31/08/2015 | Yazar: Sultan Keleş
Geçici AKP hükümetinin başlattığı saray savaşına kadın gazetecilerden de tepki geldi. Erkek egemen medyanın savaş propagandasına karşı ‘Barış için Kadın Gazeteciler’ kuruldu.
Geçici AKP hükümetinin başlattığı saray savaşına kadın gazetecilerden de tepki geldi. Erkek egemen medyanın savaş propagandasına karşı “Barış için Kadın Gazeteciler” kuruldu.
Kadın gazeteciler, 7 Haziran seçimi sonrası kürsülerden, gazetelere yayılan savaş çığırtkanlığına karşı 'Barış için Kadın Gazeteciler' oluşumunu kurdu.
“Mürekkebimiz barıştan yana akacak”
Yapılan yazılı açıklamada AKP iktidarı ve Erdoğan'ın halkları çatıştırarak kandan beslendiğine dikkat çeken gazetecilerin açıklamasına şu ifadeler yer aldı:
“'Yaşamını kaybetti' cümlesi ile başlayan ve yine 'Yaşamını kaybetti' cümlesi ile biten haberler yazmak ve acının en yürek yakanlarını fotoğraflamak zorunda kaldık.
“Bizler barış gönüllüsü kadın gazeteciler olarak 'Artık barış haberleri yapmak istiyoruz' diyoruz. İktidarın yoksul halkları sürüklemeye çalıştığı bu kirli savaşta kalemlerimiz yalnızca barışa, fotoğraflarımız yalnızca özgürlüğe hizmet edecektir. Onların kan akıtmaya hevesli tavrına karşı bizler diyoruz ki: Mürekkebimiz barıştan yana akacak.
“Militarist gazeteciliğin önünde eğilmeyeceğiz!”
“Barış haberleri yazmak istiyoruz dedik; tehdit edildik, sansür, baskı ve şiddetle susturulmaya çalışıldık. Baskı, zulüm ve şiddetle yaratmaya çalıştıkları bu korku coğrafyasında umudun, direnişin ve mücadelenin hikayesini yazmaya çalıştık.
“Suruç katliamının hemen ardından basına uygulanan sansür AKP iktidarının gerçekleri gizleme çabasıdır. Ne son dönemde artan sansür kıskacınızın ne de erkek egemen militarist gazetecilik algınızın önünde eğilmeyeceğiz.
“Bizler yıllardır ülkede ki kadın katliamlarını ve erkek egemen devletin kadın katillerini nasıl koruduğunu, acıyı, savaşı, zorunlu göçü ve savaşın kadınlara, çocuklara yaşattığı zulmü aralıksız olarak yaşadık. Savaşa karşı örgütlenen kadın gazeteciler olarak gönlü barıştan yana olan halkların kalemi olmaya devam edeceğiz.
“Savaşta ilk kaybeden kadınlardır”
“Ekin’in cansız bedenine yapılan işkence ve tacizin haberini de yazmak bizlere düştü. Savaşta ilk kaybeden kadınlardır. Biz kadınlar bunu çok iyi biliyoruz. Bizlere verilmek istenen mesajı biliyoruz; Ekin’in çıplaklığı üzerinden toplumu ve kadınları aşağılama, korkutma, sindirme çabasıdır. Bu sadece halklara değil, toplumun tamamına ve kadınlara açılmış bir savaştır. Devlet, Ekin’in çıplak bedeni üzerinden kendi erkek egemenliğini ve kadın düşmanlığını da gözler önüne sermiştir.
“Haberlerde kullanılan erkek egemen medya dilinin kadını nesneleştirerek şiddeti olağanlaştırdığını hatta meşrulaştırdığını ve şiddete ortak olduğunu biliyoruz. Ekin’den aldığımız mesajla bu şiddete ortak olan erkek egemen medya dilini kıracağımıza, teşhirci ve militarist medya ile mücadele edeceğimize söz veriyoruz.
“Savaşın, baskı, sansür ve şiddetin ortasında biz kadın gazetecilerin her gün barışa olan özlemimiz artıyor. Tüm kadın gazetecileri medyanın dönüştürücü gücünü barış için kullanmaya, barış dili üretmeye ve bu savaş planını boşa çıkarmaya çağırıyoruz.”
Etiketler: kadın