Kampüslerde Onur Ayı 2024: Açık yasakların yerini örtük baskılar, polis müdahalesinin yerini sindirme politikaları aldı

ÜniKuir Derneği’nin hazırladığı Kampüslerde Onur Ayı 2024 Raporu’na göre LGBTİ+ öğrencilere ve topluluklara yönelik hak ihlalleri 2024’te farklı yollarla devam etti.

Fotoğraf: Ünikuir, 12. ODTÜ Onur Yürüyüşü'nden

Rapor, 14 farklı üniversitedeki Onur Yürüyüşleri ve Onur Ayı etkinliklerin deneyimlerini, kısıtlamaları ve baskı mekanizmalarını detaylı bir şekilde analiz ederken LGBTİ+ öğrencilerin kampüslerdeki varoluş mücadelesine ışık tutuyor.

Hak ihlalleri farklı yollarla devam etti

Raporda, kampüslerdeki Onur Ayı etkinliklerine yönelik müdahalelerin 2024’te doğrudan yasaklama ya da polis müdahalesi biçiminde olmadığı ancak hak ihlallerinin farklı yollarla devam ettiği belirtiliyor. Rapora göre; 2024’te Onur Yürüyüşleri ve etkinlikleri açık çağrılarla duyurulamadı, yerleri gizli tutuldu ve gökkuşağı bayraklarının özgürce kullanılamadı.

Bununla beraber; raporda üniversite yönetimlerinin baskılarının devam ettiği vurgulanıyor. Rapora göre; üniversite yönetimleri LGBTİ+ öğrenci topluluklarının resmi statüsünü tanımadı, etkinlik izinlerini vermedi ve LGBTİ+ içerikli materyallerin kullanımını engelledi. Bazı üniversitelerde öğrenci topluluklarının logolarındaki gökkuşağı renkleri kaldırılmaya da zorlandı.

Raporda 2024 boyunca üniversitelerdeki nefret söylemi ve sindirme politikalarının da sürdüğüne dikkat çekiliyor. Rapora göre; LGBTİ+ öğrenciler Whatsapp grupları ve sosyal medyadaki “itiraf sayfaları”nda nefret söylemine maruz kaldı ve öğrencilerin fotoğrafları etkinliklerde özel güvenlik tarafından izinsiz olarak çekildi.  

Polis müdahalesinin yerini sindirme politikaları aldı

Açık yasakların yerini örtük baskılar, polis müdahalesinin yerini sindirme politikaları alırken raporda yer alan dayanışmayı ve direnci sürdüren LGBTİ+ öğrencilerin ifadelerinden bir kesit şöyle:

“Baskı tahakkümü var ama biz de varız hani bunu hatırlatıyor. Yıllardır gelen lubunya arşivlere baktığımızda lubunya hareketi hep buradaydı olmaya da devam edeceğini hatırlatıyor. Etkinliklerin kalabalığının ne olup olmadığı değil mesele, var oluşumuzun devam edeceğini hatırlatmamız gerektiğini bana hatırlatıyor.”

Raporun tamamını okumak için tıklayın