08/06/2011 | Yazar: KAOS GL

Hakkında soruşturma başlatılan "Ölüm Pornosu"

Kitabı Yasaklamak Kesmez, Çevirmenini de Aşağılayın! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Hakkında soruşturma başlatılan "Ölüm Pornosu" (Snuff) kitabının çevirmeni polis tarafından emniyete götürülüp 6 saat tutuldu. Çevirmene sorguda "Sen manken misin? Sen de buralara mı düştün?" gibi sorular soruldu. Durum, AKP Türkiyesi'nden bir başka vahim manzara oluşturdu.

Chuck Palahniuk’un Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan “Ölüm Pornosu” kitabı hakkında soruşturma başlatılmıştı. İstanbul Basın Savcılığı’nın başlattığı soruşturmada Bilirkişi olarak Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu atanmıştı.
 
Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nun bilirkişi raporunda ise şöyle denmişti: “İncelenen ve değerlendirilen Ölüm Pornosu isimli kitapta yer alan yazıların halkın ar ve duygularını incittiği, cinsi arzuları istismar eder nitelikte olduğu, Türk Ceza Kanunu'nun 226.Maddesini ihlal ettiği, dolayısıyla müstehcen bulunduğu, kitabın süresiz yayın olması nedeniyle 1117 sayılı kanuna 3445 sayılı yasa ile ilave edilen Ek-2. Madde kapsamına girmediği oybirliği ile mütalaa edilmiştir.”
 
Tüm bu gelişmeler devam ederken, kitabı Türkçe’ye çeviren Funda Uncu, bugün sabah saatlerinde çalıştığı Bodrum’daki mobilya mağazasından savcılığın talimatı üzerine polis tarafından alınıp sorgulandı. Uncu, 6 saat emniyette tutuldu.
 
Kitap hakkında soruşturma başlatılması başlı başına bir garabet iken, bir kitabı “sorgulama” hakkının polislerde olması, AKP Türkiyesi’ne yakışan, insanlığa ise hiç yakışmayan bir tablo ortaya çıkardı. Çevirmenin, kitabın yazarı olmamasına rağmen maruz kaldığı muamele, bu işin polislere bırakıldığı durumda neyle karşılaşılacağını gözler önüne serdi.
 
Polis Emniyet’te ifadesini aldığı Uncu’ya “Sen manken misin? Sen de buralara mı düştün?” gibi aşağılayıcı sorular sordu. Uncu, “Çevirmenim. Üniversite bitirdim. Neyle bağdaştırdılar anlamadım. ’Sen böyle bir şeyi nasıl yazarsın?’ diye soruyorlar. Bu sorunun muhatabı ben değilim ki. Savcılıkta ifade vermek istedim kabul etmediler. Maalesef böyle olaylar Türkiye’de oluyor. Önce kitaplar toplatılıyor, sonra davalar açılıyor. Suçlu gibi muamele yapılıyor. Kaldı ki, kitabın toplatılma kararı var ise de bana şu ana kadar bu konuda bir bilgi verilmedi, hiçbir tebligat da yapılmadı. Buna rağmen 6 saat emniyette tutulup, haketmediğim davranışla karşılaştığım için üzgünüm” dedi.
 
Çevirmenler tepki gösterdi
Birkaç ay önce de William S. Burroughs'un "Yumuşak Makine" kitabı müstehcen bulunarak yasaklatılmıştı. Çevirmenler Birliği (ÇEVBİR), kararlara tepki gösterdiği açıklamasında “Kültür ve sanat alanında dolaşıma giren ürünlerin, edebi veya sanatsal nitelikleri hakkında hükme varacak olanlar, sanatçılar, edebiyatçılar, okurlar ve nihayet sanat ve kültür tarihçileridir. Edebiyat ve sanat eserlerinde cinsellik öğesininin bulunması veya kullanılma düzeyi, yasalarla veya devlet memurlarının ahlak ve beğeni anlayışlarıyla belirlenebilecek olgular değildir. Bunlar genelde sanatın ve edebiyatın, özelde sanatçının ve yazarın özgürlük alanına giren konulardır. Toplumda farklı kişilerin veya grupların farklı sanat ve ahlak anlayışına sahip olmaları bu özgürlük alanını yok edemez. Bu nedenle Basın Savcılığının, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunu kendisine aracı kılarak ortaya koyduğu baskıcı uygulamaların düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlama adımları olduğunu açıkça vurgulamak istiyoruz” denildi.
 
(soL - Haber Merkezi)


Etiketler: kültür sanat
İstihdam