27/03/2018 | Yazar: Ali Erol

Şarkıcı Yılmaz Morgül’e yönelik aşağılama ve karikatürleştirme gel gidinde salınan ayrımcı yaklaşımdan homofobik nefret söylemine varan ifadelerin nerede duracağı bilinmez!

“Kahrol düşman al sana bomba ayol” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Şarkıcı Yılmaz Morgül’e yönelik aşağılama ve karikatürleştirme gel gidinde salınan ayrımcı yaklaşımdan homofobik nefret söylemine varan ifadelerin nerede duracağı bilinmez!

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor olacak

Senenin ilk ayında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Afrin’e yönelik, resmi adıyla “Zeytin Dalı Harekâtı” çeşitli boyutlarıyla medyada yer buldu. Ocak ayının sonlarına doğru öne çıkan ilgili haber ise şarkıcı Yılmaz Morgül’ün, “gönüllü asker” olarak “Afrin’e gitmeye hazırım” açıklaması oldu.

Şarkıcı Yılmaz Morgül’ün, Afrin’de “gönüllü asker” olmak için dilekçe verdiğine dair yaptığı açıklama, bazı yayın organları “magazin” sayfalarından vermeyi tercih etse de, tüm sayfalarda “yorumsuz” haberleştirildi.

Şarkıcının sosyal medya hesabından paylaştığı açıklaması CNNTURKT24EnsonhaberMilliyetHürriyetHabertürkCumhuriyetSözcüYeni AkitHalktvFanatik sitelerinde karşımıza çıkıyor.

Yeni Akit’in “Şarkıcı Yılmaz Morgül, Afrin'e gitmek istiyor” haberi ile Habertürk’ün “Yılmaz Morgül: Afrin’e gitmeye hazırım” haberi “okur yorumları”na açık olduğu halde iki sitenin okurlarının hiç “yorum” yapmadığı görülüyor.

Diğer sitelerin haberi “okur yorumları”na kapalıyken, sadece Ensonhaber sitesinin “Yılmaz Morgül Afrin'e gitmek istiyor” başlığıyla verdiği haberin altında, site takipçilerinin 44 “yorum”u ile karşılaşıyoruz.

Homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan ayrımcı haber ve mesajlar için Ocak ayından seçtiğimiz gelişmenin değerlendirmesini, şarkıcının sosyal medya hesabından paylaştığı açıklamaya düşülen takipçi yorumları ile Ensonhaber sitesinin “Yılmaz Morgül Afrin’e gitmek istiyor” haberine yapılan “okur yorumları” üzerinden yapacağız.

Cinsiyet ifadesine yönelik ayrımcı yaklaşım ve nefret söylemi

Şarkıcı Yılmaz Morgül’e yönelik ifade edilen ayrımcı yaklaşımlar, yüklemeler ile ithamların, şarkıcının cinsel yönelimi veya cinsiyet kimliği ile ilgili olmayıp “cinsiyet ifadesi”ne ilişkin olduğunu tespit edebiliriz. Bugüne kadar yazılı veya sözlü medyada, “cinsel yönelim”i veya “cinsiyet kimliği”ne ilişkin şarkıcı tarafından kamuoyuna yapılmış bir beyana rastlamadık. 

Cinsiyet ifadesi, kişinin biyolojik varsayılan atanmış cinsiyeti ve cinsiyet kimliğinden bağımsız sergilenebilir. Kişiler, davranışlarıyla cinsel yönelimlerini ifade edebilecekleri gibi etmeyebilirler de. Diğer taraftan, cinsiyet kimliği de, sadece bedenle ilgili olmayıp, psikolojik ve sosyal yönleri de içeren bir sürece işaret eder. Nihayet “cinsiyet ifadesi”, kişinin biyolojik/atanmış cinsiyet veya cinsiyet kimliğinden beklenir rol ve sorumlulukları karşılayabileceği gibi farklı da olabilir.

“Biyolojik cinsiyet”, insanları “kadın” ya da “erkek” olarak genetik, fizyolojik ve biyolojik özellikleri üzerinden tanımlar. Bu sınıflandırmada “biyolojik farklılıklar” temel alınır. Bununla birlikte, insanların toplumsal ilişkiler içinde kadın, erkek ve diğer cinsiyetlere atfen belirlenen konumlarının ve bu işbölümünün gerektirdiği rol ve sorumlulukların biyolojik cinsiyetleri ile bir ilgisi yoktur. Bu normlar tamamen toplumsal süreçlerde inşa edilir, zaman içinde ve toplumdan topluma değişebilir. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet dinamik bir kavram olarak belli bir zaman döneminde belli bir kültürde “erkeksi” ya da “kadınsı” kabul edilen rol ve davranış özellikleri üzerinden tanımlanır. Bu özellikler saç şekli ve giyim stilinden, insanların konuşma ya da duygularını ifade etme tarzlarına kadar uzanan büyük bir çeşitlilik içindedir. Ayrıca, toplumsal cinsiyet, toplumsal önyargı haline gelmiş iki sabit toplumsal cinsiyet kimliği düşüncesinin ötesine geçerek farklı cinsiyet kimliklerini içeren bir kavramsallaştırmadır. Başka bir deyişle, bu tanımlamada erkek, kadın ya da trans olarak kendimize dair içsel algımızı ifade eden toplumsal cinsiyet kimlikleri yer alır. 

Nihayetinde, farklı kültürlerde, farklı coğrafyalarda ve farklı tarihsel zamanlarda kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen roller ve sorumluluklar bütününü ifade eden toplumsal cinsiyet, toplumsal süreçlerde inşa edilir ve dönüştürülebilir. Tipik olarak kadınlara ya da erkeklere ait özellikler ve beceriler ile değişik durumlarda kadın ve erkeklerden genellikle beklenen davranış biçimlerini de içerir. Toplumsal cinsiyet kavramı; kadın ve erkeğin toplum içindeki farklı rollerini, sosyal konumlarını, ekonomik ve politik güçlerini yansıtır ve aynı zamanda tüm bunları etkiler. 

İlgili video 

Önyargı, kalıp yargılar, damgalama

Yılmaz Morgül’e yönelik ifade edilen ve nefret söylemine kadar varan ayrımcı yaklaşımlar, yüklemeler ile ithamların, şarkıcının “cinsiyet ifadesi”nden hareketle sarf edildiğini belirttik. Ardından, şarkıcının cinsiyet ifadesi gibi, söz konusu ayrımcı yaklaşımların da, toplumsal cinsiyet ilişkileri çerçevesinde şekillendiğini ve geliştiğini ise “biyolojik cinsiyet / toplumsal cinsiyet” bağlamında gördük.

Şarkıcı Yılmaz Morgül’ün, “gönüllü asker” olmak için dilekçe verdiğine dair yaptığı açıklamaya gelen tepkiler, nefret söylemine varan ayrımcı yaklaşımlarla ifade edilirken, söz konusu ayrımcı yaklaşımlar ise “önyargı”, “kalıp yargılar” ve “damgalama” saikleriyle şekilleniyor.

Bir grup veya grubun üyelerine karşı, genelde negatif bir ön değerlendirme olarak tanımlanan önyargı, psikolojide genelde kullanıldığı şekliyle, sadece bir fikir ya da inanç üzerine bir beyanat değil, horgörme, sevmeme ve nefret gibi duyguları içeren bir tutumdur. 

Stereotipleştirme diye de bilinen kalıp yargılar, bir grubun üyeleri hakkında genellemeler ya da daha çok aşırı genelleme anlamına geliyor. Önyargıda olduğu gibi bu genellemeler bazen olumlu olabilir ancak çoğunlukla olumsuz ve değişime karşı dirençli olabiliyor. 

Toplum tarafından reddedilmeye yol açan fiziksel veya davranışsal özelliklere yönelik etiketleme, toplumsal kişiliği olumsuz yönde etkileyerek insanları damgalar. Ayrımcı yaklaşım için etiketlemeye bahane çoktur, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi de “damgalama”ya birer gerekçe olabilir. Damgalama, ayrımcılık, tecrit edilme, öz-imajın ve öz-saygının yara alması gibi çeşitli ekonomik, sosyal ve ruhsal sonuçlara yol açabilir. 

İlgili video 

Aşağılama, alay etme, komik bulma, karikatürize etme, ciddiye almama…

Şarkıcının açıklamasını “Yılmaz Morgül Afrin’e gitmek istiyor” manşetiyle haberleştiren Ensonhaber sitesinin “okur yorumları” “alay etme, komik bulma, karikatürize etme ve ciddiye almama” yaklaşımlarıyla karşılanıyor.

Seçtiğimiz “yorumları”, tamamı büyük harfle yazılmışları küçük harfle yeniden yazmak haricinde olduğu gibi aldığımızı belirtelim. Şimdi okurların düştüğü yorumları kategorilere ayırıp tasnifleyelim…

Ciddiye almama:

“gönderin gitsin,

“show mow artik neyse ama adam dilekcesini vermis okadar! askere gitmeyenler utansin!”,

“Bırakın gitsin. Sevaptır. Üzmeyin garibi..”,

“Olur canım biz seni ararız”, “merak ettım ne olarak gıdecek”,

“Yilmaz Allahini seversen kenarda dur abi bi isimiz var hadi abi hadi”,

“Hemen Mörgül aferine gitmek istiyormuş palavla şöhret olmak istiyor Mehmet çil k yeter Bir zaman lar megastar dedikleri kişi askere gitmem dedi altı ay dışarda durdu sonra ne imiş Türkiye’yi temsil ediyormuş dünyada hepsi palavra ve paralı askerlik yaptı şimdi bakarsın oda bende giderimde”

Karikatürize etme:

“Kahrol düşman al sana bomba ayol”,

“tayti da yakistirmis parkaya”,

“Saray soytarısı olarak mı”,

“yılmazzz bi git la çok komiksin çakaaaal orası survivor değil aslanım”,

“Afrin operasyonunu Survivor'la karıştırdı zavallı...”,

“hangi sifatla silah yerine ruj tut sen”

“Morgül… cephede iki şarkı patlatır düşman neye uğradığını bilemeden etek giyerek kaçardı..”

“Numaraci seni. Oyle suslu puslu kiyafetle olmaz o isler arti nasil olsa biliyosun seni istemeyeceklerini.”

“ulan iyice sulandırdınız.ya kadın ol yada erkek ne olduğun belli değil.şimdi gel deseler kaçacak delik arıyacaksın.gerçi fena da olmazdı yani”

“Erkek” yerine koymama:

“oldugun yerde dua et yeter senin gucun yetmez .Ayol yorma kendini.”,

“Ah canım kıyamam, senin nazik vucudun o hava şartlarına dayanamaz ciğerim, otur oturduğun yerde..birde seni düşünmeyelim..”

“Düşüncesi bile güzel Allah razı olsun onun gibi düşünemiyen erkek bozuntuları var aramızda onlara ders olur inş.”,

“tek sen olmaz bir kac kisi daha al yaninada afrin'e top atisi yapalim”

“Vatan için görev istemesi çok güzel.Birde İslamiyetin emrettiği gibi şekillenirse inşallah çok daha güzel olacak.”

“Allah insanı şaşırtmasın yoksa durum böyle oluyor.”

“Öyle” bile olsa:

“Aklımdan geceni Söylemem , sonucda Vatan icin iyi bi sey yapıyor”,

“Bravo Hainlik pesinde degil Devletinin Milletinin yaninda!”,

“kim ne derse desin Devletin yanında olan milletin yanında demen yeter yılmaz eyvallah”, “İbrahim (a.s)'a su taşıyan serçe misali,senin gagandaki suyla o yangın sönmez diyenlere.Olsun en azından safım belli olsun diyen kardeşlerime selam olsun...”,

“aslolan birlik vaktinde safını belli etmektir.”,

“helal olsun yılmaz morgül... erkeklik de delikanlılık da ruhtadır...”,

“Bedelli askerlik çıksın diye ağlayan, yalvaran Vatan haini kümes kaçkını delikanlılar!!! Bu adamdan utanın be.”

“Hiç tavsiye etmem”

“Alay etme, komik bulma, karikatürize etme, ciddiye almama ve aşağılama”yı, şarkıcı Yılmaz Morgül’ün “gönüllü asker” olmak istediğine dair yaptığı açıklamanın haberine gelen “okur yorumları”daki homofobik nefret söyleminin işaret fişekleri olarak tespit edebiliriz.

İlk grup, “ciddiye almıyor”, şarkıcının cinsiyet ifadesinden hareketle, “askerlik işi”ni zaten yapamayacağını varsayıp, başından savıyor. 

İkinci grup, ciddiye almayıp başından savmakla yetinmiyor, komik bulmanın bir adım ötesine geçerek alay ediyor. Cinsiyet ifaden buysa, sana “silah tutmak” değil, “ruj tutmak” yakışır diyerek karikatürleştiriyor.

Üçüncü grup ise karikatürize etmekle bile uğraşmıyor, baştan “erkek” yerine koymuyor. Şarkıcı “gönüllü” olduğu halde, cinsiyet ifadesinden ötürü toplumsal cinsiyetin erkekliğine dâhil edilmeyince, kendisine gelen tepkiler, ayrımcı cinsiyetçi yaklaşımlardan homofobik nefret söylemine kadar salınabiliyor. “Gönüllü” olmasıyla takdir toplayıp hâkim ideolojik halkaya kabul görürken, gecikmeden “cinsiyet ifadesi”nin çağrışımın en fazla “top atışı” olacağı yüzüne vuruluyor. 

Üçüncü grubun ayrımcı cinsiyetçi yaklaşımından homofobik nefret söylemine varan salınımında yakalayabileceğimiz iki dalgayı kaydedebiliriz. Ağırlıklı yaklaşım “erkek” yerine koymayıp “iş”in eğlencesindeyken, diğer taraftan ise gerçekte kendini “erkek” yerine koyup ama “erkeklik”in gereğini yerine getirmeyenlerin yanında takdir edilip, üstüne bir de, madem öyle bari İslam’ın emirlerini yerine getir ki “tam olsun” şartı koşuluyor.

Ayrımcı cinsiyetçi yaklaşımdan homofobik nefret söylemine salınan ifadeler son olarak “öyle bile olsa” grubunda öbekleniyor. Şarkıcı, “gönüllü” ve de vatan için “cephe”ye gitmeye hazır olması ile değil, “öyle” bile olsa “safını belli etmesi” ile helalı hak ediyor. Cinsiyet ifadesi ile zaten “erkek” ve/veya “delikanlı” görülmediği baştan aşikâr ediliyor ama “öyle bile olsa” devletin/milletin yanında saf tutmasıyla “hainlikten” kurtarıyor. 

“Aşağılama, alay etme, komik bulma, karikatürize etme, ciddiye almama” gel gidinde salınan ifadelerin, ayrımcı cinsiyetçi yaklaşımdan homofobik nefret söylemine nerede duracağı bilinmez! Ama nefret söyleminin nefret suçuna evrileceği süreci kestirmek mümkündür. Şarkıcı Morgül’e yönelik ayrımcı cinsiyetçi yaklaşımlarda kendini gösteren nefret söyleminin nihayet “hiç tavsiye etmem:)” işaretinin ve “İyi de olur hem uşağın nefsinide körlemiş olursun sen git ya git git” çağrısının “aç aç” ile yetinmeyip olası bir “cinsel saldırı” ile gerçekleşebilecek nefret suçunu ifade etmeyeceğinin garantisi bulunmamaktadır.

Nefret söylemi

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Sosyal Psikolog, Porf. Dr. Melek Göregenli, nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili araçlardan birinin medya olduğuna dikkat çekiyor:

“Medya, dünyada ve ülkemizde nefret suçlarına yol açan ayrımcılığı oluşturan ve besleyen kalıpyargıların, önyargıların kısaca nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili aracılardan biridir. Medyanın nefret suçları kapsamında ele alınabilecek eylemleri haberleştirme, kullanılan dil ve mağdurları ya da olayı sunma şekli, eylemi meşrulaştırmaya ve suçun altında yatan ayrımcılığı gizlemeye yol açabilir; sıklıkla böyle olmaktadır. Örneğin, Türkiye’de bütünüyle nefret suçları kapsamında görülmesi gereken eşcinsellere, travesti ve transseksüellere yönelik saldırılar, genellikle mağdurların yarattığı tahrik sonucunda oluşan eylemler gibi sunulmaktadır. Açık bir saldırı ve çoğunlukla cinayete varan ya da bizim ülkemizde ancak ölümle sonuçlandığında ‘haber’ değeri taşıyabilen suçlar, mağdurların çıkardıkları ‘olaylar’ sonucunda gerçekleşmiş, ‘doğal’ sonuçlar olarak ele alınmaktadır. Genellikle mağdurlar, faillerin ‘hassasiyetlerine’ dokunur ve cezalarını bulurlar; oysa failin hassasiyetinin tek kaynağı ayrımcılık ideolojileridir. Bu yaklaşım, sadece şiddeti meşrulaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kendini ifade etme ve gerçekleştirme hakkının, bir toplumda kimlere ait bir ayrıcalık olduğunu da tarif eder; bu doğrudan herkesin sadece insan olmak bakımından eşit olduğu ön kabulüne dayanan çoğunu bizim de kabul ettiğimiz evrensel hukuk normlarının çiğnenmesi anlamına gelir.” 

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

İlgili bağlantılar

Yılmaz Morgül Afrin'e gitmek istiyor

Yılmaz Morgül: Afrin İçin Gönüllü Askere Yazıldım

Gayri Tabii Mukarenet ya da Psiko-Seksüel Bozukluk: Üçüncü Bir Yol Yok mudur?

Eşcinsellik ‘Suçu’ İşleyen Subaylar İşten Atılacak!

 


Etiketler: medya
nefret