26/12/2013 | Yazar: Kaos GL

7 Renk Mersin LGBT Derneği, transseksüel seks işçisi Deniz’in Pazartesi günü Pozcu’da uğradığı transfobik nefret saldırısını bir basın açıklaması yaparak protesto etti.

7 Renk Mersin LGBT Derneği, transseksüel seks işçisi Deniz’in Pazartesi günü Pozcu’da uğradığı transfobik nefret saldırısını bir basın açıklaması yaparak protesto etti.
Eylem, saldırının yapıldığı Pozcu Akbank şubesinin önünde gerçekleştirilirken, 7 Renk’e bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütleri de destek verdi. Yapılan açıklamanın ardından transfobik nefret saldırıları ve cinayetlerine sloganlarla tepki gösterildi. 7 Renk üyeleri daha sonra kısa bir oturma eylemi gerçekleştirdi.
 
7 Renk Sözcüsü Tuna Şahin’in okuduğu basın açıklaması şöyle:
"23 Aralık Pazartesi akşamı saat 20:30 sularında tam da burada, bulunduğumuz yerde transseksüel seks işçisi arkadaşımız Deniz, sopalı ve döner bıçaklı saldırıya uğradı. Saldırıda feci şekilde dövülen arkadaşımızın, aldığı bıçak darbelerinden dolayı yüzünde derin kesikler oluştu. Deniz şu anda hastanede ve doktor kontrolü altında tutuluyor. Henüz sağlıklı bir ifade dahi veremedi. Ve bu saldırıyı gerçekleştirenler, burası sanki dağ başıymış gibi ortadan kayboldular!
 
Deniz’e saldıran insanlığından çıkmış caniler, bir cana kastetme canavarlığını gösterirken ağızlarından "Sizi burada istemiyoruz; defolun gidin buradan" şeklinde transfobik nefret kusuyorlardı. Bu canilere sesleniyoruz: Bu hakkı kendinizde nereden buluyorsunuz? Siz kim oluyorsunuz ki bizleri burada istememe cüretini kendinizde buluyorsunuz? Bu ne kibirdir, bu ne vahşiliktir? Hiç kimsenin kendinden farklı olanı istememe ve barındırmama hakkı yoktur. Buradan yaratılışçılara sesleniyoruz: Tanrı inancı ve İslam inancı Allah’ın yarattığı her kulun yaşam hakkı olduğunu savunurken, sizler bu nefret dolu kibirle canlara nasıl kıyıyorsunuz? Siz kendini demokrat kabul edip konu eşcinsellere geldiğinde suratını ekşitip dudak bükenler; toplumun bir kesimini hor gören zihinlerinize rağmen siz hangi demokratlıktan bahsediyorsunuz?
 
Yerin dibine batasıca nefretiniz ne zaman bitecek? Siz hangi hakla kendinizi bizden üstün görürsünüz? Şunu bilin ki heteroseksüellik tek ve biricik cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği değildir. Siz öğretilmiş heteroseksist algılarla kendi cinsel kimliğinizi kutsayıp biz LGBT’leri lanetleme, küçük görme, istememe hakkına sahip değilsiniz!
 
Bu yaşanan olay Mersin’deki ilk transfobik nefret saldırısı değil
2006 yılından bu yana 4 transfobik nefret cinayeti işlendi ve bunların hiç birisi kayıtlara nefret cinayeti olarak geçmedi. Şoray’ın katili sadece 3 yıl hapis yattı ve şu anda dışarda. Cansu’nun katilleri 7’şer yıl ceza aldı, şu anda cezaevindeler fakat gereken cezayı almayan katiller çıkınca ne yapacaklar belli değil! Bir diğer arkadaşımız Şiar Avcı’nın katilleri ise onu 87 yerinden bıçaklayarak canına kıydılar.
 
Bir insanı 87 yerinden bıçaklayan nefrete rağmen bu cinayet de kayıtlara nefret cinayeti olarak geçmedi. Son yaşanan vakada ise Deniz arkadaşımız resmen ölümden döndü. Sopalar ve döner bıçaklarıyla saldıran gözü dönmüş caniler arkadaşımızı öldüresiye dövdükten sonra yolda seyir halindeki bir aracın önüne attılar. Saldırının yapılış biçimi de gösteriyor ki bu resmen cinayete teşebbüstür. Bu saldırı, öldürme kastı taşımaktadır. Ne gariptir ki modern-ilerici insanların yaşadığı ileri sürülen Pozcu’da olmaktadır bu olay! Buradan bir kez daha anlıyoruz ki homofobinin, transfobinin gericisi-ilericisi yok!
Homofobi ve transfobi birer hastalıktır ve bu hastalığın gericiye mi ilericiye mi musallat olacağı hiç belli olmamaktadır.
 
7 Renk Mersin LGBT Derneği olarak bu olayın peşini bırakmayacağız
Faillerin yakalanması için üzerimize düşen her şeyi yapacağız; bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Yalnız bizi tereddütte bırakan şey, başta polis olmak üzere adli süreçte karşılaşmamız olası homofobik ve transfobik adli mekanizmanın olayın gerektiği şekilde üzerine gidip gitmeyeceğidir. Zira hemen hemen bütün homofobik ve transfobik nefret vakalarında kolluk kuvvetlerinin ve adli mekanizmanın, suçluları aklama gayretleri akıllarımıza gelmektedir. Suçlular bir şekilde ceza indirimine tabi tutulmakta, bunun sonucunda ise nefret saldırılarının önü alınamamaktadır. Öte yandan olayın yaşandığı gün, Toros Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde orada görevli polislerin, Deniz’i acile yetiştiren trans arkadaşlarımıza suçlu muamelesi yaparak etraflarında güvenlik çemberi oluşturması, bu yöndeki tereddütlerimizin son somut örneğidir.
 
Bütün bu olumsuzluklara karşı en büyük görev devlete düşmektedir.
Çünkü, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kavramlarını Anayasada tanımayan iktidar, bu saldırılara meşruiyet kazandırmaktadır. Suçlu, ceza almayacağını bilmektedir. Az cezayla kurtulacağını düşünmektedir.
Bütün bunlar, suçluları cesaretlendirmektedir.
Olayın takipçisi olacağız, suçlular ceza alıncaya kadar peşini bırakmayacağız.
Kes sesini transfobi! Kes sesini homofobi! Buradayız, gitmiyoruz, varız, varolacağız!"
Basın açıklamasını imzalayan örgütler:
Trans Danışma Merkezi Derneği
Trans Blok
Siyah Pembe Üçgen
SPoD (Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği)
Kaos GL (Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği)
Queer Adana
Zeugmadi Gaziantep
SYKP (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi)
Toplumsal Ekolojik Dönüşüm Derneği
Dersim LGBT Oluşumu
Antalya Pembe Caretta LGBTQ
Malatya Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gençlik İnisiyatifi
Mersin Kadın Platformu
Mersin Kadın Emeği Kolektifi
Keskesor LGBT Diyarbakır

Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam