28/11/2024 | Yazar: Ebru Apalak
Kabahatler Kanunu kapsamında seks işçiliği yapan translara kamu güvenliği ve düzenini koruma gibi gerekçelerle birçok ceza kesiliyor.
Fotoğraf: Dönme Dergisi
Türkiye’de 31 Mart 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun bazı maddeleri gerekçe gösterilerek seks işçiliği yapan translara idarî yaptırımlar uygulanıyor. İdari yaptırımlar arasında idarî para cezası, ev mühürleme gibi uygulamalar bulunuyor. Kanunun bazı maddelerinde bugüne kadar 2005, 2006, 2010 ve 2011 yıllarında olmak üzere 4 kez değişiklik yapıldı. Anayasa Mahkemesi de kanunun bazı maddelerini denetime tabi tutarak birçok karar verdi.
Türkiye’de seks işçiliği yasak değil. Seks işçiliği, 19 Nisan 1961 tarihinde yürürlüğe giren Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü (Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Tüzüğü) ile düzenleniyor. Kayıt dışı çalışan trans seks işçilerine Kabahatler Kanunu’nun “emre aykırı davranış”, “gürültü”, “rahatsız etme” ve “işgal” başlıklı maddeler dayanak gösterilerek idarî para cezası, ev mühürleme / kapatma gibi cezalar veriliyor.
Avukat Nergiz Görnaz: Kabahatler Kanunu’nda kötüye kullanım var
Seks işçilerinin sorunlarını gündeme getirerek çözüm önerileri geliştiren ve savunuculuk çalışmaları yapan Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin Hukuki Danışmanı Avukat Nergiz Görnaz, Türkiye’de seks işçiliği yapan translara yönelik Kabahatler Kanunu’nun keyfi bir biçimde uygulandığını belirtti. Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Tüzüğü kapsamında kurulan Fuhuşla Mücadele Komisyonları’nın cezalandırma amaçlı uygulamalarında Kabahatler Kanunu’nun bazı maddelerini kullandığını söyledi. Kanunda “emre aykırı davranış”, “gürültü, “rahatsız etme” gibi eylemleri konu alan maddelerin gerekçe gösterilerek seks işçisi translara ceza verildiğini şöyle anlattı:
“Bu maddeler aslında seks işçileri için yazılan maddeler değil. Rahatsız etme maddesi işportacılar ve seyyar satıcılar için oraya konulmuş. Aslında uygulaması bu şekilde öngörülmüş bir madde ama Türkiye’de seks işçiliği doğrudan suç olmadığı için, herhangi bir yasada yaptırıma tabi olan bir şey yok. TCK’ya baktığımızda ‘Fuhuş’ başlıklı madde ‘aracılık etmek’, ‘yer temini’ ya da ‘teşvik etmek’ gibi hareketleri düzenlemiş olmasına rağmen fuhuşla ilgili böyle bir şey yok. Türkiye’deki mevzuat seks işçiliğini engellemeye yönelik olmasa bile seks işçiliği yapmak için olan her davranışı bu 3 madde üzerinden yasaklamaya dönük olduğu için Kabahatler Kanunu’nda biraz kötüye kullanım var.”
Görnaz, yasa kapsamında seks işçilerine uygulanan ev mühürleme gibi uygulamaların “yoğun bir şekilde” sürdüğünü ve bu uygulamaların seks işçilerinin barınma haklarını ihlal ettiğini dile getirdi. Ev mühürleme cezası alan trans seks işçilerinin çoğunun dava açmayı tercih etmediğini şu sözlerle aktardı:
“Ev mühürlemesinde itiraz dilekçesi vermeniz değil idarî dava açmanız gerekiyor. Daha uzun bir süreç. Seks işçileri çok haklı olarak ‘Üç aylığına evim kapatılmış, davayı beklemektense üç ay beklerim daha iyi’ diye düşünüyor. Yapılan işlemin hukuksuzluğunu ortaya koymanın yaşamlarına dokunan bir faydası olmadığı için herhangi bir çaba göstermek istemiyorlar.”
“TCK’daki maddelerle Kabahatler Kanunu sürekli yanlış uygulanıyor”
Seks işçiliği yapan translara “teşhircilik” suçlamasının yöneltilerek idarî yaptırım uygulandığını kaydeden Görnaz, şu ifadeleri kullandı:
“Kabahatler Kanunu’nda teşhircilik diye bir şey yok. TCK’daki maddelerle Kabahatler Kanunu’nun sürekli yanlış uygulandığını, birbirine karıştırıldığını görüyoruz. Kolluk kuvvetleri, Kabahatler Kanunu’ndan kesilen bir ceza için kimseyi karakola götüremez. Özellikle trans seks işçilerini zorla karakola götürmeye çalıştıklarını, ceza için karakola gitmek istemeyen seks işçilerinin ‘görevini yaptırmamak’, ‘polise direnmek’ suçlarından haklarında soruşturma açıldığı gibi uygulamalar var.”
Kırmızı Şemsiye’nin Adalete Erişim Program Yöneticisi de olan Görnaz, derneğin üye ve danışanlarına hukuki danışma hattı üzerinden 24 saat boyunca, dernek ofisinde ise yüz yüze danışmanlık yaptığını söyledi. Danışmanlığın trans seks işçilerine verilen idarî para cezaları, hastane raporu almaları, şikayetçi olmaları gibi durumları kapsadığını aktardı. Türkiye’de kayıt dışı çalışan trans seks işçileri adalete olan güvenlerinin düşük olduğunu vurguladı.
Ceza aldıktan 11 yıl sonra hesaplarına haciz geldi
Geçmişte yaklaşık 10 yıl seks işçiliği, şu anda ise serbest gazetecilik yapan trans kadın Esra Ece Kutlu, yasa kapsamında aldığı cezaları anlattı. Sokakta çalıştığı dönemde 6-7 ceza aldığını söyleyen Kutlu, “Orada daha feci ve trajikomik olansa; o cezalardan yaklaşık 10-11 sene sonra bana cezaları kesen Emniyet Müdürlüğü/devlet, bir sabah tüm hesaplarıma e-haciz uygulamıştı. Varlığımdan yokluğumdan bihaber olan devlet; beni hatırlamış, varlığını anımsatmış oldu. Yüce devletimiz normal zamanda, ‘Bu insan ne yer ne içer, nasıl yaşar?’ diye anımsamazken, alacağı olunca şahin kesildi. Hoş, biz çoğu transın veya LGBTİ+’ların devletle teması, şefkat dolu ilişkisi böyledir” dedi.
Kutlu, yasanın seks işçisi translar ve LGBTİQ+’lar aleyhine kullanılıp kullanılmadığına ilişkin “Trans kadınlar, LGBTİ+’lar üzerinde Demokles’in kılıcı gibi kullanıldığı fikrindeyim” dedi.
“Bir gecede 5 tane ceza yazılan arkadaşım vardı”
Kırmızı Şemsiye’nin kurucularından, 25 yıldır seks işçiliği yapan Destina, kendisine bugüne dek idarî para cezası verilmediğini, bir kere ev mühürleme cezası aldığını söyledi. Destina, yaşadığı olayı şöyle anlattı:
“İlk Ankara’ya geldiğimde -üçüncü senemdi sanırım- yan apartmanımda mafya diye tabir ettiğimiz birinin oturmasından kaynaklı olarak evimiz basıldı. Adamın söylediği şey şuydu: ‘Ben tanınan biriyim. Siz gayrimeşru, ben gayrimeşru. Size gelen insanlar evimi öğrenir, başım belaya girer. Ya buradan taşınırsınız ya da sonunu siz düşünün’. İki ay sonra falan ev basıldı ve kapandı.”
Destina, trans seks işçisi tanıdıklarına verilen cezaların “keyfi” olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
“Bir gecede 5 tane ceza yazılan arkadaşım vardı. Keyfi uygulamalardan kaynaklı olarak 5 gün boyunca hiç ceza yazılmayanı da biliyorum. Bir kişiye kimi şehirde 1500 TL ceza yazılırken, kimi şehirde 150 TL ceza yazılıyordu. Polisin, komiserin ya da karakolda ifade alan kişinin o anki inisiyatifine kalmış bir şekilde cezalar yazılabiliyordu. Arkadaşlarım bunları çok fazla önemsemediği için cezalar zamanla birikerek 30 binlere kadar çıktı. Bankadaki parasına bloke konulup faizle alındıklarını veya taksitlere bölerek ödediklerini biliyorum.”
Ceza kararlarını kim veriyor, ceza miktarları ne kadar?
Emre aykırı davranış maddesinin ihlal edildiğine mülki amir karar verirken, diğer maddeler kapsamındaki kararları kolluk güçleri veriyor. Sulh ceza mahkemelerinde üç cezaya itiraz etme süresi; 15 gün. Ödeme süreleri ise 1 ay. Ödenen para ise devlet hazinesine aktarılıyor.
Yasa kapsamında maddelere göre verilen idarî para cezalarının 2024 yılındaki miktarları ise şöyle:
Emre aykırı davranış (madde 32): 2 bin 52 TL.
Gürültü (md. 36): Gerçek kişi: 977 TL, Tüzel kişi: 21 bin 176 TL.
Rahatsız etme (md. 37): Gerçek kişi / Tüzel kişi: 977 TL.
Kırmızı Şemsiye’nin Hukuki Danışmanlık Hattı: 0534 0109598
Fotoğraf galerisinde sırasıyla; Nergiz Görnaz, Esra Ece Kutlu, Destina
*Bu haber, Avrupa Birliği’nin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla KaosGL.org’un sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, özel haber, beda