19/06/2012 | Yazar: Kaos GL
Kürtajın yasaklanmasına karşı 900 kurumsal, 55 binin üstünde bireysel imza bugün Başbakan’a gönderiliyor.

Kürtajın yasaklanmasına karşı 900 kurumsal, 55 binin üstünde bireysel imza bugün Başbakan’a gönderiliyor.
Başbakan’ın kürtaj ile ilgili açıklamasından sonra harekete geçen kadınlar, bu sürecin derhal durdurulması talebiyle başlattıkları ulusal ve uluslararası kampanyada topladıkları imzaları bugün Başbakan’a gönderecek.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Sağlık Bakanı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’na imzalarını yollayacak olan 900 örgüt ve on binlerce kişi; kürtajı yasaklamak veya daha da kısıtlamak için başlatılan sürecin ve Başbakan ve Hükümetin kadın bedenini hedef alan siyasetinin derhal durdurulmasını talep ediyor.
Kürtaj Yasaklanamaz kampanyası imzacısı, destekçisi 900 örgüt ve on binlerce kişi, güvenli kürtaj hakkının, kadınların kendi bedenleri ve doğurganlıkları üzerinde karar verme hakkının vazgeçilemez bir parçası olduğunu savunuyor.
Başbakan’ın aniden dayatması ile yapay bir şekilde gündeme giren kürtaj tartışmalarıyla ilgili sadece bir hafta içerisinde www.kurtajyasaklanamaz.com sitesi üzerinden örgütlenen imza kampanyasına katılım şöyle:
Türkiye’den ve yurt dışından onlarca farklı ülkeden, farklı cinsiyetten ve cinsel yönelimden, her dilden ve dinden 55.000’den fazla bireysel imza;
Türkiye’den 372 kadın örgütü ve aralarında sendikalar, tabip odalarından barolarla çok çeşitli meslek örgütleri, siyasi partiler, engelli dernekleri, sanat, çevre ve kültür örgütlerinin bulunduğu; hekimler, din görevlileri, öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları, sanatçılar, öğrenciler ve daha niceleriyle toplumun her kesimini kapsayan 308 örgüt;
Amerika’dan Almanya, Fransa, İsveç, Lüksemburg, Belçika, Avustralya, Hollanda, Meksika, İngiltere’ye; Filipinler’den Nikaragua, Hindistan, Malezya, Endonezya, Kongo’ya; Polonya’dan, Yunanistan, İsviçre, Filistin, Arjantin, Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Tacikistan, Bulgaristan, Rusya’ya 49 ülkeden 220 örgüt imza verdi.
Kürtaj değil, kürtajın yasaklanması cinayettir
Başbakan’ın ve hükümetin kürtaj tartışmasında kadınların temel bedensel, cinsel ve doğurganlık haklarını yok saymasına ve süresi Dünya Sağlık Örgütü’nce belirlenen adil ve güvenli kürtaj hakkına yönelik dünyadaki eğilim kısıtları kaldırmak iken Türkiye’de yasaklama ve kısıtlayarak fiilen kullanılamaz hale getirme girişimlerine son verilmesini isteyen kadınlar, eylemlere devam edeceklerini belirttiler.
Eylem yapan kadınlara yönelik polis şiddetine karşı sessiz kalmayacaklarını vurgulayan kadınlar, eylemlerde gözaltına alınan tüm kadınların derhal serbest bırakılmasını istiyor.
Yapılan yazılı açıklamada, kürtajın yasaklanması veya kısıtlanarak fiilen kullanılamaz hale getirilmesinin kadınların sağlık ve yaşam haklarının ihlali olduğu belirtildi ve eklendi:
Kadınların cinsel ve doğurganlık sağlıkları ve hakları ile ilgili karar verme haklarının ellerinden alınmasıdır!
Kadınların eşit bireyler olarak görülmediği süregelen muhafazakar zihniyetin bir başka tezahürüdür!
Kürtaj değil, kürtajın yasaklanması cinayettir denilen açıklamada kadınların özgür tercihiyle yapılan güvenli kürtajın yaşam hakkı olduğu; kısıtlanıp yasaklanamayacağının altı çizildi.
Kadınlar ne istiyor?
Kürtajı yasaklamak yerine;BM 1994 Kahire Deklarasyonu ve Eylem Planı çerçevesinde, kadınların cinsel ve doğurganlık sağlığı ve hakları garantiye alınmalıdır. Bu amaçla;
·Türkiye’de bir iç hukuk normu olan BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Tasfiyesi Sözleşmesi(CEDAW) 16/e bendinde belirtilen” kadının çocuk sayısına ve çocukların ne zaman dünyaya geleceklerine serbestçe ve sorumlulukla karar verme hakkı” ve bu konuda devlete düşen yükümlülükler yeni anayasa açıkça yazılmalıdır.
·Kız ve erkek çocuklara yönelik eğitim müfredatlarına, bilimsel veriler ışığında cinsellik eğitimi eklenmelidir.
·Genç ve yetişkin kadın ve erkek nüfusa toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının cinsel özerkliği ve istenmeyen gebeliklerin önlenmesi konusunda eğitim verilmelidir.
·Kapatılmış olan Ana Çocuk Sağlığı-Aile Planlaması merkezleri ile Sağlık Bakanlığı’ndaki ilgili müdürlük derhal açılmalıdır.
·İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi konusunda erkeklerin sorumluluklarını da içeren politikalar geliştirilmeli ve erkek sperm kanallarının geçici kapatılması olan vazektomi uygulamalarının da etkili gebelik önleyici yöntemlerden biri olarak kamuoyunca öğrenilmesi sağlanılmalıdır.
·İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi noktasında vazektomi yöntemini seçecek erkeklere, yaşadıkları çevrede ücretsiz ve sağlıklı koşullarda vazektomi yapılacak sağlık üniteleri açılmalı, bu amaçla kamuya ait tüm sağlık tesislerinde konusunda eğitimli ve deneyimli personel bulundurulmalıdır.
·Doğum kontrolü konusundaki tüm hizmetler, ücretsiz ve herkesin erişebileceği yaygınlıkta, sağlıklı ortamlarda verilmelidir.
·Devlet gebeliklerin sonlandırılması konusunda yasaklayıcı bir rol oynamaktan kaçınmalıdır.Tüm yukarıdakilere rağmen gerçekleşen istenmeyen gebeliklerde, karar hakkı kadınlara ait olmak üzere 12 haftaya kadar ücretsiz, güvenli kürtaj hizmeti devlet tarafından sağlanmalıdır.
·Kürtajı erkeğin iznine bağlayan tüm yasal mevzuat iptal edilmelidir.
·Sağlıkta “dönüşüm” politikaları çerçevesinde, devlete ait sağlık birimlerinde sistematik olarak azaltılan ebeler, kürtaj ya da vazektomi uygulayacak personel sayısı derhal yeterli düzeye çıkarılmalıdır. Sağlıkta dönüşüm programı kapsamında öncelikler belirlenirken doğurganlık sağlığı hizmetleri bir bütün olarak tasarlanmalı ve tüm hizmetlere gereken önem verilmelidir.
·Ücretli doğum izinleri süresi artırılmalı, kadın ve erkeğe seçimlik olarak tanınacak ebeveyn izinleri çocuğun ebeveyn bakımına bakıma ihtiyaç duyduğu tüm süreyi kapsamalı, bu süreden sonrası için devlet ve işverenler tarafından kreş ve okul öncesi eğitim dahil nitelikli çocuk bakım hizmetleri sunulmalıdır.
Etiketler: kadın