26/11/2021 | Yazar: Kaos GL

Ankara’da kadın ve LGBTİ+’lar, Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Sakarya Meydanı’nda buluştu.

“Katledilen tüm kadın ve LGBTİ+'ların isyanıyla sokaklardayız!” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraflar: Burçin Kalkın / Kaos GL

Ankara’da kadın ve LGBTİ+’lar, Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Sakarya Meydanı’nda bir araya geldi.

Eylem Platform’un okuduğu basın açıklamasıyla başladı. “İşkence edilen ve katledilen tüm kadın ve LGBTİ+ ların isyanıyla sokaklardayız!” diyen Platform’un açıklamasının tamamı şöyle:

“1960 yılında Dominik Cumhuryeti’nde Trijillo Diktatörlüğüne karşı isyan eden ve Mirabel Kardeşler olarak anılan Patria, Minevra ve Maria Teresa faşist diktatörlüğün askerleri tarafından cinsel saldırıda bulunularak katledildiler. 61 yıl önce Mirabel Kardeşler’in faşist diktatörlük karşısında büyüttükleri isyan bugün kadın özgürlük mücadelemize yol gösteriyor. Şiddetin her türlüsüne karşı, dünyanın dört bir yanından kadınların isyanı büyüyor.

“2021 yılında, 'İstanbul Sözleşmesi Bizim ve Asla Vazgeçmiyoruz, Sokaklarda Uygulatacağız' dedikten sonraki ilk 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü, erkek ve devlet şiddeti karşısında birbirimiz için isyanı büyüterek karşılıyoruz. Kadın ve LGBTİ+’lara saldırı ve düşmanlık politikalarına, LGBTİ+ların bakanlar ve diyanet tarafından hedef gösterilip nefret suçuna maruz kalmalarına, işyerlerinde artan taciz ve mobbinge, ev içi emeğimizin sömürülmesine, kampüslerde artan şiddete tacize cinsiyetçiliğe ve LGBTİ+fobiye, transların evlerinin mühürlenmesine ve yaşam alanlarından sürülmesine, nefret cinayetlerine karşı birlikte mücadele ediyoruz...

“Patriarkal-Kapitalist sistemin doğa ve insan üzerindeki sömürüsünün her geçen gün katmerleştiği, emperyalist savaş politikalarıyla ezilenlere dönük saldırıların artarak devam ettiği bir dönemde; T.C devleti de savaş ve işgalden beslenen politikalarıyla halkı ve özellikle kadınlar ile çocukları yoksulluk, açlık ve sefalete sürüklemeye devam ediyor!

katledilen-tum-kadin-ve-lgbti-larin-isyaniyla-sokaklardayiz-1

“Ekonomik kriz her geçen gün büyürken kadın ve genç kadın işsizlik oranları sürekli artmaya devam ediyor. Yağ, süt, et gibi çok temel besin ürünlerine para yetiştirilemiyor! Doların hızlı artışı önlenemezken saraylarda yaşayanlar, çifter çifter maaşlar alanlar bizlere; “porsiyonları küçüktün, kombinin derecesini düşürün, peygamber de mideyi tam doyurmazmış” gibi traji komik önerilerde bulunuyor! Yandaş gazete ve kanallar ise pazarlardan arta kalan ürünleri toplayan vatandaşları; “Pazar sonrası belediye temizlik yaptı” şeklinde gazetenin ilk sayfasına çıkartarak pişkinliklerini ve bizlerle nasıl dalga geçtiklerini gösteriyorlar! Savaşa değil kadınlara bütçe diyen, kadınların eşit ve özgür bir yaşaması mücadele verenler ise iktidar bloğu tarafından terörist ilan ediliyoruz! Doların 13'e ulaştığı bir ülkede, kadınların yoksulluğuna yoksulluk eklenirken; cinsiyetçi iş bölümü ile kadınlar hem evde çalışmak zorunda hem de eve ek gelir getirmek için güvencesiz çalışma koşullarına itilmektedir.

katledilen-tum-kadin-ve-lgbti-larin-isyaniyla-sokaklardayiz-2

“Evde, sokak ortasında, işyerinde katledilen veya devletin kolluk güçleri desteğiyle kaçırılan ve kaybedilmeye çalışılan kadınlara her gün bir yenisi daha ekleniyor. Neredeyse 2 yıla yakındır Gülistan Doku’dan haber alınamıyorken, Nadira ve Yeldana’nın katilleri korunmaya devam ediyor. Kürt illerinde savaş ve işgal politikalarının bir parçası olarak, İpek Er’in katili Musa Orhan devlet zırhı ile korunurken erkekler devlet eliyle cesaretlendiriliyor. Erkekler rahatça ‘daha korumasız olacağını düşündüğüm için kadın seçtim’ diyerek katliamlarını dillendirebiliyorlar! Devlet lker Sokak’ta ve Esat Eryaman’da saldırıların faillerini koruyor, translar polisler ve ülkü ocakları tarafından saldırıya uğruyor ve bu saldırıların üstü yargı tarafından kapatılmaya çalışılıyor.


“Kadınlar Kürt illerinde devletin çete-mafya örgütlenmeleri aracılığıyla özel savaşın bir politikası olarak cinsel şiddet ve katliamla tehdit altındayken,

“İzmir’de devletin kontrgerilla örgütü SADAT ile ilişkili olan Orhan Gencer ise Deniz Poyraz’ı katletti. Kadınlar bir taraftan katledilme politikalarıyla hedef alınırken, diğer bir yandan gözaltında çıplak arama işkencesi ve kaybedilme tehditti ile sindirilmek isteniyor. TJA sözcüsü Ayşe Gökkan’a verilen 30 yıl ceza ile Kürt kadın hareketi başta olmak üzere, kadın mücadelesi yargılanmak isteniyor!

“Yasalar Ümitcan Uygun, Musa Orhan gibi kadın faillerini cezasızlıkla ödüllendirirken; sistematik şiddet uygulayan erkeğe karşı, kedisini korumak için öz savunmasını kullanan Çilem Doğan’a 15 yıl ceza vererek yaşamına sahip çıkan kadınlara gözdağı verilmektedir. 6284 sayılı kanun kadınlar için etkili uygulanmazken Boğaziçi’nin kayyum rektörü Naci İnci kanun kapsamında 12 Boğaziçi üniversitesi öğrencisi hakkında koruma kararı aldırmıştır.

“Tüm dünyada dinsel baskılarla kadınların bedenlerine ve yaşamlarına, LGBTİ+ların var oluşuna yönelik saldırılar artarken bir kez daha 25 Kasım alanlarından haykırıyoruz. Afgan Kadınlar ve LGBTİ+lar Yalnız Değildir! Fetvalarla bizim yaşamımızı kuşatmaya çalışan Diyanet'tin karşısına dikiliyoruz. "Diyanet kapatılsın" Yaşamlarımıza saldırılan kontrgerilla ittifakının karşısına dikiliyoruz: İttifakınız bozulacak, kadınlar yaşacak. Kadın düşmanı tekmili birden tüm erkekliğin karşısına dikiliyoruz: Uykularınız kaçsın, erkek ve devlet şiddeti son bulacak!

katledilen-tum-kadin-ve-lgbti-larin-isyaniyla-sokaklardayiz-4

“Erkek şiddeti yaşamlarımızı kuşatmışken, erkek “adalet”in yasalarıyla kadınları ve kadın mücadelesini yargılayanların karşısında, bugün Çilem, Nevin ve özsavunmasını kullanan, tutsak edilen, işkence edilen ve katledilen tüm kadın ve LGBTİ+ ların isyanıyla sokaklardayız! Kadınları erkeğe, sermayeye ve devlete daha da bağımlı hale getirmek için her türlü krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlardan hesap sormak için isyandayız! Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı isyandayız! Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçe hakkımıza sahip çıkmak için isyandayız! Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı buyur ederek bize sınır çizenlere karşı isyandayız! “İstanbul Sözleşmesinin fesih kararına karşı isyandayız! Her türlü yasağa ve baskıya karşı isyandayız! Her gün erkek devlet şiddetiyle katledilen kadınlar için isyandayız! ”Ev işi kadın işidir” diyen ataerkiye karşı bakım hizmetlerinin toplumsallaştırılması için isyandayız! İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, tacize, tecavüze, istismara, katliamlara ve savaşlara karşı eşit ve özgür bir toplum için isyandayız! İstanbul Sözleşmesi ve daha nice haklarımız için, tüm saldırılara karşın sokaklarda olmaya devam edeceğiz! Birlikte mücadele ile sokaklarda meydanlarda, yeniden kuracağız cinsiyetsiz, eşit ve özgür bir ülkeyi! Birbirimiz için birlikte mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz ve bir kez daha 25 Kasım alanlarından erkek şiddetine, yoksulluğa, AKP-MHP ittifakına, kadın düşmanlığına karşı başta kadınlar olmak üzere tüm toplumu, her yeri bir isyan alanına çevirmeye, birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

“Yaşasın Kadın Dayanışması

“Jin jiyan Azadi

“Kadın Yaşam Özgürlük”

 


Etiketler: insan hakları, kadın
İstihdam