsanmerkezci değer ölçütlerinin ötesine geçerek, bu kaybın bizde bıraktığı izleri konuşuyoruz. Yaşanmışlıklarımızı paylaşıyor, yasın ortaklaştığı yerlerde birbirimize temas ediyoruz.
19.00-21.00 maç: Küründen United sunar: sahadayız aşkım!*
Sahadayız aşkım! Yine, yeniden, rengarenk! ⚽️????️????
Bu sene de aşkımızı, öfkemizi, gullümümüzü ve birlikte oluşumuzu alıp çimlere seriyoruz. Defans, orta saha, forvet… Her yerdeyiz.
Küründen United ve İstanbul Pride Komitesi olarak bir kez daha “sahadayız aşkım” demek için maça çıkıyoruz. Top peşinde koşarken renklerimizi sahaya taşıyoruz. İster oyna, ister kenardan destekle; bu maçta herkese yer var.
*bu etkinlikte işaret dili çevirisi bulunacak
25 Haziran Çarşamba
11.00-12.00 yoga: Yaşamda Yoga
Pride haftasında, canımız onur ayımıza gelirken…
Yasa tasarısıydı, gözoydu, aile yılıydı, madilikti derken…
Bedenimiz, zihnimiz, kalbimiz yoruldu.
Ama ışığımız da, isyanımız da parladı, büyüdü, serpildi.
Şimdi bu bayramda, onur ayımıza gelmişken,
biraz yoga, biraz gullüm, biraz da direniş
Çünkü lubunyanın bedeninden, nefesinden, sesinden büyük devrim mi var?
Daha önce yoga yapmış olmana gerek yok lubunya, bu akış yumuşacık, dinlendirici ve sarılırcasına olacak.
Yorgunlukları mata bırakmak, nefese tutunmak istiyoruz.
Gel beraber sesimizi içimizde duyalım duyuralım.
Çünkü queer beden, sadece var olarak bile direniyor.
Çünkü varlığımızı tüm sınırların dışına taşırdık biz.
Yogada da sınır tanımıyoruz: yeniden kuruyoruz, eğip büküyoruz,
kendi bedenimiz, kendi ritmimiz, kendi yolumuzla.
Malzeme düşünme: matlar, çaylar, kahveler, vegan kurabiyeler bizden.
Kıyafet kasma: canının istediği gibi gel.
Yeter ki sen gel lubunya.
14.00-16.00 Atölye: Cinsel Aykırılıklar (Sapmalar)
Bir yazar 40 sene boyunca LGBT ve BDSM toplulukları antropolojik olarak gözlemleyip makaleler yazmış, bunlar en sonunda “Deviations” adi altında kitaplaştırılmış. Bir çevirmen bunu 10 yil gecikmeli Türkçeleştirmiş, ama lezbiyen olup veya fetişist olup veya fistinge ilgi duyup vs bu kitabın çıktığından haberi bile olmayanları gördükçe demiş ki “bir atölye yapalim, kitaptan kısa pasajlar okuyalım, ama daha önemlisi durup durup pasajlardan bilinç akışıyla kendi deneyimlerimize ve düşlerimize geçiş yapalım.” Kitap okura elini uzattıktan sonra çevirmen kendini imha edecektir.
16.30-18.00 Söyleşi: İnterseks ve Trans Kesişiminde İnterseks Yaşamda Israr
İnter Dayanışma’dan Şerife Yurtseven ve Gülkan Noir, interseks ve trans kesişimindeki deneyimlerinden ve interseks mücadelesinin direncinden söz edecekler. İki aktivist, hak kazanımlarının giderek gerilediği dünyada, interseks ve translar birlikte mücadelenin yollarını nasıl arayabilir ve ortak noktalarından nasıl işbirlikleri çıkartabilirler sorularına yanıt arayacaklar.
18.30-20.00 Söyleşi: kuir feminist yayıncılık: şiir, roman, çeviri ile hayatta kalmak
Umami Kitap’la kuir feminist yayıncılık deneyimini, dirençle örülmüş edebiyat pratiklerini ve birlikte üretmenin olanaklarını konuşmak için bir araya geliyoruz. Yakut Orman, Cennet Çürüdü ve Dön, Bebeğim çeviri romanlarıyla tanıdığımız; bu yılın sonunda ilk Türkçe Şiir ve Öykü Antolojisi’ni yayımlayan Umami Kitap’la yakından tanışmaya davetlisin lubunya!
Şiir, roman ve çeviri üzerine düşünen, yaşamda “yazarak” ve “okuyarak” da ısrar tüm lubunyaları söyleşimize bekliyoruz.
20.30-04.00 Hormonlu Domates ödül töreni & parti*
*bu etkinlikte işaret dili çevirisi bulunacak
26 Haziran Perşembe
13.00-15.00 Atölye: bir günlük fanzin: non-binary otoportreler
Non-binary’lerin ve Non-binary transların LGBTİ+ hareketinin neresinde olduğunu, nasıl örgütlendiğini yazıp çizeceğimiz bir fanzin yapmak için buluşuyoruz. Non-binary kimlikler hakkında neleri çok konuşuyoruz, neleri yeterince konuşmuyoruz? Ortak nasıl bir söz üretebiliriz? Kolajlar yapıp kısa yazılar yazacağımız üretimlerle günün sonunda hep beraber bir fanzin çıkaracağız. Sen de gel lubunya beraber oturalım, yazalım, manifestomuzu üretelim! (Gelirken ister kesip biçeceğin eski dergileri, kağıt kalemini getir, istersen de getirme, bizde var aşkım)
15.30-17.30 Atölye: Havle ile utanç atölyesi
Toplumsal cinsiyetin, dinin ve kuir kimliklerin kesiştiği alanlarda “utanç” kavramını birlikte ele alacağımız bir atölye düzenliyoruz.
Bu atölyede, yolu müslümanlık deneyimiyle bir noktada kesişmiş lubunyalarla utandırılmanın yalnızca bireysel bir mesele olmadığını, politik ve toplumsal boyutlarının olduğunu, din ve cinsellik ekseninde utancın hayatlarımızda nasıl yer ettiğini konuşacağız.
Amacımız, bu konuları yalnızca bireysel deneyimler üzerinden değil, ortak mücadele alanlarımızı tanıyarak tartışmak ve dayanışma kurmak. Utandırmanın kaynağını fark etmek ve utancın ötesinde birbirimizden beslenmek için buluşuyoruz.
Eğer sen de dilersen atölyemize katılabilir ve hikayeni bizimle paylaşabilirsin. Bu atölye senin için lubunya! ????
18.00-19.30 okuma tiyatrosu ve söyleşi: LİSTAG ile hayatın renkleri
İstanbul Pride kapsamında, LİSTAG (LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği) tarafından gerçekleştirilecek çok özel bir etkinliğe davetlisiniz!
LGBTİ+ aileleri tarafından kaleme alınan ve tamamen gerçek yaşam deneyimlerinin aktarıldığı “Hayatın Renkleri” kitabından seçilen hikâyeler, usta tiyatro sanatçıları Esmeray, Okan Urun, Melis Öz ve Mehtap Özdemir tarafından bir okuma tiyatrosu ile seslendirilecek.
Ardından, bu etkileyici hikâyelerin yarattığı duygular ve ailelerin deneyimleri üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirilecek. LGBTİ+ hakları mücadelesine ses veren bu güçlü ve dokunaklı buluşmada, LİSTAG ailesinin dayanışmasına tanıklık etmek için siz de aramızda olun!
20.00-21.30 Panel: 6 şubat depremleri ve sonrası: kapsayıcı afet hazırlık planı mümkün mü? /çevrimiçi
6 Şubat 2023 depremleri, afet yönetiminde kırılgan grupların özel ihtiyaçlarının ne kadar göz ardı edildiğini bir kez daha gösterdi. LGBTİ+’lar, deprem sonrasında barınma, güvenlik, sağlık hizmetlerine erişim ve ayrımcılık gibi ek zorluklarla karşılaştı. Bu panelde, Muamma LGBTİ+ Derneği’nin deprem özelinde deneyimlerinden yola çıkarak, afet hazırlık ve müdahale süreçlerinde LGBTİ+’ların ihtiyaçlarını nasıl merkeze alabileceğimizi tartışacağız. LGBTİ+ örgütlerinin afet yönetimindeki rolü ve insani yardım kuruluşlarıyla işbirliği modelleri ve kapsayıcı politikaların önemi üzerine konuşacağız. Amaç, gelecekteki afetlerde LGBTİ+’ların haklarını koruyan ve ihtiyaçlarına yanıt veren bir afet yönetimi çerçevesi oluşturmak için somut adımları birlikte düşünmek.
27 Haziran Cuma
11.00-13.00 Söyleşi: barışta biz de varız
Em bi salan li vî welatî, li rêyên jiyana bi hev re digerin.
Di bin siya şer de û guh nedan û dijberî kirin de em mezin bun. Di cîhaneke ku ,hebûn jî bi serê xwe berxwedan e, me her tim aştî parastiye.
Niha em di Hefteya Serbilindî ya LGBTI+ ya Stenbolê de, bi Dayikên Aştiyê re tên cem hev. Dema ku li van erdan behsa aştiyê tê kirin, her tim pêşî ew tên bîra me. Ji ber ku Dayikên Aştiyê , hêsirên xwe vediguherînin aştiyê, ne hêrs in. Ew dayikên ku dibêjin “Bila kesek nêmire ,bila kês jiyana xwe jî dest nede”. Dema ku wan diqîriyan “Êdi bes e, zarokên me nemirin”.
Em jî li kolana bûn û digotin “Êdî bes e, em naxwazin hun me paşguh bikin”. Niha em dixwazin wan dengan bînin cem hev. Ji ber ku ger li van erdan pêvajoya aştiyê hebe,ne bê lubunya, ne bê trans, ne bê lezbiyen, ne bê nebinary.
Aşîtî ji bo her kesî be ,aşîtî ye. Li wi welatê ku bi salan li eriş dike laş ê me û nasnameyê me. Le em careke din dibêjin “AŞİTİ”.
Lê vê carê, ne tenê ji bo hebûna me ya lubunya, ji bo banga gel û gelan , banga dayik bi salan e mezin dikin, em li vir in.
Aştî ne tenê bêdengiya çekan e, Ev tê wê wateyê ku, mirov bikare bi hemî nasnameyan re li kêleka hev bisekine.
Ji ber vê yekê civîna me ya di vê çalakiyê de tê gotin: Em jî di nava aştiyê de ne. ..! Çalakî wê bi kurdî be û wergera kurdî-tirkî wê hebe.
Yıllardır bu ülkede bir arada yaşamanın yollarını arıyoruz.
Savaşın, yok saymanın, düşmanlaştırmanın gölgesinde büyüdük, büyütüldük. Var olmanın bile başlı başına direniş olduğu bir dünyada, biz hep barışı tuttuk elimizde.
Şimdi, İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nda Barış Anneleri’yle bir araya geliyoruz. Bu topraklarda barış denince ilk akla hep onlar gelir. Çünkü Barış Anneleri, gözyaşlarını öfkeye değil, barışa dönüştüren kadınlardır. Her yasın, her ağıdın ortasında, “Bir kişi daha eksilmesin” diyen annelerdir.
Onlar “Yeter artık, çocuklarımız ölmesin” diye haykırırken,
biz “Yeter artık, yok sayılmak istemiyoruz” diye sokaktaydık. Şimdi o sesleri birleştirmek istiyoruz.
Çünkü bu topraklarda bir barış süreci olacaksa,
lubunyasız olmaz, transsız olmaz, lezbiyensiz olmaz, nonbinary’siz olmaz. Barış, herkes için olursa barıştır.
14.00-16.30 Film Gösterimi: kuir sinemada seçilmiş aileler ve direniş
2025, devlet tarafından “Aile Yılı” ilan edilirken biz lubunyalar yaşamda ısrarla kendi aile biçimlerimizi kuruyor, koruyor ve büyütüyoruz.
Bu panel ve film gösteriminde, biyolojik ailelerinden taşan kuir bireylerin dostlukla, aşkla, dayanışmayla kurduğu seçilmiş aile yapıları üzerinden Yeni Queer Sinema’nın en güçlü direniş biçimlerinden birini tartışıyoruz.
Heteronormatif çekirdek ailenin dışında hayat kuran, hayatı yeniden tarif eden karakterleri merkeze alan filmleri birlikte konuşuyor, “Aile yoksa ne var?” sorusunu birlikte yanıtlıyoruz.
Kan bağı olmasa da yaşamda ısrar ediyoruz, seçilmiş ailelerimizle direniyoruz.
17.00-19.00 Söyleşi: yeni yasa tasarısı ve cinsiyet uyum süreci
Yeni yasa tasarısının cinsiyet uyum sürecine dair yaratabileceği etkiler neler? Bu oturumda, Av. Evrim Demirtaş eşliğinde yakın dönemde gündeme gelen yasal değişikliklerin transların sağlık ve kimlik hakları üzerindeki olası etkilerini konuşacağız. Bu buluşma, hem süreci yaşayanları hem de dayanışmak isteyenleri hukuki açıdan bilgilendirmeyi amaçlıyor. Sunumun ardından soru-cevap bölümüyle merak ettiklerimizi doğrudan sorabileceğiz.
19.30-21.00 Atölye: varoluşun Kanıtı: Queer İntifadayı Küreselleştirmek
Küresel queer mücadeleleri ve dayanışma üzerine bilgimiz derinleştikçe, harekete geçme sorumluluğumuz da artıyor. Bu buluşma; düşünmek, bağ kurmak ve birlikte strateji geliştirmek için bir alan sunuyor; queer Filistinlilerle dayanışmamızı güçlendirecek yeni projeler, girişimler ve direniş yolları hayal etmek için.
Birlikte düşüncelerimizi ve duygularımızı paylaşacak, Filistin’deki queer kardeşlerimize mektuplar yazacak ve bulunduğumuz yerin sağladığı ayrıcalıklarla yüzleşeceğiz. Kendimize bir meydan okuma sunalım: sözde kalmayan, anlamlı, hesap verebilir ve bakım, cesaret ve kolektif özgürlük zemininde kök salmış bir eyleme doğru adım atalım.
21.00-22.30 Atölye: Modern Oryantal Dans*
Kıvırtmaya, bükülmeye, yeri geldiğinde lirikleşmeye hazır mısın lubunya. Bu atölyemizde Cücü ile beraber oryantalı modern dansla buluşturup beraber bir koreografi çıkartacağız. Belki bu kareografiyi partide de kullanmak isteyebilirsin aşkım GEL!!
*bu etkinlikte işaret dili çevirisi bulunacak
28 Haziran Cumartesi
11.00-12.00 Panel: Psikanaliz ve Queer: Teori ve Pratikte Yaşamda Israr /çevrimiçi
Doğukan Kocabaş, Görkem Aypar, Atakan Yorulmaz ve Kaan Utkan konuşmacı olarak yer alacakları bu panelde, psikanaliz ile queer kuram arasındaki hem derin yakınlığı hem de keskin uzaklığı mercek altına alıyor. İki düşünce okulunun cinsiyet, cinsellik, arzu, kimlik ve bilinçdışı eksenlerinde nasıl kesiştiğini, birbirlerini nasıl eleştirdiğini ve kuramsal gerilimlerinin açmazlarını tartışmayı amaçlıyor. Panel, aralarındaki mesafenin doğasını, hangi noktalarda yakınlaşıp çatıştıklarını ve olası bir kuramsal ittifakın gerekliliği ile imkanını sorgulayacak.
14.00-15.00 Panel: Türkiye’de HIV Aktivizmi: HIVfobi ve Sağlığa Erişim Mücadelesi /çevrimiçi
Pozitif Dayanışma’dan Barış Ozan ve SPoD’dan Oğulcan’ın katılımıyla gerçekleşecek etkinliğimizde HIV ve AIDS’e dair temel kavramlara giriş yapıp, Türkiye’de HIV aktivizminin tarihinden yola çıkarak HIVfobiyle mücadeleyi ve HIV ile yaşayan bireylerin sağlık hakkına erişimini konuşacağız.
18.00-19.30 Panel: Lubunya ve sevicisi Onur Ayı’nda buluşuyor / Sosyalistler Partisi (SOLDEP) /çevrimiçi
Merhaba lubunya ve sevicisi!
Yine bir Onur Ayı’nda birlikteyiz. Peki nedir bu Onur Ayı? Bizim için neden bu kadar önemli? Gel hep birlikte konuşalım!
Etiketler: insan hakları, yaşam, onur yürüyüşü, etkinlik duyuru