26/07/2024 | Yazar: Selma Koçak
Kadın Koalisyonu “Stratejik Planlarda Olmazsa Olmazlarımız!” başlıklı metinle yerel yönetimlerden taleplerini ifade etti. Koalisyon, “Tüm ayrımcılıklara karşı dönüştürücü politikaları benimseyen stratejik planlar görmek istiyoruz" dedi.
Kadın Koalisyonu, yerel yönetimlerden taleplerini dile getirdikleri “Stratejik Planlarda Olmazsa Olmazlarımız” başlıklı bir metin ile stratejik planın kadınlar için anlamını, hazırlanma ve uygulanma yöntemini ve içermesi gereken temel değerleri 24 Temmuz tarihinde belediyelerle ve kamuoyuyla paylaştı.
“Stratejik Planlarda Olmazsa Olmazlarımız” metnini eşitlik için mücadelenin gereği, buna verilecek olumlu yanıtı ise eşitlik yolunda önemli bir siyasi kararlılık olarak görüldüğünü vurgulayan Kadın Koalisyonu, öncelikle nasıl bir stratejik planlama yapılması gerektiği konusunda önerilere yer verdi.
Eşitliğin hayat bulduğu bir kentin ancak katılım ve eşitliği odağa koyarak ayrımcılık ve şiddet karşıtı politikalar üreterek mümkün olabileceğinin altını çizen Kadın Koalisyonu, tam da bu nedenle belediyelerin nasıl bir kent hedeflediğini, planlamadan projelere politikadan uygulamaya her aşamada tüm belgelerinde doğrudan ifade etmesinin ve tanımlamasının şart olduğunu belirtti.
“LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılıktan uzak, dönüştürücü bir anlayış doğrudan ifade edilmeli”
Sürecin izleme ve değerlendirmesinden oluşan her bir aşamada toplumsal cinsiyet eşitliğine yer verildiğini görmek istekilerini belirten kadın örgütleri, tüm politika ve hizmetlerin katılım ve erişim göstergeleri ile ele alınması beklentisinin yanında “şiddet”, “yoksulluk”, “sağlık” ve “bakım” konularının da stratejik planlarda yer almasını talep etti. Yerel yönetimlerden İstanbul Sözleşmesi’nin yerelde uygulanacağı taahhüdünü de beklediklerini belirten kadın örgütleri; şiddet döngüsü ve kalıcı yoksulluk arasındaki ilişkiyi gören buna karşılık tüm ayrımcılıklara karşı dönüştürücü politikaları benimseyen ve toplumsal dayanışmayı destekleyen stratejik planlar görmek istediklerini vurguladılar. Kadın örgütleri belediyelerin hem kendi hizmetlerinde hem de toplumsal yaşamda LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılıktan uzak dönüştürücü bir anlayışın doğrudan ifade edildiğini ve bunun inşa edilmesi için gerekli faaliyetlerin stratejik planlarda ifade edilmesini beklediklerini belirtti. Stratejik planın yanında belediyelerden beklentilerini de “Yönetim ve hizmetlerine katılım ve erişim”, “Kadınlara yönelik şiddetle mücadele”, “Yoksullukla mücadele”, Sağlık”, “Bakım hizmetleri” başlıkları altında ayrıntılı bir şekilde ifade ettiler.
“Her türlü eşitsizlik sonucu oluşan bariyerlerin tek tek aşılması için bir planlama yapılmalı”
“Yönetim ve belediye hizmetlerine katılım” başlığında öncelikle herkes için erişilebilir bir katılımın tanımlanması ve mümkün kılınmasının gerektiğini belirten kadın örgütleri; belediyelerden; İstanbul Sözleşmesi’nin ayrım gözetmeme ilkesini benimseyerek hakları korumaya yönelik tedbirlerin cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya siyasi olmayan görüş, ulusal veya sosyal köken, ulusal azınlık ile ilişkilenme, mülkiyet, soy, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, yaş, sağlık durumu, sakatlık, medeni hal, göçmen veya mülteci olma durumu ya da benzeri herhangi bir temelde ayrım gözetmeksizin uygulanmasını güvence altına almasını beklediklerini belirttiler. Tüm karar alma süreçlerinde ve uygulamalarda katılımın güvence altına alınmasının en önemli koşulunun “erişimin” o yerelin tüm yaşayanları için sağlanabilmesi olduğuna dikkat çeken kadın örgütleri, erişim konusunun sadece fiziksel engeller olarak algılanmaması ve her türlü eşitsizlik sonucu oluşan bariyerlerin tek tek aşılması için bir planlama yapılması gerektiğini ifade ettiler.
· Öncelikle seçilmiş ve atanmış tüm karar verici ve uygulayıcı pozisyonda yer alan kadrolarda eşit temsilin sağlanması, başkan yardımcılıkları, encümen, meclis komisyonları, müdürlükler ve tüm imza yetkili konumlarda %50 kadın temsili sağlanmalıdır.
· İş sözleşmeleri süreçlerinde kadınların eşit temsilinin sağlanmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların çeşitliliğine bağlı olarak çeşitli ihtiyaçlarını gözeten düzenlemelere (devredilemez babalık izni, regli izni, hormon kullanım süreçlerinde destekleyici mekanizmalar gibi) yönelik maddelerin yer almasını bekliyoruz.
“Kadınlara yönelik şiddetle mücadele” başlığında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama ve şiddetle mücadelede tüm kamu kurumları gibi belediyelere büyük sorumluluk düştüğünü hatırlatan kadın örgütleri, belediyelerin kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel sorumlulukları arasında görmediklerini ifade ettiler ve taleplerini sıraladılar:
· Belediyenin “çalışma yaşamında ve ev içinde şiddet” ve “toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık” ile mücadeleye yönelik ilke ve prosedürleri içeren, alanda çalışan kadın ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde hazırlanmış bir yazılı politika/tutum belgesi oluşturulmasını, bu tutum belgesinin Belediye Meclisi’nde kabul edilmesini ve hem belediye personeli ve Belediye Meclisi üyeleri tarafından da imzalanmasını istiyoruz.
· Belediyelerin kadınlara yönelik şiddetle mücadele kapsamında kendi çalışmalarına ve yerele dair düzenli veri tutması ve kamuoyu ile paylaşmasını, belediyenin kendi çalışmalarını izleme ve değerlendirme yoluyla geliştirmesini istiyoruz.
“LGBTİ+’ların barınma haklarının gasp edilmesi karşısında hukuki danışmanlık ve destek sağlanmalı”
“Yoksullukla mücadele” başlığında; yeterli ve sağlıklı beslenme, barınma, eğitim, istihdam gibi pek çok alanda öneriler getiren kadın örgütleri kadınların ve kız çocuklarının her yönden desteklenerek derin yoksulluk koşullarından etkilenmemeleri ve yoksulluk döngüsünden çıkabilmeleri için hizmet türleri ve politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Metinde yer alan taleplerden bazıları şöyle:
· Sağlıklı gıdaya, suya ücretsiz erişim, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim gibi temel konularda belediyeler kendi yetki sınırlarını öne sürmeksizin mevcut sorunlara çözüm yaratmak zorundadır. Dolayısıyla görev ve yetki sınırı hatırlatmaları ile üzerinden sorumluluk devretmek yerine ortak sorunlara ortak çözümleri üretmeye hevesli, bunu yaparken de kadın örgütleri ile ittifaklar kuran, tanımlı işbirlikleri ile beraber hareket eden bir belediyecilik ortaya konmasını bekliyoruz.
· Barınma konusunda ev sahiplerinin keyfi uygulamaları, kentsel dönüşüm dayatması ve özellikle LGBTİ+’ların ayrımcılığa maruz kalması sebebiyle barınma haklarının gasp edilmesi karşısında hukuki danışmanlığın ve desteğin sağlanmasını bekliyoruz.
“Hizmetler, kadınların farklı ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırılmalı”
“Sağlık” başlığı altında yerel yönetimlerin; hizmetleri, kadınların farklı ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırması ve başta kadınlar olmak üzere toplumun her kesiminin kolayca erişebileceği bir düzenleme yapması gerektiğinin altı çizildi. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusunda danışmanlık hizmetinin mahalle ölçeğinde yaygın olarak verilmesi, yoksulların regl döneminde ihtiyaç duyduğu hijyenik ürünlere erişiminin sağlanması, yoksul kadınlara yönelik ücretsiz HPV aşı uygulamasının başlatılması, farklı yaş gruplarına yönelik ücretsiz ilk yardım, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve kadın sağlığı eğitimlerinin, hizmetlerinin sunulması, gezici sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, gezici araçların içerisinde cinsel sağlık, üreme sağlığı ve kadın sağlığı özelinde tarama uygulanabilecek alanlar eklenmesi, ücretsiz anne ve yenidoğan için muayene, gelişim takibi, psikolojik ve psikososyal destek hizmetleri sunulması gibi pek çok talep dile getirildi.
“Bakım hizmetleri” başlığında ise gündelik hayatı ve yaşamsal faaliyetleri yeniden üreten, ücretsiz ve karşılıksız bakım emeğinin, kadınları kamusal ve sosyal hayatın dışında bıraktığının ve kadın yoksulluğunu da şiddetlendirdiğinin altı çizildi. Bakım emeğinin toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi temel alınarak daha adil bölüşülmesi için belediyelere, kreş açmak, yaşlı bakım hizmetleri sağlamak ve babalık izni gibi hizmetler ve politikalardan sorumlu oldukları hatırlatıldı ve yerel yönetimlerin; bakım verenlerin ve bakıma ihtiyacı olanların birey, aile ve toplum düzeyinde bütüncül refahına odaklanan politikalar ve uygulamalar üretmesi gerektiği ifade edildi. Taleplerden bazıları şöyle:
· Kadının bakım sorumluluğunu üstlenmek zorunda olduğu durumlarda kadına yönelik psikososyal ve ekonomik güçlendirici destek mekanizmalarının kurulması, hane içinde yaşayan erkeklerin ya da yetişkin diğer üyelerin bakım rolüne ilişkin güçlendirilmesi ve farkındalıklarının artırılmalarına dönük psikososyal çalışmaların organize edilerek kadının üzerine yıkılan bakım yükünün diğer bireylerle paylaşılmasına teşvik çalışmalarının yapılmasını talep ediyoruz.
Kadın Koalisyonu tarafından hazırlanan metinde yerel yönetimlerin, tüm yurttaşların katılımını güvence altına alan ve erişimini sağlayan eşitlikçi bir stratejik plan hazırlamak için; kadın örgütlerinin sürece katılımını sağlamasının önemine vurgu yapıldı.
Metnin tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, kadın, yerel seçim