11/04/2016 | Yazar: Kaos GL
KaosGL.org editörlerinden Yıldız Tar Bilgi Üniversitesi’nde Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart’ın yürüttüğü Medya ve İnsan Hakları dersine konuk oldu.
KaosGL.org editörlerinden Yıldız Tar Bilgi Üniversitesi’nde Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart’ın yürüttüğü Medya ve İnsan Hakları dersine konuk oldu. Nefret söylemi, ayrımcılık ve hak temelli habercilik üzerine konuşan Tar, LGBTİ haklarına ilişkin genel bir çerçeve de çizdi.
Kaos GL Derneği, Bilgi Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi. Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart’ın yürüttüğü Medya ve İnsan Hakları dersine KaosGL.org editörlerinden Yıldız Tar konuk olarak katıldı.
Homofobi ve transfobinin arka planını ve ayrımcılığı anlatan Tar, lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve intersekslere (LGBTİ) dönük “hastalık, suç ve günah” yaftalarının tarihsel arka planını aktardı.
Homofobi, transfobi, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği…
Homofobi, transfobi, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, nefret suçları gibi temel kavramları açan Tar, “Homofobi eşcinsellerin değil bir bütün olarak toplumun meselesidir. Toplumsal barışı tehdit eden, heteroseksüel ilişkinin tek meşru, makbul ve normal ilişki biçimi olduğunu dayatan ayrımcılık ideolojisi heteroseksizmle mücadele; hepimizi özgürleştirecektir” dedi.
Yaklaşık 3 saat süren derste, insan hakları bağlamında Türkiye’de LGBTİ haklarını ve yasal eşitlik mücadelesini aktaran Tar, “Yasaların açıkça suç olarak tanımlamaması LGBTİ’lerin olumlandığını göstermez. Ayrımcılığa karşı yasal korunma olmadığı müddetçe, yasalar uygulayıcıların inisiyatiflerinde homofobik ve transfobik baskı ve cezalandırma araçlarına dönüşüyor” ifadelerini kullandı.
Medyanın LGBTİ hakları karnesi
Tar, dersin ikinci bölümünde Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerinin geçtiğimiz günlerde çıkardığı “Medyada Nefret Söylemi, Ayrımcılık ve Alternatif Haber Rehberi”ni tanıttı. Rehberde yer alan ayrımcı ve nefret söylemi içeren haberleri tartışmaya açtı.
Türkiye’de medyayı homofobik ve transfobik nefret söylemi açısından ana hatlarıyla üç döneme ayıran Tar, “ucube” ve “terör” anahtar kavramları üzerinden medyada nefret söyleminin seyrini aktardı.
“Nefretin hedefinde olmak: Varsayımlar ve kalıp yargılar”
Nefret söyleminin hem nefret saldırılarını meşrulaştırdığını hem de hedefindeki gruba mensup kişilerde ciddi yıkımlara yol açtığını da ifade eden Tar, “Ancak nefret söyleminin hedefinde olmak için illa o gruba mensup olmanız gerekmiyor. Uzun saçlı heteroseksüel bir erkeğin eşcinsel olduğu kalıp yargısı ve varsayımı üzerinden nefret söylemi ve hatta saldırılarına maruz kalabileceğini de deneyimliyoruz. Haliyle nefret söylemi sadece LGBTİ’lerin sorunu değil; toplumsal barışı tehdit ettiği için herkesin sorunudur” şeklinde konuştu.
“Sessizlik çemberine karşı kendi hikayeni anlatmak”
Nefret söyleminin bir egemenlik ve iktidar ilişkisiyle de yakından alakalı olduğunu hatırlatan Tar sözlerine şöyle devam etti:
“Nefret söylemi ve yine nefret suçunu yapısal hiyerarşilerden ve güç ilişkilerinden ayrı düşündüğümüzde yanılırız. Nefret, güçlü olandan toplumsal olarak güçsüzleştirilen kesimlere dönük kuvvetli bir saldırı ve susturma eylemidir. Nefret söylemi bir susturma isteğidir. Hedef gösterdiği grubu susturup etkisizleştirmek ister.”
Sessizleştirme eylemine karşı kendi hikayeni anlatmanın önemini de vurgulayan Tar, KaosGL.org’un yayıncılık faaliyetini aktardı.
Medya ve İnsan Hakları dersi
İletişim Fakültesi’nin açtığı Medya ve İnsan Hakları dersinde, öğrencilerin teoride ve pratikte “insan hakları” terimini daha iyi anlayabilmesi hedefleniyor. Medya ve insan hakları arasındaki karmaşık ilişki çocuklar, yaşlılar ve engellilere odaklanarak inceleniyor. Derste göçmenlik, ayrımcılık, nefret söylemi, soykırım ve idam cezası gibi konular ele alınıyor. Çeşitli insan hakları ihlallerinin gözlemlenmesi ve haber haline getirilmesi de tartışılıyor. Fakülte öğrencileri için zorunlu olan dersi mühendislik ve sosyal bilimlerden öğrenciler de alıyor.
Etiketler: insan hakları, eğitim