15/05/2017 | Yazar: Aslı Alpar

Doktor anneme ‘bak kızının zarı burada, bir şey olmamış, çok canı acımaz, çok kanamaz epey önde, dikkat etsin’ dedi.

Jinekolog Muhabbetleri: ‘Unutmamak ve anlatmak’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Doktor anneme “bak kızının zarı burada, bir şey olmamış, çok canı acımaz, çok kanamaz epey önde, dikkat etsin” dedi.

                                                  Eser: Sara Andreasson

Jinekolog muhabbetleri bir aydan uzun bir zamandır neredeyse her gün kaosgl.org’da yer aldı. Bu yazı dizisinin ortaya çıkmasına sebep olan iki gelişmeden biri bizlerle hikâyesini paylaşan Irmak’ın derneğimize jinekologlarda yaşadığı sorunları anlattığı mailiydi. Bir diğeri ise benim eski bir “jinekolog muhabbeti” hikâyem. Aslında anlatmak istediğimiz, ancak anlatacak bir zemin bulamadığımız yaşadıklarımız bu yazı dizisinde yer aldı. Dile gelmek, anlatmak birçoğumuza iyi geldi. Yazı dizisi için birçok hikâye gönderdiniz ve ayrıca sizlerden oldukça olumlu geri dönüşler aldık. Hala yayınlanmayı bekleyen ondan fazla hikâyemiz var.

Jinekolog Muhabbetleri, uzaktan uzağa bir dertleşmenin ötesine geçebilsin diye, derdimize derman olsun diye, sizlerin anlatısının yanında hekim söyleşileriyle devam edecek.

Jinekolog Muhabbetlerinde bugün benim hikâyem yer alıyor. Anlatmak, paylaşmak iyi geliyor, sırada bu işleyişi değiştirmek var, onu da yapacağız.

Küçük bir uyarı: “Jinekolog Muhabbetleri” yazı dizisine gönderilen anlatılar, güçlendirsin, iyi gelsin, yaşadıklarımız muayene odasında saklı kalmasın diye paylaşılsa da hepimiz için tetikleyici olabilir.

Bugüne dek ilk muayenem hariç her zaman devlet hastanelerinin jinekologlarına gittim. Hiç birini araştırmadım, her seferinde de birçok sorunla karşılaştım. Ancak ben size ilk jinekolog muayenemi anlatmak istiyorum. On bir yaşımda regl oldum, on iki yaşında regl dönemlerim ağrılı geçmeye başladı. Bunun üzerine annemle “ailemizin” jinekoloğu olan bir hekime gittik.

Annem beni epey rahatlatmış olsa da epey utanıyordum. Regl oluyordum ama ergenlikte gibi değildim ve cinsellik aklıma pek gelen bir şey değildi. Her neyse utanarak kilotlumu çıkardım, muayene yatağına uzandım, doktor eldivenlerini takıp geldi, önce ultrasonla yumurtalıklarıma baktı, “iltihap var” dedi.

Ultrason aletini kapatıp, bacaklarımı karnıma çekmemi istedi. Sonra annemi çağırdı, annemden de utanıyordum ve beni böyle görmesini istemiyordum. Annem telaşla geldi, kötü bir şey gördüğünü düşünmüş doktorun. Doktor anneme “bak kızının zarı burada, bir şey olmamış, çok canı acımaz, çok kanamaz epey önde, dikkat etsin” dedi. Annem epey bir şaşırdı ama bir şey demedi doktora. Doktor asıl sorunu sonra söyledi; “yumurtalıklarında iltihap var, antibiyotik yazacağım, bir hafta sonra yeniden gelin bir daha bakalım iyileş mi” dedi.

Çok kötü bir ruh haliyle çıktığımı hatırlıyorum. Eve gelip günlüğüme yazmıştım. Kızlık zarının “önemini” biliyordum ama kanamak, birinin içime girmesi… Daha önce düşünmediğim bir dolu konu midemi bulandırıyordu. İçime kimse girsin istemiyordum, beni zorlamalarını kanatmalarını istemiyordum.

Bir hafta antibiyotik kullandım, yeniden gittik aynı doktora. Doktor yine önce ultasronla baktı, antibiyotik işe yaramış, iyileşmişim. Tam çıkacağız diye seviniyordum ki yine bacaklarımı karnıma çekmemi istedi. Çektim. Annemi çağırdı, annem geldi, yeniden “kızının zarı burada duruyor bak, bir yere gitmemiş” dedi. Annem “neden gitsin, daha çocuk” diye yanıtlayınca doktor “hiç belli olmaz, bu yaşlarda başlıyorlar artık, hiç güvenme, arada kontrole getir” deyince annem kibarca zarın çok önemli olmadığını, eskiden kendisine bisiklete binme kızlığın bozulur dediklerini ama kendisinin o yaşlarda bile önemsemediğini söyledi. O gün o muayeneden “dostça” ayrıldık.

Annem üzüldüğümü fark etmişti, gerçekten çok kötü hissediyordum. Vücudumun benim bile göremediğim bir parçasının sergilenmesi, cinselliği kafamda kurmadığım ya da en azından penisin içeri girmesi ile kurmadığım bir dönemde “kanama”, “içeri girme” kelimeleri korkutuyordu. Yapabileceğim tek şey unutmamak ve anlatmaktı.

Kesinlikle daha iyiyim, çok daha iyiyim…

“Benim de homofobik, transfobik, ahlakçı jinekologlarım oldu” diyor ve yazı dizisine katkı sunmak istiyorsanız asli.alpar@kaosgl.org adresine hikâyelerinizi bekliyoruz. Yazı dizisi sizden gelen hikâyelerle devam edecek…

İlgili yazılar

"Jinekolog Muhabbetleri" başlıyor...

Jinekolog Muhabbetleri: "Hikâyem bir jinekologda geçmedi!" 

Jinekolog Muhabbetleri’nde bugün Gizem’in hikâyesi

Jinekolog Muhabbetleri: Toplumun bakışı, doktorun “ahlakı”

Jinekolog Muhabbetleri: "Araya gerilen kumaş neyi temsil ediyor?" 

Jinekolog Muhabbetleri: Söylenmemesi gereken cümleler bizimkiler değil!

Jinekolog Muhabbetleri: "Evli misin canım?"

Jinekolog Muhabbetleri: “Ahlak” dersi! 

Jinekolog Muhabbetleri: “Senin çocuğun olmaz”

Jinekolog Muhabbetleri: "Sağlam!"

Jinekolog Muhabbetleri: Bu daha başlangıç mücadeleye devam!

Jinekolog Muhabbetleri: Putkadan ilk muayene

Jinekolog Muhabbetleri: Evli olmayana smear testi yok!

Jinekolog Muhabbetleri: Evlenince geçer!!!

Jinekolog Muhabbetleri: "Artık jinekologlardan korkuyorum"

Jinekolog Muhabbetleri: Ahlakçı doktorlar tıp fakültelerinde yetişiyor

Jinekolog Muhabbetleri: “Gerçekten bakire!”

Jinekolog Muhabbetleri: “Penis acıtmıyor mu?”

Jinekolog Muhabbetleri: Evli misin, bakire misin? Emin misin?

Jinekolog Muhabbetleri: “Bunun için buralarda insanlar öldürülüyor!”

Jinekolog Muhabbetleri: "O odada yaşadığım şey tacizdi!"

Jinekolog Muhabbetleri: “Güvenmeyin hanımefendi belli olmaz”

Jinekolog Muhabbetleri: “Bakire olmadığın için fişlerler”

Jinekolog Muhabbetleri: “Evlenemezsin sen!”


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam