27/04/2021 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL Derneği Mülteci Hakları Program Koordinatörü Av. Hayriye Kara ve LGBTİ+ hakları savunucusu İranlı mülteci Sobhan Nofar, Yollarda programında Begüm Başdaş’ın konuğu oldu.

“Kalıcı geçicilik süresi ne kadar uzarsa o kadar tahribat yaratıyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Yollarda programında bu hafta Begüm Başdaş’ın konukları Kaos GL Derneği Mülteci Hakları Program Koordinatörü Av. Hayriye Kara ve LGBTİ+ hakları savunucusu İranlı mülteci Sobhan Nofar oldu.

Kara ve Nofar, programda Türkiye’de yaşayan mülteci LGBTİ+’ların yaşam koşullarını, karşılaştıkları hukuki süreçleri, uğradıkları ayrımcılık ve şiddet karşısında örgütlenme deneyimlerini paylaştı.

Nofar, programda “kalıcı geçiciliğin” mülteci LGBTİ+’lar üzerindeki etkisinin yarattığı tahribatı şöyle paylaştı:

“Sosyal hakların hiçbirine sahip değilim, çok fazla bariyer var önümde. Bu süreç uzadıkça kendi mesleğimi yapamıyorum. 3. ülke diye tabir ettiğimiz o ülkeye ne kadar geç gidersem, burada yaşadığım süreç sebebiyle yaşam motivasyonum o kadar düşüyor. Bir sigortaya sahip değilim, doktora gidemiyorum. Dişim ağrıdığında sırf para olmadığı için ağrıma tahammül etmeyi öğrendim. Ben bunu kaç yıl yaşayacağım burada? Zaten bundan kaçarak geldim.”

“Bu kalıcı geçicilik ne kadar uzarsa o kadar büyük tahribat bırakıyor. Niye üçüncü ülkeye gidip Avrupa’da yaşayamadım diye değil, insanlar böyle olduğunu düşünüyor ama artık yorulduk. Herkes yorulur, herkes her yükü taşımak zorunda değil. Bi yerden kaçıp, gittiğin yerde aynı sorunlarla karşılaşıp, hedeflediğin hayata erişememek yıpratıyor. Var olmanın bir güvencesi yok, bu çok acı verici bir şey.”

Kara ise Sobhan’ın deneyim paylaşımlarının ardından, kimliğini saklamak zorunda olmanın kendisinin zulüm olduğunun altını çizdi:

“Pratiği bir özne olarak Sobhan’ın anlatması çok iyi oldu. LGBTİ+ mültecilerin Türkiye’de olmaları, uluslararası mülteci hukukundan kaynaklanan hakları yani Türkiye bu konudaki yükümlülüğünü yerine getiriyor yani kimse kimseye bir şey lütfetmiyor öncelikle bunun altını çizmek gerekiyor.”

“Özel hayat dediğimiz şey kişinin sadece dört duvar arasında nasıl yaşadığı değil aynı zamanda kendi kimliğini kendisinin tayin edebilmesi, özbelirlenim hakkı da özel hayat içerisindedir. Kamusal alanda kimliğiyle var olmayı istemek, özel hayata saygı hakkının içindedir. LGBTİ+ mültecilere baktığımız zaman, AİHM kimliğini saklamak durumunda kalmanın kendisinin zulüm olduğunu söylüyor. Buradan baktığımızda aslında sadece yaşam hakkı ve beden bütünlüğüne saldırı değil kimliğini saklamak durumunda kalmak bile zulüm olduğunu söyleyebiliriz.”

Programın tamamını buradan izleyebilirsiniz.


Video Haber İkon  İlgili Video:


Etiketler: mülteci
İstihdam