12/04/2022 | Yazar: Kaos GL

“Yaşam alanlarımızda sürdürülen polis ablukası kaldırılsın!”

İzmir’de transfobik nefrete karşı basın açıklaması: Trans hayatlarımız değerlidir! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

LGBTİ+ hak savunucuları bugün (12 Nisan) İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi’nde bir araya gelerek, son aylarda İzmir’de artan nefret saldırılarına karşı basın açıklaması gerçekleştirdiler.

İzmir’de son aylarda trans seks işçilerine yönelik artan saldırılardan bahsedilen açıklamada, kolluk güçlerinin saldırganlara müdahale etmediği hatta çeşitli yöntemlerle seks işçilerini cezalandırdığı vurgulandı.

Açıklamada aynı zamanda geçtiğimiz ay İzmir’de 6 evin mühürlendiği belirtilirken, Aydın’da tutuklanan İlkim Delal Cemre Özen’in de tahliye edilmesi ve adil yargılanması talep edildi.

LGBTİ+ hak savunucuları taleplerini şu şekilde sıraladı:

- Hukuksuz ev kapamalarının son bulması ve hukuksuz bir şekilde mühürlenen ikamet yerlerinin yeniden açılması

- Keyfi ceza ve kısıtlamaların derhal durdurulması ve delilsiz yazılan cezaların iptal edilmesi

- Yaşam alanlarımızda sürdürülen polis ablukasının kalkması

- İlkim Delal Cemre Özenin serbest bırakılması

- Görevi kötüye kullanan polis memurları hakkında soruşturma başlatılması

- Transların temel insan hakları ve kent haklarına eşit erişimin önündeki engellerin kaldırılarak hakların hayata geçirilmesi

LGBTİ+ hak savunucuları İzmir’de 14 Nisan Perşembe günü saat 18.00’de, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelerek İzmir’deki nefret saldırılarını protesto edecekler.

Açıklamanın tamamı:

Basına ve kamuoyuna,

‘Genel ahlak’ anlayışı gerekçe gösterilerek biz seks işçisi trans kadınlara yönelik son yıllarda şiddeti artarak devam eden baskılara dur demek için burada toplanmış bulunmaktayız. Her türlü iktidar aracıyla giderek hayatın her alanına yayılan ve şiddeti artan transfobiye karşı korkmadığımızı ve bir arada olduğumuzu dile getiriyoruz. İzmir’de son altı ayda gerçekleşen transfobik nefret saldırılarının öfkesini hala taşıyoruz. 20 Kasım gecesi Bornova sokağında bir saat arayla aynı fail tarafından 2 farklı bıçaklı saldırının gerçekleştiğini, 25 Kasım’da ise Basmane gar önünde 2 trans kadın arkadaşımıza saldırıldığını ve birinin katledildiğini; 16 Ocak’ta Karabağlar’da bir trans kadının öldürüldüğünü tekrar söylüyor ve adalet arayışımızın sürdüğünü haykırıyoruz. Tüm bu saldırılardan çok kısa bir zaman sonrasında ise Alsancak’ta yaşadığı sokakta saldırıya uğrayan bir trans kadın arkadaşımızın polisten yardım istemesine karşılık “sizi korumak benim görevim değil” dediğini hatırlatıyor ve örgütlü nefreti ve açıkça ayrımcılığı teşhir ediyoruz.

Tüm yaşanan nefret cinayeti ve saldırılarının yanı sıra evlerinin önünde, yürüdükleri sokaklarda markete giderken, arkadaşlarıyla otururken ve hatta sadece kimlik bilgilerinin elde edilmesiyle hiçbir gerekçe gösterilmeden trans kadınlara genel ahlakın arkasına sığınılarak ve 5237 sayılı ‘Kabahatler Kanunu’ gerekçe gösterilerek keyfi ve hukuksuz şekilde kolluk güçleri tarafından sistematik olarak para cezaları kesilerek transfobik şiddet sürdürülmektedir. Açıkça hukuksuz biçimde görevi kötüye kullanan kolluk kuvvetleri trans kadınların yaşadığı sokaklarda adeta abluka altına süreğen bir baskı ve keyfi ceza şiddetine maruz bırakılmakta ve sistematik olarak insan hakları ihlal edilmektedir. Bu ülkenin vatandaşları olan trans kadınlar olarak herkes kadar ve herkes gibi her türlü insan hakkı ve kent haklarından yararlanmak istiyor ve haklarımızdan taviz vermeyi reddediyoruz.

Geçtiğimiz aylarda trans kadınların yaşadığı 6 ev delilsiz, usulsüz ve hukuksuz şekillerde mühürlenmiş ve yaşadıkları evlere giremez hale getirilen trans kadınlar açıkça barınma haklarından yoksun bırakılmıştır. Hukuksuz ve keyfi olarak gerçekleştirilen ev kapama/mühürlemelerin derhal durdurulmasını ve mühürlenen evlerin ivedilikle açılmasını talep ediyoruz. Trans kadınların yaşadıkları evlerin adeta fişlenerek gözetildiği ve evlere gelen market, yemek kuryelerine, arkadaş, dost, sevgililerine trans kadınlara yönelik cezai işlemlere gerekçe göstermek için baskı altında ve/ya zorla tutanaklar tutulmakta; açıkça hukuka aykırı idari işlem yapılmakta; trans kadınların ve yakınlarının özel hayatları ihlal edilmekte ve açıkça ayrımcılık yasağı delinmektedir. İkamet edilen evlerin mühürlenerek barınma hakkının elimizden alınmasına, özel hayata saygı hakkımızın ihlaline ve açıkça etiketlenerek maruz bırakıldığımız ayrımcılığa karşı ses çıkarıyoruz.

Aydın Efeler, Kuşadası ve Nazilli’de geçtiğimiz hafta meydana gelen ev baskınlarının ardından hukuksuz uygulama ve tutuklamalara karşı sesimizi yükseltiyoruz. İlkim Delal Cemre Özen’in kolluk baskısı ve zoru altına alınan bir ifade gerekçesiyle tutuklanmasını kabul etmiyor, tahliyesini ve adil yargılanmasını talep ediyoruz.

Yaşanan tüm bu olayların asıl amacının transları yaşadıkları, çalıştıkları bu sokaklardan sürüp can güvenliklerinin olmadığı alanlara itme çabası olduğunu biliyor; susmuyor, korkmuyor, itaat etmiyoruz. Trans yaşamlarımız değerlidir ve trans hakları insan haklarıdır diyoruz.  

Taleplerimiz

- Hukuksuz ev kapamalarının son bulması ve hukuksuz bir şekilde mühürlenen ikamet yerlerinin yeniden açılması

- Keyfi ceza ve kısıtlamaların derhal durdurulması ve delilsiz yazılan cezaların iptal edilmesi

- Yaşam alanlarımızda sürdürülen polis ablukasının kalkması

- İlkim Delal Cemre Özenin serbest bırakılması

- Görevi kötüye kullanan polis memurları hakkında soruşturma başlatılması

- Transların temel insan hakları ve kent haklarına eşit erişimin önündeki engellerin kaldırılarak hakların hayata geçirilmesi

Trans hayatlarımız değerlidir!


Etiketler: insan hakları, kadın
İstihdam