01/05/2018 | Yazar: Kaos GL

Demhat Aksoy, iltica sürecine ilişkin “Burada başka bir ölüme terkedilmek daha çok canımı yakıyor” diyerek açlık grevine başladı.

İsveç’e iltica eden trans aktivist Demhat Aksoy açlık grevinde Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İsveç’e iltica eden trans aktivist Demhat Aksoy, iltica sürecine ilişkin “Burada başka bir ölüme terkedilmek daha çok canımı yakıyor” diyerek açlık grevine başladı.

Fotoğraf: Demhat Aksoy'un 2017 Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınma anı, BBC

Trans aktivist Demhat Aksoy, 2017’de İsveç’e iltica etti. İsveç’te iltica sürecinde yaşadığı sorunlar ve düşük yaşam standartları nedeniyle 30 Nisan itibariyle açlık grevine başladı.

Aksoy, “Bu bir ‘açlık grevi’ metnidir” başlığıyla sosyal medya hesabından yayınladığı açıklamasında, “2017 yılı ekim ayında İsveç’e iltica ettim. Ölümden kaçtığım için daha huzurlu bir hayat isteyip buraya yerleştim. Bu iltica sürecinde diğer dünya ülkelerinden farksız şeyler yaşadım. Transfobi ile yaşarken buraya yerleştikten sonra ırkçılıkla tanıştım” dedi.

Aksoy, “Bu süreçte aslında bir hayat yok” diyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kendinize günlük bir rutin oluşturuyorsunuz. Herkesin rutini de aynı. Çünkü şehirlerin merkezlerinden uzak daha küçük yerlerde yaşıyorsunuz. Sosyal aktivite adına hiçbir şey yok. Sabah kalk, kahvaltı yap, uyu, tekrar kalk, akşam yemeği yap, ve uyu uyuyabilirsen. Spor salonuna yazılmak istediğinde bu senin hakkın değil. Çünkü ID kartın yok. Aslında ID kartın yoksa hiçbir hakkın yok. Posta alma hakkın yok, spor hakkın yok, eğlence merkezlerine girme hakkın yok, inter alma hakkın yok, fatura ödeme hakkın yok, bazı konularda satın alma hakkın yok ( telefon, araba vs.). Aslında sadece nefes alıp verme hakkı dışında hiçbir hakkın yok. Çünkü her sorunda ID kart soruluyor ve bekleme sürecinde olan bütün mültecilerin bunlara erişmeye hakkı yok. Burada kafama takılan bir sürü soru var ama en önemlisi şu; Varlığımız bir ID-kart ile mi özdeşleştiriliyor?

“Bir kağıt parçasının ötesinde ben yaşamak isteyen ve ölümden kaçan bir transım. Burada başka bir ölüme terkedilmek daha çok canımı yakıyor.

“2000 kr ile ne yapabiliyorum?

“Buraya yerleşirken 2000 kr gibi bir maaş bağladılar ve bunu sadece günlük yemek parası olarak verdiklerini belirttiler. Kira, elektrik, su ve ısınma ödemiyoruz. Evet çok güzel. Ama biz insanız! Verilen parayla temizlik malzemesi, kişisel bakım ürünleri (ağda, jilet, şampuan, kıyafet ve bulaşık yıkamak için temizlik malzemesi vs.), internet faturası ödüyoruz.

“Eğer trans bir kadın iseniz makyaj malzemesi önemli ve bunları da verilen 2000 kr ile gerçekleştirmeniz gerekiyor.

“Bekleme sürecinde yaptığımız ye, iç, yat fikri dışında bir şey değil. Biz bunlardan da öte bir insanız ve sosyalleşmeye, başka haklara, özel alanlara ihtiyacımız var. Bunları göz önüne alarak ben 30.04.2018 saat 18.00 itibariyle Açlık Grevine başlıyorum. Kararım kesindir ve politik bir eylemdir! Bu süreçte başıma gelebilecek herhangi bir durumdan İsveç Göç İdaresi sorumludur!

“Göç idaresinin bu durumu daha insancıl hale getirmesi ve aşağıdaki sorunlara insancıl düzeltmeler yapması durumunda eylemimi sonlandıracağım.

“Sorunlar;

“LMA kartlara daha geniş yetkiler verilmesi

“Yemek dışında insanlara ihtiyaçları için ek gelirlerin koyulması

“Bekleme süresinde sosyal aktiviteler için alanlar açılması

“Transların hastane süreçlerinden düzenlemeler yapılması

“Her şeye inat aşk kazanacak!

“Irkçılık Öldürür!”


Etiketler: insan hakları, mülteci
nefret