23/03/2011 | Yazar: Uğur Özgür

Küba Dostluk Derneği tarafından Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte “Küba’da LGBT hareketi” tartışıldı.  

Küba’da Eşcinsel Devrimi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Küba Dostluk Derneği tarafından Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte “Küba’da LGBT hareketi” tartışıldı.
 
Küba’da LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) hareketi, Küba Dostluk Derneği tarafından Ankara’da düzenlenen etkinlikte tartışıldı.
 
Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde (NHKM) gerçekleşen (20 Mart) etkinlik, bir komunistle bir eşcinselin dostluğunu konu alan “Çilek ve Çikolata” adlı film gösterimiyle başladı. Etkinlik, dernek üyelerinden Tunca Özlen’in Küba Dostluk Derneği'nin hazırladığı “Küba'da LGBT Hareketi” başlıklı sunumuyla tamamlandı. Ayda iki film gösterimi düzenleyen ve film bitimlerinden sonra söyleşiler gerçekleştirilen derneğin haftaya gerçekleşecek etkinliğin konusu ise “Küba’da Spor” olacak.
 
Mariela Castro’nun Kübalı LGBT bireyler için önemi…
1993 yılında çekilen ve aynı yıl gösterime giren “Çilek ve Çikolata” adlı filmin, Küba için bir milat olduğunu dile getiren Tunca Özlen sunumunda, Küba’da bulunan LGBT bireylerinin dünü ve bugünü üzerinde durdu. Bu noktada, Kübalı LGBT hakları savunucusu ve Küba Ulusal Cinsellik Eğitimi müdürü, Küba devlet başkanı Raul Castro’nun kızı ve aynı zamanda eski devlet başkanı Fidel Castro’nun yeğeni olan Mariela Castro’nun Kübalı LGBT bireyler için ne derece önemli bir isim olduğunu vurguladı.
 
Küba’da yıllarca süregelen maço kültürü değişiyor…
Küba’da ilk kez 2008 yılında LGBT Onur yürüyüşünün gerçekleştiğini belirten Özlen, Küba hükümetinin bu yürüyüşe destek vermesi nedeniyle, bu yürüyüşün diğer bir çok ülkeninkinden farklı bir yürüyüş olduğunu belirtti. Özlen’in açıklamalarına göre, Küba’da gerçekleştirilen LGBT Onur haftasının, diğer ülkelerden bir farkı da Onur yürüyüşü takibinde gerçekleştrilen etkinliklerin Küba’da haftalarca sürüyor olması.
 
Küba’da yıllarca süregelen maço kültürünün değişiminin, LGBT bireylerinin atılımları üstünde önemli bir rol oynadığını da dile getiren Özlen, bu noktada yapılması gerekenin sabırlı olmak ve atılımlara destek vermek olduğunu belirtti.
Bir diğer önemli noktanın Küba’da gerçekleştirilen cinsiyet inşa etme işlemlerinin olduğunu vurgulayan Özlen, bunun sebebinin de bu işlemlerin devlet desteğiyle gerçekleşmesine bağlı olduğunu söyledi.
 
Castro, homofobik ayrımcılığın sorumluluğunu üstlendi…
Özlen, sunumunda Fidel Castro’nun 31 Ağustos 2010’da Meksika gazetesine verdiği röportajına da yer verdi. Castro, röportajında bütün sorumluluğun kendisinde olduğunu belirtmiş ve ayrımcılıklara kayıtsız kalmamasının sebebi olaraksa füze krizini öne sürmüştü.
Özlen, Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde bulunan Küba Dostluk Derneği’nin amacının, Küba’yla dayanışma, insanlara Küba’yla beraber, Latin Amerika’yı da tanıtmak olduğunu ifade etti.
 
“Siz bizi dışlayarak, bizim bu ülkeye katacaklarımızı da dışlamış oluyorsunuz”
Dernek üyelerinden Gözde Kök ise bir takım mücadeleler içinde önceliklerin olduğunu vurgulayarak, devrimin olgunlaşmasının gerektiğini ve bu sürecin uzun olduğunu belirtti. Çilek ve Çikolata adlı filmde bir nevi özeleştirinin de bulunduğunu ve film boyunca kendimizi özdeşleştirdiğimiz karakterin eşcinsel karakter olduğunu ileri süren Kök, filmdeki eşcinsel karakterin sarf ettiği cümlenin önemini de belirtti: “Siz bizi dışlayarak, bizim bu ülkeye katacaklarımızı da dışlamış oluyorsunuz.”
 
Kök, filmdeki komunist bireyin, eşcinsel karakteri zamanla daha yakından tanıdıktan sonra ona karşı önyargılarının değişmesi gibi, Küba toplumunun da ayrımcılığa uğrayan LGBT bireylerine karşı duruşunun da değiştiğini ve daha da değişeceğini sözlerine ekledi.
  
Etkinliğe katılanlardan Ömer Akpınar ve Umut Aydoğan'dan aldığımız görüşler ise şöyle:
Etkinliğin ardından katılımcılardan Ömer Akpınar ise düşüncelerini şu şekilde ifade etti: “Kemalizm'in kadını cinsiyetsiz istemesi gibi, sol gruplar da bakımlı, iyi giyinen kadını burjuva diye damgalıyor. LGBT'ler de benzer bir damgalamadan nasibini alıyor. Bunlar daima hafif konular olarak kalıyor, önce devrim ne de olsa.”
 
Etkinliğe katılanlardan Umut Aydoğan ise hayatında şu ana kadar en çok sevdiği, yanındayken en çok mutlu olduğu ama aynı zamanda kendisine de en çok zarar veren kişinin, bir komünist olduğunu iddia etti. Aydoğan, yaklaşık yedi aydır beraber olduğu ama daha fazla bu birlikteliği sürdüremeyeceklerine inanarak, ortak bir karar verip ayrıldığı eski sevgilisinin, daha fazla “gizli yüzü” olarak kalamayacağını ifade etti. “Onun önceliği devrimdi, benim önceliğimse O’ydu. Ben onun her şeyi olmak istiyordum, o ise sadece gizli bir yüz.”
 
“Seslerimizi aldılar ama hâlâ kelimelerimiz var”
Cümlelerini bir film repliğiyle tamamlayan Aydoğan, sevdasını devrim aşkıyla göklere yazan o eşcinsel komünistin izlerini unutmadığını da belirterek, komünistlerin homofobik ya da transfobik olmasalar bile gerçek bir sevgili olamayacakları görüşünde.
“Seslerimizi aldılar ama hâlâ kelimelerimiz var.” (La Antena)
 
Kültürel ve sanatsal etkinliklere öncülük etmenin yanısıra toplumsal, tarihi ve turistik alanda da Küba’yı ve Latin Amerika’yı insanlara tanıtmak amacıyla kurulan Küba Halklarla Dostluk Enstitüsü (ICAP) üyesi de olan Küba Dostluk Derneği etkinliklerine haftaya Ankara, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek Küba’da Spor temasıyla devam edecek.
 
http://kubadostluk.org/cms/


Etiketler: kültür sanat
İstihdam