02/10/2024 | Yazar: Seçin Tuncel
Vakıf, raporu kamuoyuna duyurdu. Sunumda, Türkiye’deki genel politikalarda cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılıklara da dikkat çekildi.
Kadın Dayanışma Vakfı, yoksulluk nafakası konusundaki güncel durumu ele alan yeni araştırma raporunu kamuoyuna duyurdu. Söz konusu rapor, 2019’da yapılan ilk araştırmanın bulgularını güncelleyerek, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin nafaka süreçlerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Rapor, yeni yasama döneminde TBMM gündemine gelmesi beklenen yoksulluk nafakası düzenlemeleriyle ilgili tartışmalara katkıda bulunmayı hedefliyor.
Raporun kamuoyuna duyurulduğu toplantı, Kadın Dayanışma Vakfı’ndan Büşra Sünetci’nin açılışından sonra avukat Zekiye Karaca Boz’un sunumuyla devam etti Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin önemine değinen Boz, nafaka tartışmalarının hükümetin toplumsal cinsiyete ilişkin genel politikaları içinde nasıl şekillendiğini aktararak cinsiyet kimliği cinsel yönelim çerçevesinde de ciddi ayrımcılıkların yaşandığını belirtti. Ardından Ceren Akçabay, raporun sunumunu gerçekleştirdi.
Rapor sonuçları ne söylüyor?
Araştırma sonuçları, boşanma ve nafaka davaları arasındaki ilişkiyi gözler önüne sererken, cinsiyete dayalı şiddet iddialarının artış gösterdiğini ortaya koydu. 155 boşanma davası incelendiğinde, dosyaların yüzde 88,4’ünde şiddet iddiası bulunduğu kaydedildi. Her dört nafaka davası dosyasından birinde ceza soruşturması veya kovuşturması bulunuyor. Kadınların maruz kaldığı psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet bu verilerle açıkça ortaya konuyor.
Raporda, kadınların yoksulluk nafakasından yararlanma oranının, mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve hiyerarşisiyle doğrudan ilişkili olduğu vurgulandı. Nafaka taleplerinin yüzde 62'si kadınlar için tedbir nafakası, yüzde 67'si ise yoksulluk nafakası olarak belirlendi. Bu durum nafaka taleplerinin büyük ölçüde çocukların ihtiyaçlarına yönelik olduğunu gösterdi.
“Yargı reformları toplumsal cinsiyete dayalı bakış açısıyla planlanmalı”
Yargılama masrafları bakımından adli yardıma hükmedilen dosyaların oranı yüzde 34 olarak kaydedildi. Bu kararların yüzde 96’sı kadınlar için verildi. Bu oranın kadınların ekonomik durumunun zayıflığı ile bağlantılı olduğu belirtildi.
Raporda, kadınların nafaka hakkından vazgeçmesinin en önemli nedeninin eşlerinin uygulayacağı şiddetten korkması olduğu aktarıldı. Bu tespitin, şiddet tehdidinin kadınların haklarını aramasını nasıl engellediğini gösterdiğine dikkat çekildi.
Rapor; yargı reformlarının sosyo-hukuki verilerle ve toplumsal cinsiyete dayalı bir bakış açısıyla planlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca raporda, kadınların haklarına yönelik saldırıların son bulması ve kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin adımlar atılması çağrısında bulunuldu.
Etiketler: insan hakları, kadın, çalışma hayatı, barınma, siyaset