12/06/2012 | Yazar: Kaos GL
‘Kürtaj Yasağına Karşı Kadın İnisiyatifi’ kadınları 17 Haziran’da eyleme çağırıyor.

“Kürtaj Yasağına Karşı Kadın İnisiyatifi” kadınları 17 Haziran’da eyleme çağırıyor.
Kürtaj Yasağına Karşı Kadın İnisiyatifi 17 Haziran Pazar günü Ankara’da düzenlenecek eylemle kürtajı yasaklamaya yönelik çalışmaları protesto edecek.
16.00’da Cebeci Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde buluşacak kadınlar, Kolej Meydanı’na yürüyecek.
“Yasal değil, yasak kürtaj öldürür. Devlet sussun, kadınlar konuşsun!” diyen Kürtaj Yasağına Karşı Kadın İnisiyatifi, tüm kadınlara 17 Haziran’daki büyük kürtaj yasağı eylemi için çağrıda bulunuyor:
“Ülkemizde, on haftaya kadar kürtaj yapılması 1983 yılından beri yasal. AKP hükümetinin iddiasının aksine, kürtaj yasalaştığından beri, kürtaj oranlarında önemli bir azalma söz konusu. 1983 döneminde her yüz gebeliğin 26’sı kürtaj ile sonuçlanırken, 2008’de bu oran yüzde 10’a düşmüştür.
Biliyoruz ki, kürtajın yasaklandığı ülkelerde kürtajlar azalmıyor, aksine güvenli olmayan, sağlıksız koşullarda yaptırılmaya devam ediyor. Yasa dışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtajlar pek çok kadının ölümüne neden oluyor.
Kürtaj yasağı, kadınları sağlıklı olmayan koşullar altında kürtaj yaptırmaya iteceği gibi, bazı kadınlar hap içerek, damdan atlayarak ya da rahimlerine sivri cisimler sokarak istenmeyen gebeliklerden kurtulmaya çalışacaktır. Bilinmektedir ki bu tip düşükler kadınları fiziksel zarara uğratmakta ya da ölümlere yol açmaktadır.
Türkiye’de anne ölümlerinin azalmasında, kürtajın yasallaşmasının önemli bir katkısı var. 1981 yılında yüz bin doğumun 132’si anne ölümüyle sonuçlanırken, bu 2005’de 28’e düşmüştür. Kısaca, kürtajın yasallaşması pek çok kadının hayatını kurtarmıştır.
Hiçbir kadın istemediği halde doğurmaya zorlanmaması gerektiği gibi, hiçbir kadın kürtaja da zorlanamaz. Kadınların bedeni ve yaşamı, ister nüfusu azaltmak ister artırmak niyetiyle olsun, hiçbir kamu otoritesinin nesnesi kılınamaz. Üremeyle ilgili tüm kararlar, eşler arasında özgür iradeyle alınmalı, nihai karar ise kadına ait olmalıdır.”
Biliyoruz ki, kürtajın yasaklandığı ülkelerde kürtajlar azalmıyor, aksine güvenli olmayan, sağlıksız koşullarda yaptırılmaya devam ediyor. Yasa dışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtajlar pek çok kadının ölümüne neden oluyor.
Kürtaj yasağı, kadınları sağlıklı olmayan koşullar altında kürtaj yaptırmaya iteceği gibi, bazı kadınlar hap içerek, damdan atlayarak ya da rahimlerine sivri cisimler sokarak istenmeyen gebeliklerden kurtulmaya çalışacaktır. Bilinmektedir ki bu tip düşükler kadınları fiziksel zarara uğratmakta ya da ölümlere yol açmaktadır.
Türkiye’de anne ölümlerinin azalmasında, kürtajın yasallaşmasının önemli bir katkısı var. 1981 yılında yüz bin doğumun 132’si anne ölümüyle sonuçlanırken, bu 2005’de 28’e düşmüştür. Kısaca, kürtajın yasallaşması pek çok kadının hayatını kurtarmıştır.
Hiçbir kadın istemediği halde doğurmaya zorlanmaması gerektiği gibi, hiçbir kadın kürtaja da zorlanamaz. Kadınların bedeni ve yaşamı, ister nüfusu azaltmak ister artırmak niyetiyle olsun, hiçbir kamu otoritesinin nesnesi kılınamaz. Üremeyle ilgili tüm kararlar, eşler arasında özgür iradeyle alınmalı, nihai karar ise kadına ait olmalıdır.”
17 Haziran 2012 Pazar 16.00
Toplanma yeri: Cebeci, Siyasal bilgiler Fakültesi önü
Miting Alanı: Kolej Kavşağı
Toplanma yeri: Cebeci, Siyasal bilgiler Fakültesi önü
Miting Alanı: Kolej Kavşağı
Etiketler: insan hakları