21/03/2022 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL, İsveç Büyükelçiliği ev sahipliğinde 11 ülkenin elçiliklerine insan hakları ve medya izleme raporlarını sundu.
Kaos GL Derneği, insan hakları ve medya alanındaki raporlarını Ankara’daki büyükelçiliklerle paylaştı. İsveç Büyükelçiliği’nin ev sahipliğinde 18 Mart’ta düzenlenen toplantıya İsveç Büyükelçisi Staffan Herrström’un yanı sıra AB Delegasyonu, ABD, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, İsviçre, Kanada, Lüksemburg ve Norveç elçiliklerinin siyasi ilişkiler ve insan hakları alanında yetkililer katıldı.
İsveç Ankara Büyükelçisi Herrström, açılış konuşmasına bundan yedi yıl önce Polonya Varşova’da verdikleri bir resepsiyonu hatırlatarak başladı. Yazar Jonas Gardell’in konuk olduğu resepsiyonda 80'lerde Stockholm'deki HIV epidemisi sırasında damgalama, marjinalleştirme ve ayrımcılığı konuştuklarını söyleyen Herrström, “Ülkemde 80'lerin karanlık günlerinden beri birçok ilerleme gördük. Ancak Varşova’daki resepsiyonda denildiği gibi Stockholm’deki ilk onur yürüyüşüne katılanlar on kişiden azdı. Şimdi on binlerceyiz” dedi.
Ardından Kaos GL Hukuk Koordinatörü Av. Kerem Dikmen, LGBTİ+’ların İnsan Hakları raporunu sundu. Dikmen, “Devletin bütün kişi ve kurumlarıyla LGBTİ+’ları hedef tahtasına oturtarak herhangi bir hak başlığında LGBTİ+’lara erişim olanağı sağlamaması; var olan olanakları ortadan kaldırmaya çabalaması ve bundan ayrı olarak doğrudan LGBTİ+ varoluşunu hedefleyen eylem ve söylemler, bahsedilen büyük gerilemenin en önemli işaretlerinden oldu. Bu topyekün saldırıya rağmen LGBTİ+’ların insan hakları alanında en dinamik kesimi oluşturduğu, toplumsal muhalefetin hak alanından doğru unsuru olarak bütün baskılara rağmen özellikle ifade özgürlüğünü kullanma konusunda ısrarcı olduğu da görülmektedir” dedi ve rapor sonuçlarını aktardı.
Kaos GL Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar ise 2021 Medya İzleme Raporu’nu anlattı. Tar, şöyle dedi:
“Ortaya çıkan tablo, LGBTİ+’ların haklarını ihlal etmeden, objektif bir temsil güden haberlerin sadece hakkı ihlal etmemekle sınırlı kaldığını gösteriyor. Bunun yanı sıra, LGBTİ+’lar ancak ve ancak bir nefret saldırısı ya da ayrımcılığa maruz bırakıldıklarında gazete sayfalarında yer alabiliyor. LGBTİ+ örgütlerinin çalışmaları ve görüşleri yazılı basında kendisine yer bulamazken; başarı hikayelerini haberleştirme konusunda da büyük bir eksiklik göze çarpıyor. 2017 yılından beri araştırmamızda değişmeyen bir veri olarak karşımıza çıkan bu sonuç, araştırmanın diğer sonuçlarıyla birlikte değerlendirildiğinde medyada LGBTİ+’ların özne olarak yer alamadığını, olumlu ya da olumsuz temsil fark etmeksizin ancak ve ancak haberin konusu olarak yer alabildiğini gösteriyor. Medya, LGBTİ+’ları, hayatlarını, fikirlerini, mücadelelerini temsil etmiyor. Onun yerine LGBTİ+’lar hakkında konuşmayı tercih ediyor. LGBTİ+’ların kendi seslerini medyadan okuyabilmek mümkün olmuyor. Bu durum da medyada LGBTİ+’ların insandışılaştırılması anlamına geliyor. LGBTİ+’lar medyada hayatları, iradeleri ve hakları olan özneler olarak temsil edilmek yerine; deyim yerindeyse üzerine konuşulan bir “sorun” olarak yer alıyor.”
TIKLAYIN – 2021 Medya İzleme Raporu
Etiketler: insan hakları, medya