24/04/2019 | Yazar: Umut Güven

Televizyon, LGBTİ+ aktivistleri ve Kaos GL okuyucuları için ne ifade ediyor, yaşamlarında nasıl konumlanıyor?

Kaos zaplıyor: Kanalımda ne var? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Televizyon, LGBTİ+ aktivistleri ve Kaos GL okuyucuları için ne ifade ediyor, yaşamlarında nasıl konumlanıyor?

Televizyon, toplumsal algının ‘kabullenilmiş’ heteronormatif biçimlerini ve normlarını bizlere sunduğu gibi, bütün bunları sürdürmeye ve toplumsal dönüşüme etki etmeye de devam etmekte. Diğer yandan da, kimileri için keyifli vakit geçirmenin veya bilgi edinme yollarından da biri olarak karşımıza çıkıyor.

Kısaca televizyonun, herkesin hayatına bir şekilde temas edip, farklı yansımalar oluşturduğunu söylemek yerinde olacaktır. Peki, televizyon, LGBTİ+ aktivistleri ve Kaos GL okuyucuları için ne ifade ediyor, yaşamlarında nasıl konumlanıyor?

Hep beraber kendilerinden dinleyelim…

Ali Özbaş: Televizyon izliyormuş gibi yapıyorum çünkü; alet olarak bir tv ekranından film, dizi izlemeye bayılıyorum. Hele hele sinemalarda eskiden bir-iki densiz kişinin telefonuna bakma gafletinde bulunması yerini hemen herkesin ameliyattaki hastasından haber bekleyen biriymişçesine telefonuna bakması ritüeline bırakmasıyla film sinemada izlenir mottosu anlamını yitirdi. O sebeple evdeki tv ekranından film izlemek daha keyifli gelebiliyor. Ancak dvd’ye takılan film televizyon izlemeye girmiyor elbette. Tv kanalları arasında zap yaparak izlemek tv izlemeye giriyor. Kalbin buna dayanırsa izle şekerim. Araya giren reklamlarla hangi diziyi ya da filmi izlediğini unutuyor insan. Mozaiklerle flulaşan ekranın kimi yerleri yeri geliyor bir ufacık kafa dışında mozaik müzesine dönüyor. Yine de ısrarla tv ekranlarından takip ettiğim Jet Sosyete, The Walking Dead, Modern Family beni mutlu ediyor. Bir kanala takılı kalıp program akışını takip etmiyorum. Zaten program akışı diye bir durum yok. Peş peşe diziler, peş peşe filmler, peş peşe yarışma programları. Haberleri tv ekranından takip etmeyi bırakalı yıllar oluyor, gerçeklermiş gibi sunulmaya çalışılan görüntüye dahi inanmamam sadece benim paranoyaklığım olamaz herhalde değil mi? Tartışma programı diye önümüze sunulanın da parodiden ibaret olduğu su götürmez bir gerçek. Yine de kitap okuduğum bir zaman sesi ekrandan odaya yayılsın diye müzik kanalının birini açık bıraktığım oluyor. Kısaca televizyon izlemiyorum diyemesem de bir tv izleyicisi de değilim, izlermiş gibi yapanıyım.

Aslı Alpar: Çok nadiren televizyon izliyorum. Çünkü haberleri sosyal medyadan takip ediyorum ve haber dışında televizyonda izleyecek hiçbir şey bulamıyorum.

Nazlı Ceren Şendoğan: Televizyon izlemiyorum çünkü; akşam saatlerinde evde olabiliyorum. O saatlerde de sadece diziler oluyor. Hepsi de aşağı yukarı aynı konuda karşımıza çıkıyor. Neden zengin olduğu belli olmayan “holding” sahibi erkekler ve onlara biat eden, her türlü şiddete maruz kalıp üstüne bundan memnun olan kadınlarla dolu diziler. Artık hayatımda şiddetin yeri olmadığı için, TV’de görmeye dahi tahammül edemiyorum.

Anıl Işılay Güvener: Televizyon izlemiyorum çünkü; doğru bilgiye ulaşmak Türkiye televizyon kanallarında neredeyse imkansız. Dolayısıyla internet üzerinden alternatif medya kanallarını takip etmeyi tercih ediyorum.

Kerem Dikmen: Televizyon izlemiyorum çünkü; eskiden televizyon benim için yalnızca bir haber alma, bilgi edinme aracı idi. Biraz da mutfakta güzel işler yapmak için yemek tarifleri aldığım bir yemek kitabıydı. Bir yandan internet teknolojilerinin gelişimi ile haber alma araçlarının çoğalması diğer yanda televizyon kanallarının logosu farklı olsa da aynılaşması bilgi ihtiyacının giderilmesi için mecra olma niteliğini kaybettirdi benim açımdan televizyonun. Yemek tariflerine ise ihtiyaç duyarsam websitelerinden ulaşıyorum. Televizyon ile irtibatı kesince ayrımcı dilden, yeniden üretilen toplumsal cinsiyet rollerinden, homofobiden de bir ölçüde sakınmış oldum.

Yiğit Pertev: Televizyon izlemiyorum çünkü; gerçeklikten uzak ve hayatın içindeki tüm renkleri içermiyor.

Eda Zeran: Televizyon izliyorum çünkü; açıkçası uzun süredir ülkece içinde bulunduğumuz durum, hepimizde pek çok ruhsal tahribata sebep oluyor. Kendimi az zararla kurtarabilmek adına düzenli olarak yaptığım bir aktivite oldu. O günün stresini, zihnimin çenesini kısa bir zaman için de olsa susturabilmek adına televizyon izliyorum. Sizi bilmem ama bende işe yarıyor, yine de siz siz olun haber bültenlerinden uzak durun; bu aralar kendinize kadar yeten aklınızı da kaybetmemek için. 

P.S: İyi Seyirler!

Zana Tolunay: Televizyon izlemiyorum çünkü; Türkiye kanallarındaki programlarımızın seviyesizliğinden kaynaklı.

Cihangir Öz: Televizyon izlemiyorum çünkü; neden izleyim? Heteropropagandaya ayıracak zamanım yok açıkçası.

Barış Azar: Televizyon izlemiyorum çünkü; televizyon aracılığıyla erişebileceğim içeriğe reklamsız, sansürsüz ve tarafsız bir şekilde alternatif kanallardan erişebiliyorum. Ayrıca mevcut televizyon programlarında bulunmayan LGBTİ+ kapsayıcı içerik için YouTube, Netflix gibi alternatif platformlar var.

Damla Umut Uzun: Televizyon izlemiyorum çünkü tüm kanallarda transparan bıyıklar, kadın düşmanı hikayeler, cinsiyetçi / - fobik muhabbetler görmekten bıktım. Geçen seneye kadar akşamüstü vaktinde denk gelebilirsem evlilik programları izler başkası adına utanma kapasitemi doldururken bir yandan da kendimce sosyolojik gözlem yapardım. Artık onları da kaldırdılar sürekli evden kaçan "namussuz" kadınlar ya da "annesinin ne haltlar yediği belli olmayan" gayrimeşru çocuk hikâyeleriyle doldu ortalık. Neyini izleyeyim televizyonun! Onlar beni izlesin! Alırım kedilerimi kucağıma açarım internetimi, istediğimi okur istediğimi izlerim. 

Ata Alan: Televizyon izlemiyorum çünkü; içinde yaşamaya çalıştığım ataerki pratiklerinin günlük yaşamda sergilenmesine tahammülüm yokken, kurgusal olarak veya yayıncılık kültürünün yanında getirdiği maskenin üzerinde sergilenmesine hiç tahammülüm yok.

*Bu yazı ilk olarak Kaos GL dergisinin “Televizyon” dosya konulu 164. sayısında yayınlandı. Dergiye; online aboneler dergi websitesinden ulaşabilir. Basılı halini edinmek isteyenler ise önümüzdeki haftadan itibaren kitapçılardan yeni sayıyı satın alabilirler. Dergiyi internetten satın almak için ise Notabene yayınları ile iletişime geçebilirsiniz. 


Etiketler: medya
İstihdam