04/01/2013 | Yazar: Kaos GL

İstanbul Karaköy Genelevinde çalışan seks işçileri, genelevlerin mühürlenmesine karşı düzenledikleri eylemle ‘sokaklarda kayıt dışı ve kontrolsüz bir şekilde çalışmak istemiyoruz’ dedi.

İstanbul Karaköy Genelevinde çalışan seks işçileri, genelevlerin mühürlenmesine karşı düzenledikleri eylemle “sokaklarda kayıt dışı ve kontrolsüz bir şekilde çalışmak istemiyoruz” dedi.
 
“Sosyal bir hukuk devleti olarak bildiğimiz devletimizin idarecileri bizi de ötekileştirmeden insan olarak sorunlarımızı görmeli ve sesimizi duymalıdır”
Seks işçilerinin bugün yaptıkları basın açıklaması şöyle:
 
Bizler, Karaköy’de devletimiz tarafından 1953 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunun 128. Maddesine dayalı olarak çıkarılan "Genel Kadınlar Ve Genel Kadınların Tabi Olacakları Hükümler Tüzüğü" kapsamında verilen belgeler kapsamında tüm ruhsatları alınmış genelevlerde sigortalı olarak çalışan ve bu işi meslek edinmiş "Genel Kadınlarız".

Ancak son bir yıllık süreçte devletimizin kayıt altında çalışarak hizmet vermeye çalıştığımız bu iş yerlerimizle ve bizlerle ilgili herhangi bir yasal düzenleme veya yeni alternatif bir yer gösterme yapmaksızın, tüzük hükümlerine aykırı keyfi uygulamalarla genelev kapsamında hizmet veren işletmeler birer birer kapatılmaya başlanmıştır. Bu durum bizler gibi burada hizmet veren yüzlerce genel kadının sokağa düşmesine ve başkaca bir iş yapamayacakları için mesleklerini kayıt dışı ve kontrolsüz bir şekilde yapmasına sebep verecektir.

Bu hali ile Ahlak Büro tarafından yapılan ve usule aykırı operasyonlarla tüzük hükümleri ihlal edilerek başlatılan idari süreçte unvanı "Fuhuş Yüzünden Bulaşan Hastalıklarla Mücadele Komisyonu" olan komisyonun vermiş olduğu kapatma kararları ile fuhuşla mücadele değil fuhuşun sokakta kontrolsüz, kayıtsız ve sağlıksız bir şekilde yapılmasına ve daha da artmasına sebep olacaktır.

Değerli idarecilerimiz dolaylı yollardan Karaköy Genelevlerini tamamen usulsüz ve keyfi tutanaklarla tabi olduğumuz tüzük hükümlerine aykırı olarak kapatmaya çalışmakta olup bu konuda gerek tarafımıza gerekse çalışmış olduğumuz işyerlerimize herhangi bir bildirimde bulunma gereği duymamaktadır. Kamuoyu bilmelidir ki, Karaköy semtinin göstermiş olduğu gelişme ve turizm açısından yaşanan dönüşüm nedeniyle işyerlerimizin bulunduğu bölge bir rant ortamı yaratmış olabilir. Böyle bir dönüşüm yapılacaksa da bundan en başta bu sektörde hizmet veren bizler ve işletmecilerin de haberdar olması gerekmektedir. Sayın idarecilerimiz bizlerin ve Karaköy Genelevlerinin komple kapanmasını istiyorlarsa buranın alternatifinin olup olmayacağının ve toplumun zaruri ihtiyacı olan evlerin yerine ne çözüm düşüneceklerini ya da komple kapattıklarında bununla en iyi sonuca varıp varamayacaklarının cevabını vermelidirler.

Bizler her ne kadar yapmış olduğumuz iş nedeni ile toplum nezdinde tamamen dışlanmış bir grup da olsak bizler de insanız ve insanca yaşama ve devletin mevzuat hükümleri uyarınca bize tanınan en temel hakkımız olan çalışma hak ve özgürlüğümüze saygı gösterilmesini isteme hakkımız mevcuttur.

Bizler de mevcut yasal mevzuat kapsamında adalet istiyor ve keyfi uygulamalarla en temel hakkımız olan çalışma hakkımızı ve buna dayalı olarak yaşama hakkımızı istiyoruz. Devlet yetkililerimiz görmezden gelmeye çalışsa da bizler de bu devlette resmi olarak çalışıyor ve vergi veriyoruz. Sayın idarecilerimiz bizim vergilerimizi ve çalışmamızı istemiyorlarsa her türlü yetki ellerinde olup bizlerle ilgili 1930’lu yıllara dayanan mevzuat ve hükümlerini bir kaç dakikada değiştirebilirler.

Sosyal bir hukuk devleti olarak bildiğimiz devletimizin idarecileri bizi de ötekileştirmeden insan olarak sorunlarımızı görmeli ve sesimizi duymalıdır.

Bizler yaşam şartlarımız sonucu bu işi meslek edinerek hayatımızı idame ettirmek isteyen insanlar olarak kamuoyunun artık sorunlarımıza duyarlılık göstermesini talep ediyoruz. Bu şekilde usulsüz uygulamalar sonucu kapanan resmi ruhsatlı işyerimiz açılana kadar yasaların bize verdiği meşru protesto hakkımızı kullanacağımız gibi, ayrıca idarece sergilenen bu kapama işlemlerinin iptali için iç hukuk yolları ve netice alınamazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar haklarımızın takipçisi olacağız.

İnsan haklarına duyarlı tüm kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
İstihdam