20/01/2025 | Yazar: Kaos GL
Lavender LGBTİQ+, sosyal medya hesaplarından 2025’in “Aile Yılı” olarak belirlenmesine ilişkin açıklama yayınladı.

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Ocak’taki kabine toplantısının ardından yaptığı “Millete Sesleniş” konuşmasında 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini duyurdu.
13 Ocak’ta ise “Aile Yılı” Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde tanıtıldı, LGBTİ+’lar hedef gösterildi.
Lavender LGBTİQ+, 2025’in “Aile Yılı” olarak belirlenmesine sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklama ile tepki gösterdi. Lavender LGBTİQ+, “O kutsal, tehdit altındaki, korunması gereken aile yapısı tam olarak bizleri öldüren aile yapısı” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Aile yapısına tehditmişiz. Memnuniyetle kucaklıyoruz sizin aile yapınıza tehdit olmayı. Cis-hetero patriyarkal kurgulanan her alana çomak soktuğumuz gibi aile yapısından da geri kalmıyoruz. Kadınlar emek sömürüsüne dayalı, ev işleri ve çocuk bakımının tüm yükünü taşırken, kendilerine zaman ayırmalarının da önüne geçilirken; aile evinde, evlilik içerisinde, boşanma sürecinde ve sonrasında taciz, tecavüz, şiddete maruz kalıp ve öldürülürken kadınların faillerini "namus davası" diye aklayan, yeterli cezayı almayan ya da serbest kalan erkekliğe karşı öfkemizi her zaman diri tutuyor ve cis-hetero kadınlarla da dayanışmayı her zaman sürdürüyoruz. En az 3 çocuk denirken çocuk yaşta çalışmak zorunda kalan, iş cinayetleriyle öldürülen çocuklar için; öğrenimini tamamlayamayan, çocuk yaşta evlendirilen, okula beslenme götüremeyen, sağlıklı beslenemeyen çocuklar için de aile yapısına çomak sokuyoruz. Biz lubunyalar ailemizden destek ve kabul gördüğümüzde biyolojik aile bağlarımızı kucaklıyor; şiddete, evlatlıktan reddedilmeye, kabul görmemeye maruz kaldığımız zaman da seçilmiş ailelerimizle kucaklaşıyoruz. Hastalıklaştırmalar, marjinalleştirmeler, ötekileştirilme ve dışlamalar bizleri yok etmiyor. Aile kurumunda da toplumda da bizlerde oluşturduğunuz yaraların üzerini sarmayı birbirimizden aldığımız güçle öğreniyoruz. Çocuğu LGBTİQ+ diye öldüren, intihara sürükleyen, faillikleri bilinen ama ceza almayan aile fertleri ile oluşturduğunuz aile yapısının tam karşısındayız. Bizler için aile deneyimi, eğer şanslıysak kabullenici bir aile. Ama çoğumuz için bu durum geçerli değil. En iyi ihtimalle kendimizi gizlemek ve ikili bir yaşam sürmek zorundayız. Hayatlarımızdan ailelerimize bahsedememenin, sevgilerinin koşullu olduğunu bilmenin üzüntüsünü taşıyabiliriz. Aileler çocuklarının LGBTİQ+ olduğunu anladıklarında ya da öğrendiklerinde bizler maddi şiddet ve fiziksel şiddet görüyor, hayatımız kısıtlanıyor, hasta olarak görülüyor, öldürülüyor ya da intihara sürükleniyoruz. O kutsal, tehdit altındaki, korunması gereken aile yapısı tam olarak bizleri öldüren aile yapısı. Ölümüzle, dirimizle derdi olan bu yapının etimiz ve kemiğimizle karşısındayız.”
Etiketler: insan hakları, kadın, aile, siyaset