16/07/2018 | Yazar: Aslı Alpar

Şarkıcı Mustafa Ceceli’nin, Sinem Gedik ve İntizar’ın özel hayat gizliliğini ihlal etmesini köşe yazarları nasıl değerlendirdi?

Köşe yazarları “yılın skandalı”nı nasıl değerlendirdi? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Şarkıcı Mustafa Ceceli’nin, Sinem Gedik ve İntizar'ın özel hayat  gizliliğini ihlal etmesini köşe yazarları nasıl değerlendirdi?

Şarkıcı Mustafa Ceceli’nin eski eşi Sinem Gedik ile şarkıcı İntizar ile arasında ilişki olduğu iddiasıyla açtığı velayet davası bugün gazetelerin köşe yazarlarının da gündemindeydi. Ceceli’nin eksi eşi Sinem Gedik’in evine yerleştirdiği gizli kamera ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlemesi ve annenin varsayılan cinsel yöneliminden ötürü çocuğa bakamayacağı iddiasını köşe yazarları nasıl gördü?

Milliyet gazetesinden Özay Şendir ile Asu Maro, Cumhuriyet’ten Melis Alphan, BirGün’den İrfan Değirmenci ve Hürriyet Kelebek’ten Onur Baştürk konuyla ilgili homofobik yaklaşımları eleştirirken Milliyet’ten Ali Eyüpoğlu homofobik yorumda bulunuyor.

Özay Şendir: Ahlak neydi, lezbiyenlik ne?

Milliyet Özay Şendir “Ahlak neydi, lezbiyenlik ne” başlıklı yazısında eşcinsel olduğu, karısını aldattığı için yapım şirketleirnin kimsenin işine son vermediğini ancak lezbiyenlik iddiasıyla İntizar’ın işinden olduğunu belirtiyor.

Ve soruyor: “İş vermek, terfi ettirmek ya da zam yapmak için kadınları kendileriyle birlikte olmaya zorlayan adamlar ahlaklı, lezbiyen ilişki yaşadığı iddia edilen iki kadın ahlaksız öyle mi?... Gazete köşende televizyon yazıları yazıp sonra elde dosya tüm kanallara program satmaya çalışmak skandal değil ama bu olay yılın skandalı öyle mi?”

Şendir, iki yetişkinin özel hayatının kimseyi ilgilendirmediğini de altını çiziyor.

Asu Maro: Hangisi yılın skandalı?

Milliyet gazetesinden Asu Maro, yaşananların bir turnusol kâğıdı işlevi gördüğünü ifade ediyor. Maro davanın, “Sinem Gedik'in çocuğunun velayetini kaybetmesine neden olursa, hem bir kez daha homofobi kazanacak hem de bir insanın yatak odasında ne olup bittiğinin herkesi ilgilendirdiği tescillemiş olacak” diyor.

Maro, İntizar’ı işsiz bırakan Poll Production’un homofobisine de değiniyor: “Olanı biteni ‘şaşkınlık ve üzüntüyle’ medyadan izleyen Poll Production İntizar'ın şirketleriyle hiçbir bağının kalmadığını açıklıyor mesela alelacele. Nasıl bir gerekçe ile hangi hakla? ‘Eşcinsellerle çalışmıyoruz’ mu demek istiyorlar, ne diyorlar tam olarak?”

Melis Alphan: İkiyüzlü ahlak

Cumhuriyet gazetesinden Melis Alphan, “Kim, ne hakla birinin cinsel yönelimini ona doğrultulmuş bir silah olarak kullanabilir? İnsanlar nasıl bu kadar alçalabilir, alçaklaşabilir” diye soruyor ve Ceceli’nin suç işlediğini hatırlatıyor: “İnsanların mahremine girip görüntü almak ve bunları sızdırmak suçtur. O nedenle, tüm şüphelerin üzerinde yoğunlaştığı Mustafa Ceceli hakkında suç duyurusunda bulunmak gerekir.”

Alphan, “Cinsel yönelimi nedeniyle birinin işine son vermenin ayrımcılık suçunu oluşturduğu herkesin malumu. Bu şirket hepimizin gözleri önünde alenen suç işledi” diyor ve Sinem Gedik ile İntizar’ın yanında duruyor.

İrfan Değirmenci: Dünyada sevenler bahtiyar olsa

BirGün gazetesinden İrfan Değirmenci kimsenin cinsel yönelimini açıklamaya zorlanamayacağını ve cinsel yöneliminden dolayı farklı bir muameleye maruz bırakılamayacağını yazıyor bugün.

Değirmenci ‘yılın skandalı’ olarak servis edilen habere kısaca değiniyor ve ekliyor: “Kimse aşkını bir sır gibi senelerce saklamasın, geceleri rüyada ismi sayıklanan da o ismi sayıklayan da bahtiyar olsun diye toplumun en küçük parçası aileye düşen bir şey olmalı. Anneler ve babalar çocuklarınızı yalan söylemek zorunda bırakmayın lütfen. Dürüstlüğün bir erdem olduğunu anlatın çocuklarınıza. En büyük cesaretin olduğu gibi yaşamak ve bundan dolayı da onur duymak olduğunu öğretin. Belki böylece toplumu çürütenin onur yürüyüşleri değil ikiyüzlü ve sahte ahlak anlayışı olduğu gerçeği günün birinde herkesçe kabul görür.”

Onur Baştürk: Asıl skandal hangisi?

Hürriyet Kelebek’ten Onur Baştürk, Sinem Gedik’in evine yerleştirilen gizli kamera görüntülerinin basına servis edilmesine değiniyor. “İki yetişkin insanın evine gizlice yerleştirilmiş kameradan yansıyan mahrem görüntüleri hoyratça izledik. Kimimiz meraktan kimimiz eğlence olsun diye... Mustafa Ceceli'nin dev ayıbına bir de biz suç ortağı olduk yani!”

Baştürk, skandal olanın o görüntüler değil, bu mahremiyetin yayılmasına vesile olan herkesin olduğunu belirtiyor. Baştürk, “Öncelikle hatırlatalım: Bir anne heteroseksüel de, biseksüel de, lezbiyen de olabilir. Hatta bir baba da. Bu gayet ‘normal’” diyor.

Ayrımcılığın son perdesi Ali Eyüpoğlu

Milliyet’ten Ali Eyüpoğlu “Rezaletin son perdesi” başlıklı yazısında, “Anne ve babasının yaptığı utanılacak şeyler, o çocuğun karşısına çıkmasın diye, isimlerini yazmayacağım. Bir şarkıcının, çocuğunun velayetini alabilme adına mahkemeye sunduğu, eski eşinin yatak odasında hemcinsi bir şarkıcıyla sevişme görüntüleri hakkında ne düşündüğümü soruyor herkes” diyor.

Eyüpoğlu bekâr bir kadının lezbiyen ilişki yaşadığı iddiasını ‘utanılacak şey’ kategorisine dâhil ediyor ve kalemini homofobiden yana kullanıyor.

Eyüpoğlu, eşcinsel ilişkiyi asla tasvip etmediğini yazıyor ki yanlış anlaşılmasın: “Kişilerin cinsel tercihleri – kadın veya erkek fark etmez- asla tasvip etmiyorum, ama sonuçta onların ahlaki değerleriyle ilgili bir konu. Oğlunun velayetini almak veya ayrıldığı eşine tazminat ödememek için dahi olsa bir erkeğin, suç olduğunu bile bile gizli kamerayla çekilmiş görüntüleri mahkemeye delil diye sunması ve o videoların kamuoyuna sızdırılması ise rezaletin son perdesi” diye yazıyor. Ve Ceceli’nin işlediği suç ile bekâr bir kadının iddia edilen lezbiyen yönelimini aynı kefeye koyuyor, cinsel yönelimi ahlakla ilişkilendiriyor.


Etiketler: medya
2024