27/03/2006 | Yazar: Göze Orhon

‘Annenin cinsel yönelimi çocuktaki toplumsal cinsiyet gelişimi üzerinde büyük bir etkiye sahip değildir.

‘Annenin cinsel yönelimi çocuktaki toplumsal cinsiyet gelişimi üzerinde büyük bir etkiye sahip değildir. Zira, lezbiyen anneye sahip kız ya da erkek çocuklarının cinsiyet belirlenimli davranışları ile heteroseksüel ailelerin çocuklarının davranışları arasında herhangi bir farka rastlanmamıştır.’

Aşağıdaki araştırma, İngiltere’deki City Üniversitesi Aile ve Çocuk Psikolojisi Araştırma Merkezi’nden Susan Golombok, Beth Perry, Amanda Burston, Clare Murray, Julie Mooney-Somers ve Madeleine Stevens ile Bristol Üniversitesi Pediatrik ve Doğum Öncesi Epidemioloji Bölümü’nden Jean Golding tarafından ortaklaşa gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma, Amerikan Psikoloji Derneği’nin yayın organı olan APA Journals’ın 39. sayısında Ocak 2003 tarihinde yayınlanmıştır. Araştırmanın orijinal metnine [sciencedirect.com|http://www.sciencedirect.com] -psycARTICLES journals-APA Journals-Developmental Psychology başlığı altında Volume 39, Issue 1 linkinden ulaşılabilir.

Özet

Bu çalışma, ebeveyn-çocuk ilişkisinin niteliğini ve örneklem olarak seçilen lezbiyen ebeveynlere sahip 7 yaş çocuklarının sosyal, duygusal ve toplumsal cinsiyet gelişimlerini incelemektedir. Aileler ile 14 bin anne ve onların çocuklarını kapsayan Avon Ebeveyn ve Çocuk Çalışması üzerinden ilişki kurulmuştur. Annenin lezbiyen olduğu 39 aile, 74 iki ebeveynli heteroseksüel aile ve anne ve çocuklarından oluşan 60 aile, annelere, babalara veya lezbiyen annenin partnerine (co-mother), çocuklara ve çocukların öğretmenlerine uygulanan standart mülakat ve anket yoluyla karşılaştırılmıştır.

Lezbiyen bir anneyle büyüyen çocuğun gelişiminin olası sonuçlarını tahmin etmeye çalışırken, çocuğun psikolojik uyumlanmasına ilişkin ebeveynlik süreçleri noktasında lezbiyen anne, heteroseksüel anneden farklılık göstermediği sürece, herhangi bir güçlüğün beklenmesi anlamlı değildir. Ancak, çocuklar ve ebeveynleri arasındaki ilişki bir sosyal boşluk ortamında gerçekleşmez. Geniş sosyal çevre aile yaşamının nitelikleri ve çocuğun psikolojik sağlığı üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olabilir. Annenin lezbiyen olduğu bir ailede büyüyen bir çocuğun psikolojik problemlere sahip olması yönündeki beklenti, çocuğun annesinin cinsel yöneliminden rahatsız olacağı ve yaşıtları tarafından dışlanacağı varsayımından kaynaklanır. Psikoloji literatüründe, yaşıtlarla ilişkilerin olumlu sosyal ve duygusal gelişimde önemli rol oynadığına dair genel bir görüş birliği vardır. Dolayısıyla, çocuğun annenin lezbiyen olduğu bir ailede büyümesinin yaşıtlarla ilişkilerinin niteliğinde değişimler yaratacağı öne sürülür.

Bununla birlikte lezbiyen ebeveynlerle büyüyen bir çocuğun atipik toplumsal cinsiyet gelişimi geçireceği, heteroseksüel ailelerdeki yaşıtlarına kıyasla, erkek çocukların kişilik ve davranışlarında daha az ‘maskülen’, kızlarınsa daha az ‘feminen’ olacağı iddia edilir. Lezbiyen annelerin çocuklarının heteroseksüel ailelerin çocuklarından farklı olup olmayacakları, ailelerin çocukların toplumsal cinsiyet gelişimlerini ne derece etkilediklerine bağlıdır. Toplumsal cinsiyet gelişimi biyolojik olarak belirleniyorsa, örneğin, genetik etki ya da doğum öncesi hormonlardaki değişiklikler belirleyiciyse, bu durumda ebeveynlerin çocuklarını yetiştirme tarzı önemini kaybetmektedir. Ancak, akranlarının çocukların toplumsal cinsiyet gelişiminde önemli rol oynadıkları varsayımı gittikçe artan oranda kabul görmektedir. Hemcinsleri ile davranışsal uyumlarından dolayı çocuklar toplumsal cinsiyet ayrımına tabi tutulurlar ve birbirinden farklı erkek ve kadın kültürü böyle kurulmuş olur.

Annenin lezbiyen olduğu ailelere dair önceki incelemeler, lezbiyen olduğunu kabul etmeden önce heteroseksüel evlilik yapmış olan kadınlar üzerine odaklanmıştır ve inceleme konusu olan çocuklar da genellikle küçük yaşlarından beri babalarıyla yaşamış olan çocuklardan seçilmişlerdir.

Son zamanlarda çalışmalar lezbiyen ailelerde büyüyen çocuklar üzerine yoğunlaşmıştır. Gittikçe artan oranda kadın, lezbiyen olduğunu açıkladıktan sonra ebeveyn oluyor ve tek başına ya da partneriyle birlikte aile sorumluluklarını paylaşarak bir aile kurmayı tasarlıyor.

Lezbiyen annelerin çocukları üzerine yapılan araştırmalar değerlendirilirken, araştırmacıların lezbiyen anneye sahip çocukların, heteroseksüel ailelerdeki yaşıtları ile aralarındaki farkların gözden kaçırdığı yaygın olarak ifade edilir. Lezbiyen ebeveynlere sahip çocukların toplumsal cinsiyet gelişiminde kesinlikle farklılık gösterdiği vurgulanır. Ancak araştırmalar, bu farklılığı hayli küçük bir grupta saptayıp araştırmanın bütününe mâl edenler ve çok büyük örneklem seçiminden kaynaklanan tesadüfi etkilerin sonucu olan yüzeysel farklılıkları abartanlar olarak sınıflandırılabilir.

Yöntem

''Katılımcılar''
Çalışmaya katılan ailelerin demografik karakterleri yaşanılan bölgenin özellikleri, ebeveynlerin eğitim durumları, ev ve otomobil sahipliği gibi noktalarda İngiltere’nin bütünüyle benzeşmektedir. Çalışmaya dahil olan çocuklar ülkenin geri kalanındaki çocuklarla düşük doğum kilosu, fiziksel ve zihinsel yetersizlik, fiziksel hastalık ve psikolojik rahatsızlık gibi noktalarda oran olarak benzerlik göstermektedir. Kadınlar hamilelik durumlarının doğrulanmasının hemen ardından çalışmaya dahil olmuşlar ve hamileliklerin farklı dönemlerinde anketlerini tamamlamışlardır.

Bu çalışma Avon Ebeveyn ve Çocuk Çalışmasına dahil olan çocuklar yedi yaşına geldiklerinde başlatılmıştır. Avon Çalışması’na dahil olan lezbiyen annelerden 18’i (tüm lezbiyenlerin % 90’ı) bu çalışmaya dahil olmuştur. Örneklemin büyüklüğünü artırmak için yaş sınırı 5-6 yaş çocuklarını da kapsayacak şekilde aşağı çekilmiştir. Bu da, 21 lezbiyen ailenin daha çalışmaya dahil olabilmesini sağlamıştır.

Çalışmaya katılan 39 lezbiyen anneye sahip aileden 20’si sadece anne ve çocuktan oluşurken, geri kalan 19’u lezbiyen bir çiftten ve çocuktan oluşmaktadır. Çocuklarda 11’i yapay döllenme yoluyla doğarken, geri kalan 28’i heteroseksüel bir ailede doğmuş ve ardından anneleriyle yaşamaya başlamışlardır.

Lezbiyen anneye sahip aileler iki kontrol grubuyla karşılaştırılarak ele alınmıştır. Bunlar:

*Çocukları doğumundan itibaren kendileriyle yaşayan 74 heteroseksüel aile.
*Çocukların 18 aylık ya da daha küçük yaştan itibaren anneleriyle yaşadığı tek anneli aileler.

Lezbiyen annelerin kontrol gruplarındaki annelerle aşağıdaki özellikler noktasında benzerlik gösteriyor olmalarına dikkat edilmiştir:

*Annenin hamilelik sırasında sahip olduğu eğitim durumu.
*Avon Çalışması’na dahil olan çocuk 47 aylıkken ailenin sahip olduğu çocuk sayısı.

Her bir aile tipindeki kız ve erkek çocuk sayısı aşağı yukarı eşittir. Annelerin yaşları, gruplar arasında büyük değişiklikler göstermemektedir ve ortalama anne yaşı 37’dir.
Veriler annelerden ve onların mevcut partnerlerinden (heteroseksüel ailelerde baba ve lezbiyen ailelerde ortak anne*) sağlanmıştır. Mülakata annelerin %99’u, ortak annelerin %79’u, babaların %66’sı ve çocukların %99’u katılmıştır. Anket formları annelerin %98’i, ortak annelerin % 84’ü, babaların %80’i ve öğretmenlerin %96’sı tarafından doldurulmuştur.
[ pagebreak ]
Ölçekler
''1) Ebeveyn Ölçekleri''

A) Ebeveyn - Çocuk İlişkileri

i) İçtenlik
Ayrıntılı ebeveynlik nitelikleri ve annelikten alınan zevke ilişkin anlamlı sonuçlar bulundu. Ancak bu durum annelerin cinsel yönelimleriyle değil, aile yapısıyla ilgilidir. İki ebeveynli ailelerde (lezbiyen veya heteroseksüel) ebeveynlik niteliklerinin daha yüksek ve annelikten alınan zevkin daha yoğun olduğu ortaya çıktı.

ii) Anlaşmazlıklar
Tartışma sıklığına ilişkin anlamlı bir sonuç bulundu ancak bu durum yine annelerin cinsel yönelimiyle ilgili değildir. Tek annelerin çocuklarıyla daha sık tartışma yaşadıkları bulgulandı. Çocuğa küçük çaplı şiddet uygulama (tokat atma vb.) konusunda anlamlı fark bulundu. Heteroseksüel annelerin lezbiyen annelere oranla çocuklarına daha sık küçük çaplı şiddet uyguladıkları ortaya çıktı. Küçük çaplı şiddet uygulama sıklığının aile yapısına göre (tek ya da çift ebeveyn) değişiklik göstermediği ortaya çıktı.

iii) Denetleme
Çocuğun denetlenmesine ilişkin olarak, tek annelerin iki ebeveynli ailelere oranla çocuklarını oyun zamanı dışında daha sık denetledikleri ortaya çıktı. Oyun dışında çocuğun denetlenmesi konusunda lezbiyen ve heteroseksüel anneler arasında anlamlı bir fark bulunmadı.

iv) Oyun
Hem annelerin cinsel yönelimine, hem de aile yapısına bağlı olarak anlamlı farklılıklar bulundu. Lezbiyen annelerin, heteroseksüel annelere kıyasla çocuklarıyla daha sık hayal gücüne dayanan oyunlar oynadıkları ortaya çıktı. Benzer biçimde, tek annelerin de, iki ebeveynli ailelere kıyasla, çocuklarıyla daha sık hayal gücüne dayanan oyunlar oynadıkları ortaya çıktı. Ev içi oyunların daha çok partneri olan lezbiyen annelerce tercih edildiği öğrenildi.

v) Partner - Çocuk İlişkileri
Babaların, ortak annelere kıyasla çocuklarına daha çok duygusal bağlılık gösterdikleri ortaya çıktı. Tartışma sıklığına bakıldığında, babaların, ortak annelere kıyasla çocuklarına daha sık küçük çaplı şiddet uyguladıkları ortaya çıktı. Ayrıca ortak annelerin çocukla, babalara kıyasla daha çok ev içi oyunlar oynadıkları ortaya çıktı.

B) Çocukların Sosyal ve Duygusal Gelişimleri

Annelerin Raporları

Çocuklar arasında özel olarak anlamlı bir eğilim tespit edilememiş olsa da, akranlarına ilişkin problemlerle lezbiyen annelerin çocuklarının daha sık karşılaştığı ortaya çıkmıştır. Tek anneli ve iki ebeveynli ailelerin çocukları arasında ise anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. (Ölçüt Total Difficulty Scale’dir. Ölçeğin öğeleri ise hiperaktivite, duygusal belirtiler, davranış problemleri ve prososyal davranışlardır. )

Öğretmenlerin Raporları

Öğretmenler tek anneli ailelerin çocuklarının, çift ebeveynli ailelerin çocuklarına kıyasla daha yüksek oranda, hiperaktivite ve uyumlanma güçlükleri yaşadıklarını kaydetmişlerdir. Ancak duygusal belirtilere dair anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Psikiyatrik Sınıflamalar

Lezbiyen bir anneye sahip 38 çocuğun 5’inde psikiyatrik bozukluk tespit edilmiştir. 5 çocuktan 1’i davranış bozukluğu, 1’i davranış ve duygusal bozukluk, 2’si hiperaktivite ve dikkat eksikliği ve 1’i de gelişimsel sorunlar göstermektedir. Bu rakam lezbiyen annelerin çocukları toplamı içersinde %13 oranına tekabül etmektedir. Heteroseksüel ailelerin çocuklarında ise bu oran %9’dur. 134 çocuktan 4’ü davranış bozukluğu, 3’ü duygusal bozukluk, 2’si davranış ve duygusal bozukluk, 2’si hiperaktivite ve dikkat eksikliği, 1’i ise gelişimsel bozukluk göstermektedir. (toplam 12)

Annenin Psikolojik Durumu

Annenin cinsel yönelimine dair değil, aile yapısına bağlı anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Lezbiyen ve heteroseksüel annelerin çocuklarının doğumundan itibaren herhangi bir dönemde doktor tavsiyesiyle antidepresan ve anksiyolitik ilaç kullanma oranları aynıdır. Ancak, partneri olan annelerden çok tek anneler, heteroseksüel annelerden çok da lezbiyen anneler çocuklarının doğumundan itibaren psikolojik problemler nedeniyle doktora gitmiştir.
[ pagebreak ]
2) Çocuk Ölçekleri

A)Yaşıtlarla İlişkiler

Tek anneli çocukların diğer çocuklara kıyasla daha az oranda yaşıtlardan kabul gördükleri kaydedilmiştir.

B) Aktivite Sayım Çizelgesi

Aile yapısına bağlı olarak anlamlı bir farklılık tespit esilmiştir. Kız çocukların değil ancak tek anneli erkek çocukların, çift ebeveynli ailelerin çocuklarına oranla daha az cinsiyet belirlenimli davranış gösterdikleri ortaya çıkmıştır. Her ne kadar çocukların cinsiyetlerine göre iki gruba ayrılmış olmalarından dolayı bu karşılaştırma için örneklem hayli küçülmüş olsa da, lezbiyen annelerden birinin oğlunun feminen davranış gösterdiği saptanmıştır. Bunun dışında aile yapısı veya annenin cinsel yönelimine bağlı olarak herhangi bir değişiklik kaydedilmemiştir.

C) Ailesel Süreçler

Ebeveynlik değişkenleri olarak ebeveynin sıcaklığı, tartışma sıklığı ve annede stres oranı kullanılmıştır. Annede stres oranı için annelerin kişisel raporları kullanılmış, ebeveynin sıcaklığı olumlu; tartışma sıklığı ise olumsuz değişken olarak ele alınmıştır. Annenin cinsel yönelimi ve ailenin yapısı bağımsız değişkenlerdir. Çocuğunun yaşının ay olarak ifadesi de bağımsız değişkendir. Annenin cinsel yönelimi ve aile yapısının çocuğun psikolojik uyumlanmasıyla bağlantılı olmadığı ortaya çıkmıştır.

Sonuç

Bu araştırmanın sonuçları, daha önce yapılan ve lezbiyen ailelerde olumlu anne-çocuk ilişkisi ile uyumlanma sürecini sorunsuz tamamlayan çocukların varlığına işaret eden çalışmalarla aynı yöndedir. Lezbiyen annelerin çocuklarına daha az şiddet uygulamaları ve çocuklarıyla daha sık hayal gücüne dayalı ve ev içi oyunlar oynuyor olmalarının dışında, ebeveynlik değişkenleri konusunda, lezbiyen ve heteroseksüel anneler arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Çocuklarda psikiyatrik bozukluğa ilişkin veriler, ailelerin yapısı, anne ve öğretmenler için kullanılan ölçekler konusunda bilgisi olmayan bağımsız bir çocuk psikologunca teşhis edilmiş ve çocuklara ilişkin anlamlı bir farklılık elde edilmemiştir. Lezbiyen annelerin çocuklarının yaşıtlarıyla daha çok problem yaşadığı, annelerin raporlarından çıkarılan bir sonuçtur. Ancak çocukların raporları bu tip bir veri sunmamaktadır. Hem kız, hem de erkek çocukları için, lezbiyen ve heteroseksüel ailelerin çocukları arasında toplumsal cinsiyet belirlenimli davranışlara dair bir fark bulunmamıştır.

Lezbiyen ailelerde, ortak annelerin, babalara kıyasla çocuklara daha az duygusal bağlılık gösterdikleri, daha az şiddet uyguladıkları ve onlarla daha seyrek tartıştıkları ortaya çıkmıştır. Bu durum, ortak annelerin çocukların disiplinine daha dışsal kaldıkları veya kadın ve erkeklerin ebeveynlik rollerine daha farklı yaklaştıkları gerekçeleriyle açıklanmaya çalışılabilir. Bir başka açıklama da, ortak annelerin yaklaşık olarak yarısının (%53) çocuk yapma kararına aktif olarak katılmamış olmaları ve çocuğun doğumundan itibaren yetiştirilme sürecinin tamamına dahil olmamaları (çocukların heteroseksüel bir ailede doğmuş olmalarından dolayı) olabilir.

Öyle görünüyor ki lezbiyen anneler tarafından yetiştirilen çocuklar ailelerinin doğasından veya çevresinden kaynaklanan herhangi bir psikolojik problemle büyük ölçüde karşılaşmamaktadır.

Bağımsız gözlemciler konumunda olan öğretmenler, lezbiyen annelerin çocuklarının, diğer çocuklara kıyasla daha yüksek oranda psikolojik probleme sahip olma durumuna işaret etmediler ve bu durum annelerin raporları ile de doğrulandı. Diğer analizler de annelerin cinsel yönelimlerinin çocukların psikolojik uyumlanmaları üzerinde cüzi bir etkisi olduğunu ortaya koydu.

Bu araştırma, lezbiyen anneler ve çocukları arasındaki ilişkiye ışık tutmakla kalmayıp genel olarak çocukların gelişiminde ebeveynlerin rolünü teorik düzeyde kavramak açısından da kapsamlı bilgi sunmaktadır. Örneğin, bu araştırmanın bulguları, çocuğu tek annenin büyütmesindense, cinsiyetleri ne olursa olsun iki ebeveynin varlığı, çocuğun psikolojik sağlığı açısından daha olumlu sonuçlar doğurduğuna işaret etmektedir. Burada belirleyici olan, ebeveynin erkek ya da kadın olması değil, ikinci bir ebeveynin varolması ve çocukla ilgilenmesi olabilir.

Aynı zamanda, annenin cinsel yönelimi çocuktaki toplumsal cinsiyet gelişimi üzerinde büyük bir etkiye sahip değildir. Zira, lezbiyen anneye sahip kız ya da erkek çocuklarının cinsiyet belirlenimli davranışları ile heteroseksüel ailelerin çocuklarının davranışları arasında herhangi bir farka rastlanmamıştır. Teorik bir perspektiften bakılırsa, bu çalışmanın sonuçlarının bir çocuğun toplumsal cinsiyet gelişimi için heteroseksüel ebeveynlerin gerekli olduğu görüşüyle çelişmektedir. Bunun yerine, sonuçlar, çocuğun doğum öncesi ve zihinsel süreçlerinin toplumsal cinsiyet gelişimi üzerindeki etkisine işaret eden ve ebeveynlerin rolündense, çocuğun akranlarının rolüne odaklanan teorik açıklamalara vurgu yapmaktadır. Lezbiyen anneler heteroseksüel annelerle aynı oranda çocuklarının cinsiyet gelişimine katkıda bulunabilirler ve çocuğun toplumsal cinsiyet gelişimini etkileyen cinsiyet belirlenimli davranışlar konusunda heteroseksüel annelere hayli benzerlik gösteriyor olabilirler.

''*co-mother''

Çeviren:Göze Orhon




Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam