28/03/2021 | Yazar: Kaos GL

Kadıköy / Yeldeğirmeni’nde alternatif bir sanat alanı olarak KOLİ Art Space açıldı. İlk sergisini “SENKRON Eş Zamanlı Video Sergileri” kapsamında 15 Nisan’da açıyor.

KOLİ Art Space açıldı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kadıköy/İstanbul'da yer alan KOLİ Art Space, Yasemin Kalaycı ve Elçin Acun tarafından kuruldu. Kâr amacı gütmeyen; bağımsız bir çalışma, üretme ve sergileme alanı olarak KOLİ, sanatsal deneyim ve işbirliği ekseninde dolaşıyor, feminist ve queer sanatçılar arasındaki diyaloğun desteği ile var oluyor:

“KOLİ, kapsayıcılık ve çeşitliliğin gücünden beslenen, kimliğin ve cinsiyetin akışkanlığına odaklanarak değişim ihtiyacının zorunluluğu inancından doğmuş bir sanat alanıdır.

“KOLİ, bu düşünceler ekseninde, sansürden arındırılmış; disiplinler arası etkileşimin ve dayanışmanın ön planda tutulduğu bir platform olmayı amaçlar. Ulusal ve uluslararası sanatçılar, inisiyatifler ve kültür kurumları ile bağlantılar sağlayarak ilişkiler kurmayı hedefler. KOLİ; sergi, konuşma, seminer, atölye çalışmaları, film gösterimleri gibi etkinliklere ev sahipliği yapıp sanatçılar arası kolektif üretim yöntemlerine odaklanarak ortak projeler gerçekleştirecektir.

“Günümüz sanat ortamının mevcut yapısı içerisindeki hâkim ve revaçta olan tanımlayıcı, normatif ve sabit anlayışa karşı esnek ve dönüştürülebilir bir yapı benimser. KOLİ, özgürce üretim ve paylaşım yapılan bir ortam sunarak alternatif bir sanat dinamiği oluşturmayı planlar.”

İlk sergi 15 Nisan’da!

KOLİ Art Space ilk sergisini ise “SENKRON Eş Zamanlı Video Sergileri” kapsamında 15 Nisan’da açıyor

Elçin Acun, Mert Çağıl Türkay ve Yasemin Kalaycı’nın işlerine yer veren “Geçirgen”, Senkron Eş Zamanlı Video Sergileri kapsamında 15 Nisan’da KOLİ Art Space’te açılıyor. “Geçirgen” sergisi, değişken ve birbirinin içerisine işleyen kurgusu ile bir özgürleşme alanı olarak beden imgesini ön plana çıkarmayı amaçlayan bir dil sunuyor. Sergideki sanatçılar, bedenin “geçirgen” olabilme ihtimalinin verdiği cesaretle görünürlüklerini akışkan hale getirip kültürel kodların beden üzerinde kurduğu sabit, normatif, somut formlardan sıyrılmaya çalışıyor. Sanatçılar, toplumsal ve tarihsel olarak süregelen kurguları zayıflatmayı denerken bedenin doğayla olan teması da bir kimliksizleşme önerisi barındırıyor. Bedenlerin sergilediği anonim performanslar, geçirgenliği bir strateji olarak kullanarak çok katmanlı bir görünürlüğü imlemeyi amaçlıyor.

Sergi; fotoğrafı andıran, durağan görüntüyle iletişim halinde olan üç videodan oluşuyor. Mert Çağıl Türkay'ın videosu, erkeksi bir form şekillendirmek üzerine gitmeden, sabit bir cinsiyet vurgusundan ziyade değişken bir hareket yaratıyor. Su ve dalgalar, hareketin akışkanlığına vurgu yapan ögeler halinde kuir bedene zemin hazırlıyor. Kurgu beden ve cinsiyet rolleri üzerine yeniden düşünme amacı taşıyan ve kendi bedenini videosuna dahil ederek kişisel bir anlatı oluşturmayı deneyen Elçin Acun ise daima hüküm süren bir şimdiki zamanın içinde sıkışmış bir kadın karakteri gösteriyor. Yasemin Kalaycı, aile ve sosyal çevre ekseninde ideal kadın ve erkek normlarının bireyler üzerinde oynadığı etkin rolü ve oluşan stereotip insan figürünü konu ettiği videosunda, buluntu fotoğraflara yerleştirilmiş hareketli gökyüzü görüntüleri ile devingen olan toplum ve aile tahakkümünü silikleştirmeye, yükümlülüklerinden sıyırmaya çalışıyor. Videolarda birbirinden farklı ama paralel doğrultuda hareket eden bu katmanlar, kimlik ve cinsiyet ile kültürel kodların inşasının beden üzerindeki karşılıklarının sorgulanmasına işaret eden sanatçıları bir araya getiriyor.


Etiketler: kültür sanat
nefret