07/03/2016 | Yazar: Kaos GL

Kadir Has Üniversitesi Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’na katılanların yüzde 33,4’ü LGBT’lerin eşit haklara sahip olması gerektiğini düşünüyor.

Kadir Has araştırması: LGBT’lere eşit hak diyenler yüzde 33,4 Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kadir Has Üniversitesi Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’na katılanların yüzde 33,4’ü LGBT’lerin eşit haklara sahip olması gerektiğini düşünüyor. Eşcinsel birlikteliklerin topluma aykırı olduğunu düşünen katılımcıların oranı ise yüzde 53.

Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından bu yıl ikinci defa düzenlenen Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’nın 2016 yılı sonuçları, 4 Mart Cuma günü Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirilen basın toplantısıyla açıklandı.

Türkiye genelinde 26 ilde 1.200 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda ulaşılan veriler, Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın ve araştırma ekibi tarafından basınla paylaşıldı. Buna göre araştırmada Türkiye genelinde kadınların en büyük sorunu olarak yüzde 77,8 ile “şiddet” ön plana çıktı. Ancak “şiddet” seçeneğinin, 2015 yılında çıkan yüzde 86,6’lık oranın gerisinde kalması dikkat çekti.

LGBT’ler eşit haklara sahip olmalıdır diyenler yüzde 33,4’te kaldı

Araştırmada LGBT haklarına yönelik sorulan sorulara yanıtlar şöyle oldu:

“Gey, lezbiyen ve trans bireyler toplumda eşit haklara sahip olmalıdır” ifadesine olumlu yaklaşan katılımcı oranı yüzde 33,4 iken, “Kadınlar ve erkekler hemcinsleriyle birlikte olabilir” ifadesine olumlu bakan katılımcı oranı yüzde 17,5’te kaldı. Eşcinsel birlikteliklerin topluma aykırı olduğunu düşünen katılımcıların oranı yüzde 53 olarak saptanırken, “Çiftlerin evlenme niyeti olmasa da birlikte yaşamaları kabul edilebilir” ifadesine olumlu cevap veren katılımcıların oranı yüzde 25’te kaldı. Katılımcılar ayrıca, çocuk sahibi olmak için evli olmanın ya da evlenmenin şart olduğunda yüzde 58,6 oranında birleşti.

“Türkiye’de kadının en büyük sorunu şiddettir” diyen erkeklerin oranı yüzde 79,8 olurken kadınların oranı ise yüzde 75,7’de kaldı. Kadınların erkeklerden daha yüksek oranla “kadının en büyük sorunudur” dediği bir başlık ise “eğitimsizlik” oldu (yüzde 34,8). Her iki grubun da kadın sorunu olarak tespit ettiği konular ise  “kadın-erkek eşitsizliği” ( yüzde 41,5) sokakta baskı ve taciz (yüzde 37,5), işsizlik (yüzde 30,6), çevre ve aile baskısı (yüzde 29,9 ve 25,9) ile işyerinde baskı ve taciz (yüzde 16,7).

Araştırmada ayrıca “18 yaşından küçük çocukların evlendirilmesi” ile ilgili soruda ise ankete katılanların yaklaşık dörtte üçü “18 yaşından küçük çocuklar hiçbir şart altında evlendirilmemelidir” derken, “çocuk gelinler” olarak bilinen 18 yaşından küçük kız çocuklarının evlendirilmesinin yaygın olup olmadığı konusunda ise ankete katılanların yüzde 86,4’ü bunun yaygın olduğunu ifade etti. Katılımcılar, 15 yaşından küçük çocuklar için hangi davranışların uygun olup olmadığına dair soruda ise “ev dışında bir işte çalışması” seçeneğine yüzde 65,7 oranında “çocuk için uygun değil” dedi. Ankete katılan deneklerin verdiği cevaplardan kız çocuklarının ev işlerine daha uygun görüldüğü sonuçlar arasında yer alırken, oğlan çocuklar ev işlerine dahil edilmediği saptandı.

İş hayatında kadının adı yok! 

Araştırmanın “İş Hayatında Kadın” başlıklı bölümünde çıkan sonuçlarda ise kadınlar açısından oldukça üzücü bir tablo ortaya çıktı. Ankete katılan kadın katılımcıların yüzde 64,8’i şu an çalışmadığını ifade ederken, kadınlar, şimdiye kadar hiç çalışıp çalışmadığına dair soruyu yüzde 70,2 oranında “Hayır, çalışmadım” diye cevapladı. “Çalışmak ister miydiniz” sorusuna ise katılımcıların yüzde 72,2’sinin “Hayır” karşılığını vermesi dikkat çekti. “Hangi imkanlar sağlansaydı çalışmak isterdiniz” sorusuna katılımcıların yüzde 47,9’u ilk sırada “baba/eş/aile izni”ni gösterirken, bunu yüzde 41,5 ile “eğitim”, yüzde 27,9 ile “güvenli bir iş ortamı” izledi. Öte yandan “Kocası izin vermiyorsa kadın çalışmamalıdır” seçeneğine olumlu yaklaşan kadın katılımcıların oranın yüzde 35,3 olduğu gözlenirken, kadın katılımcılar aynı araştırmada “Çalışma arkadaşlarını fiziksel olarak taciz eden biri bu sebeple işten atılmalıdır” seçeneğine yüzde 73,7 oranında olumlu cevap verdi. Erkeklerde bu sorudaki olumlu yanıt oranı yüzde 71’de kalırken, sözlü tacizin işten atılma sebebi olmasına olumlu cevap veren kadın katılımcıların oranı yüzde 73,8; erkek katılımcıların oranı ise yüzde 70,3 oldu.

Sağlık sistemi kürtajı engelliyor

Araştırmada yakın geçmişte çokça tartışılan “kürtaj” konusunda çiftlerin kürtaj yapmaya birlikte karar vermesi gerektiğini savunan katılımcıların oranı yüzde 78,9 olarak belirlendi. “Kürtajı zorlaştıran bir sağlık sistemimiz var” ifadesine olumlu cevap verenlerin oranı yüzde 56,9 olarak gerçekleşirken; “kürtaj kadının en temel hakkıdır, yasaklanamaz” diyenlerin oranı ise yüzde 43,6 oldu. Bu oranın 2015 yılında gerçekleşen yüzde 53,9’luk oranın çok gerisinde kalması dikkat çekti.

Kadınlar Meclis’te ne kadar temsil ediliyor?

Araştırma sonuçlarına göre ankete katılan katılımcıların yüzde 45,8’inin TBMM’de 51 ilâ 100 kadın milletvekilinin olduğu yönünde, TBMM’de halen 81 kadın milletvekilinin olduğu göz önüne alındığında, isabetli bir algıya sahip olduğu ortaya çıktı. Ancak “TBMM’deki kadın milletvekili sayısı yeterli mi” sorusuna, ankete katılanların yüzde 62,8 oranında “Hayır” dediği görüldü. Katılımcıların kadının siyasete katılımına ise çok fazla istekli olmadığı ortaya çıktı. “Politika erkeklerin işidir” ifadesine destek verenlerin oranı yüzde 27,9 olarak gerçekleşirken, bu oranın 2015 yılında çıkan yüzde 18,3’lük oranın üstünde çıkması dikkat çekti. Araştırmanın bu bölümünde ayrıca “Kadınların siyasete katılımının artması kadına yönelik şiddeti azaltır” ifadesine olumlu yaklaşımların oranı, 2015 yılında gerçekleşen yüzde 66,1’lik oranın gerisinde kalarak yüzde 54,9 olarak saptandı.

Araştırma hakkında detaylı bilgi ve araştırma sonuçları için tıklayınız.


Etiketler: insan hakları
İstihdam