27/04/2017 | Yazar: Sevim Özdemir

Özellikle eşcinsel kadınlara kendilerini korumaları ve savunmaları için ücretsiz eğitim sağlayan Fight the Fear ile tanışın.

Korkuyla savaşmak Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Özellikle eşcinsel kadınlara kendilerini korumaları ve savunmaları için ücretsiz eğitim sağlayan Fight the Fear ile tanışın.

Sevim Özdemir, Trish Bendix in lezbiyenlere saldırıların ardından kurulan öz savunma oluşumu “Fight the Fear”ı anlattığı yazısını KaosGL.org için Türkçeleştirdi.

Geçtiğimiz yıllarda işlenen iki korkunç cinayet Washington Seattle’da kurulan çok önemli iki örgüt için esin kaynağı oldu. 1993’te müzisyen Mia Zapata bardan evine giderken tecavüze maruz bırakılmış ve boğularak öldürülmüştü. 2009’da Teresa Butz ve partneri (lezbiyen bir çift) evlerinde uyurken bir adam zorla evlerine girdi ve ikisini de öldürmeye teşebbüs etti. Teresa saldırı sonrasında hayatını kaybetti.

Bu iki trajik saldırının yarattığı etki Seattle sınırlarını aştı, iki ayrı kadın öz savunma örgütünün kurulmasına temel oluşturdu. İlki Mia’nın ölümünden sonra kurulan Home Alive’dı, örgüt uzun süre maddi sıkıntılarla mücadele etti ve 2010’da sona erdi. İkincisi ve daha yeni olanı bir yardım kuruluşu olan Brandi Carlie’nin Looking Out Vakfı’nın bir kolu olarak kurulan Fight the Fear’dır.

Home Alive, Mia Zapata’yı tanıyan altı kadın tarafından kuruldu ve cinayetin henüz çözülmemiş olduğu o süreçte içinde bulundukları topluluğun kendilerini güçlü ve güvende hissetmelerine yardımcı olmak istiyorlardı. Cinayet 2003 yılına kadar çözülmeden kaldı ancak 2003’te DNA bulguları Seattle’da müzik sahnelerinin sevilen bir simasını öldüren yabancının tespit edilmesine ve bu kişinin yargılanmasına yardımcı oldu. Home Alive’ın kuruluş bildirgesinde şunlar söyleniyordu:

Home Alive performans sanatçılarının ve görsel sanatlarla ilgilenenlerin (ve diğer ucubelerin) oluşturduğu, tecavüz, ev içi istismar, gey/lezbiyenlere uygulanan fiziki şiddet, ırkçılık ve diğer baskı biçimleriyle coşkulu bir mücadeleye/savaşa hevesli bir kolektiftir. Bir saldırıyla karşı karşıya kalındığı durumda hayatta kalmak için gerekli herhangi bir öz-savunma türünü seçen insanlara destek vermekteyiz. Öz savunma türleri arasında sözel sınır koyma, arabaya ya da eve arkadaşlarla birlikte gitme, kapıları kilitleme, kaçış rotası planlama, gerilimi düşürme teknikleri, biber gazı kullanma, fiziki darbe/vuruş teknikleri, dövüşme, bağırma, dövüş sanatları, bıçaklar, silahlar ve –hayatta kalmamızı sağlayacak- diğer her türlü silah sıralanabilir.

Rock, Rage & Self-Defense adlı belgesel örgütün doğuşunu, güçlenişini ve sonlanmasını detaylı bir şekilde anlatan bir sözlü tarih belgeselidir. Washington Üniversitesi’nde öğrenci olan ve Home Alive’ı bir derste öğrendiklerinde “bizim bu örgütten nasıl haberimiz olmaz” diyerek yola çıkan Leah Michaels ve Rozz Therrien tarafından çekilmiştir. Belgesel konsensüse dayalı bir kolektif olarak çalışmanın zorluklarına dürüstçe bir bakış sunan kurucularla ve bir avuç eğiticiyle ve öğrencilerle yapılan görüşmelerden oluşmaktadır. Görüşmelerde bahsi geçen söz konusu zorluklardan biri derslerin trans kadınların katılımına açık olup olmamasına ve bunun derse katılan cisgender kadınlar için “tetikleyici bir unsur” olup olmayacağına ilişkin yürütülen tartışmalar ve sorgulamalardır. Başka bir deyişle bugün 2014 yılında toplumun halen karşı karşıya olduğu aynı mevzular. (Bu tartışmaların sonucunda Home Alive kapsayıcılığın en önemli şey olduğuna ve derslerin trans kadınların katılımına açık olmasına karar verdi.) Örgütün ilk zamanlarında The Butchies ve The Indigo Girls, Home Alive yararına satışa çıkarılan albümlere şarkı verdiler.

Bu kış (2014 kışı) yeniden faaliyete geçen ve Brandi Carlile’nin bu yazki yeni turuyla ülke çapında etkinlikler düzenleyecek olan Fight the Fear’ın yürütücüsü Melinda Johnson’dır. Fight the Fear’in misyonu Home Alive’a çokça benzemekle birlikte belki biraz daha basit, Melinda misyonlarını, “Öz savunma eğitimini kolay erişilebilir hale getirmek çünkü öz savunmanın beraberinde getirdiği beceriler ve kendine güven şiddete karşı caydırıcılığı ispatlanmış önlemlerdir. Derslerimiz, en güncel ve işe yarar eğitimi veren, her atölyeyi farklı toplulukların yoğun ve özgül ihtiyaçlarına cevap olacak şekilde hazırlayan deneyimli öz savunma eğitmenleri tarafından verilmektedir” şeklinde açıklıyor.

Melinda, Fight the Fear’ın doğuş sürecini şöyle anlatıyor:

“Bradi, Home Alive’a fon sağlıyordu, Home Alive yıllarca finansal zorluklarla boğuşuyordu ve yeni bir şeye başlamaktansa onlarla bağlantıya geçeyim dedim ama Home Alive’ın dağılma sürecindeydi. Ben de yeni bir şeye başlamaya karar verdim”

Her iki örgütün de ortak noktası kadınlara kendilerini korumaları ve savunmaları için ücretsiz eğitim sağlama istekleriydi. Tıpkı Mia Zapata’nın öldürülmesinin Home Alive’ın orta çıkışının katalizörü olması gibi Fight the Fear da Seattle yurttaşlarına 2009 yılından bu yana kadınların güvenliği açısından hiçbir şeyin değişmediğini hatırlatan South Park saldırısına (Teresa Butz’un tecavüze uğraması ve öldürülmesi) doğrudan bir tepki olarak doğmuştu.

Teresa Butz’un hayatta kalan partneri, aynı zamanda müzisyen olan Jen Hopper Fight the Fear’ın bir parçası. İlk başlarda partnerinin tecavüze maruz bırakılmasına ve öldürülmesine şahit olmasının ardından isminin açıklanmasını istemedi ama saha sonra Pulitzer Ödüllü “The Bravest Woman in Seattle” (Seattle’daki En Cesur Kadın) makalesiyle açıldı (lezbiyen olduğunu açıkladı).

Melinda Johnson yirmi yıldan fazla süredir öz-savunma alanında çalışıyor ve Seattle Kajukenbo’nun sahibi.

Melinda nasıl başladıklarını şöyle anlatıyor:

“South Park saldırısı bütün bunları filizlendiren şeydi. Saldırıdan sonraki yaz Brandi Looking Out Vakfı’nın kadınlar için öz savunma faaliyetlerini fonlaması yönünde güçlü bir istek duymaya başladı. Bunun yapmanın iyi bir yolunu bulmak için bana ulaştı. Birçok toplantı yaptık… ve sadece öz savunmayı topluma yaymanın iyi bir yönteminin ne olabileceğini konuştuk. Ve iki yıl kadar kısa bir sürede Fight the Fear’ı oluşturduk, bu tür derslere erişemeyen risk gruplarındaki kadınlara ulaşmaya odaklandık. Sosyal hizmet kurumlarının yolunu tuttuk ve buralarda, evsizlerin kaldığı sığınaklarda, işitme engellilere ve temelde zaten zor durumda olan kadınlara dersler verdik. Sosyal hizmet kurumlarından zaten faydalanıyorduk ve bu kurumlarla bağlantılar kurarak gidip onların hizmetlerinden yararlananlara hizmet sunduk. İlk iki yılda çoğunlukla bunu yaptık.”

Mayıs’ta (2014 Mayıs’ını kastediyor) Seattle’da eğitmen ya da danışman olarak çalışan kadınlara öğrencilerinin veya danışanlarının öz savunmayı öğrenmelerine nasıl yardımcı olabileceklerini göstermeyi amaçlayan Eğitici Eğitimi seminerleri vereceğiz. 17 Mayıs’ta 12 yaş üstü her kadına açık atölyeler olacak. Sonrasında örgüt yola düşecek ve hizmetlerini ABD’deki bütün kadınlara ulaştırıyor olacak.

“Müzik grubunun (Jen’in grubu olsa gerek) gittiği her kentte, yereldeki bir öz savunma eğitmeniyle ya da topluluğuyla bağlantı kurup onlarla birlikte, aynı zamanda grubun da çaldığı ücretsiz bir öz savunma atölyesine ev sahipliği yapacağız. Bu atölyeyi konserde tanıtacağız ve insanların bu öz savunma etkinliğine yönelik ilgilerinin artmasını sağlayacağız.”

Mart ayında Issaquah Lisesinde yapılan FTF öz savunma atölyesinden bir kare

Zor olan kısım kadınların bu tür etkinliklere düzenli katılımını sağlamak. Birçok kadın kendilerini savunmayı bilmelerini gerektiğini bilmesine ve bunu istemesine rağmen, bunu yapmaya zaman ayırmıyor. Birçoğu öz savunma dersi alması gerektiğini biliyor ama bu onlara sıradan geliyor. Kadınlarla bu bağlantıyı kurmaya ve onların bu dersi almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Hayatlarının iki saatini alacak ve ne kadar güçlü olduklarını ve bu güçlerini nasıl kendilerini korumak için kullanabileceklerini anlamalarını sağlayacak iki saat.”

Melinda “Kendini koruma açısından queer kadınlar da aynı tehditlerle karşı karşıya” olduğunu ve “herkesle aynı kendini koruma yöntemlerini” kullanabileceklerini söylüyor.

“Biz de aynı tehditlerle karşı karşıyayız. Homofobik tehditler de var ama bunlar birçok kadının günlük hayatında sadece var olurken yaşadığı tehditlerden çok farklı. Bizim öğrettiğimiz öz savunma, öz savunmanın feminist bir kendini güçlendirme modeli. Biz kadınlara sözleriyle, bedenlerinin duruşuyla, sesleriyle kendi alanlarına sahip çıkmalarını, kendi sınırlarını yaratmalarını, bu sınırlar içerisinde güvenli ve güvende hissetmelerini ve bu sınırları güçlendirecek derecede kendilerini güvenceye almalarını ve bunun gibi öz savunmanın temelini oluşturacak şeyleri söylüyoruz. Çok çekici değil, kasıklara bir diz vurmak gibi değil ama %99 gibi yüksek bir etkililik oranına sahip. Tüm yapmanız gereken oranın sizin alanınız olduğunu hissetmeniz, “bu benim alanım sen buraya gelemezsin”, dışarıya bu enerjiyi verdiğinizde insanlar o alana girmezler. Öğrettiğimiz şeyin büyük kısmı bu. Siz savunmaya değersiniz, kendinizi savunabilirsiniz, kendini savunmak kaba bir şey değil, kendini savunmak güçlü bir şeydir ve bunu bütün hayatın boyunca yapabilirsin. Ve bazen gerçek bir fiziksel saldırıyla karşı karşıya kalırsan bazı dövüş becerilerine sahip olman gerekiyor.”

Home Alive silah kullanımına ilişkin dersler de veriyordu ama Fight the Fear silah kullanımına sıcak bakmıyor.

Melinda: “Silahlar çok alengirli, herhangi bir etkileşimde silah devreye girerse bunun anlamı orada birinin o silahı kullanabileceğidir. Dolayısıyla bir karşılaşma halinde bir silah ya da bıçak piyasaya çıkmışsa onu kullanman ve birini öldürmen gerekir. Aksi takdirde yaptığın şey sana karşı kullanmaları için onlara bir silah ya da bıçak vermektir. Bu nedenle kendini koruma amacıyla öldürücü bir silah kullanmayı tercih edenler bu tercihi yapmadan önce ciddi anlamda bu hususu değerlendirmeli ve bu silah üzerine çalışmalıdır. Ve insanlar bunu yapıyor ki ben tamamen saygı duyuyorum, çok büyük bir sorumluluk. Nasıl kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundasın ve onu kullanmada kararlı olmalısın. İhtiyaç duyduğunda nasıl erişilebilir bir yerde tutacağını bilmek zorundasın.”

Melinda biber gazı spreyi kullanımını destekliyor ama kolay erişilebilecek bir yerde olması gerektiğini söylüyor.

“Erişeceğin bir yerde olmalı ve kullanmada kararlı olmalısın. Sadece çantanda taşıyorsan bir anlamı yok, sana bir yardımı olmayacak. Ama “bu bir güvenlik önlemi, kendimi güvende hissetmiyorsam yürürken onu anahtarlığımda taşıyacağım” diye düşünüyorsan bence öz savunmada oldukça kullanılabilir bir araç.”

Fight the Fear’ın yola koyulması öncesinde Melinda kadınların yaşadıkları kentlerde ücretini karşılayabilecekleri ve bilgili öz savunma eğiticileriyle buluşmalarına yardımcı olmada kararlılığını ifade ediyor:

“ABD’de birçok yerde savunma sanatlarını öğreten okullar var. Hemen hemen bütün savunma sanatı okullarının öz savunma öğreten biriyle bağlantısı vardır. Savunma sanatıyla öz savunmanın ilişkili olması gerekmiyor ama bu güçlü bir bağ, dolayısıyla insanlara kendilerine ihtiyaçları olanı verecek biriyle bağlantıya geçmede yardımcı olacağım.”


Etiketler: kadın
nefret