05/05/2015 | Yazar: Yunus Kara

Homofobi ve transfobi karşıtı psikoloji-psikiyatri atölyelerinde bu ay travma ve şiddet, LGBTİ’lerin yaşayabileceği olası cinsel ve duygusal sorun alanları ele alındı.

LGBT ruh sağlığı atölyesi: Travma ve şiddet Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Homofobi ve transfobi karşıtı psikoloji-psikiyatri atölyelerinde bu ay travma ve şiddet, LGBTİ’lerin yaşayabileceği olası cinsel ve duygusal sorun alanları ele alındı.
 
Kaos GL Derneği, 2014-2015 döneminde Türk Psikologlar Derneği (TPD) ile birlikte Ankara’da gerçekleştirdiği homofobi ve transfobi karşıtı psikoloji-psikiyatri atölyelerinden sonuncusunu Pazar günü gerçekleştirdi.
 
TPD’de gerçekleşen atölyeye psikolog, psikiyatr, PDR ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan 20 kişi katıldı.
 
Atölyenin birinci oturumunda Yudit Namer, “Travma ve Şiddet’’ konulu sunumunu yaptı. Bir olayı travmatik yapan şeyin kişinin olaya verdiği anlam olduğu paylaşıldı.
 
Travmanın belirtileri olarak, travmatik olayı tekrar tekrar yaşama, olayla ilgili hatırlatıcılardan kaçınma, olayla ilgili tepki verme düzeyinin azalması, artmış uyarılma tepkileri, bireyin kendine zarar verme ihtimali aktarıldı.
 
LGBTİ’lerin intihar riski genel popülasyona kıyasla iki kat fazla
 
LGBTİ’de TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) geliştirme riskinin genel popülasyona kıyasla iki kat daha fazla olduğuna değinildi.
 
GLSEN Araştırması’nın (2003) sonuçlarına göre LGBTİ bireylerin genel popülasyondan daha fazla intihar girişimi sergilediği, güvenliklerinin özellikle translarda daha da fazla olmak üzere tehdit edildiği belirtildi.
 
Aile tarafından reddedilmenin intihar girişimine neden olduğu, ailenin kabulü ile de bunun LGBTİ’ler üzerinde koruyucu bir faktör olduğu konuşuldu.
 
Travmaya müdahalede, bireyin başına gelen olayla ilgili yapılması gerekenlerin güvenli bir ortam oluşturmak, bireylerin kendi seçimlerini desteklemek, mümkünse net sınırlar çizmek ve bu sınırların ihlal edilmesini önlemek, travmanın kendisinin bir sınır ihlali olduğunu bilmenin önemi üzerinde duruldu.
 
LGBTİ’ler damgalanmaya bağlı stresten muzdarip
 
Atölyenin ikinci oturumunda ilk olarak ikincil travmaya değinildi. Travmatik yaşantı geçiren kişilerle çalışana toplu etkisinden, bu durumun birçok risk faktörü oluşturduğu ve genel bir tanım ile şefkat yorgunluğu olarak adlandırıldığı, ikincil travmadan korunma yöntemleri ve travmanın iyileştirici yönünün fark edilmesinin öneminden bahsedildi.
 
İkinci olarak LGBTİ’lerde olası sorun alanları olarak; duygusal (damgalanmaya bağlı stres, içselleşmiş heteronormativiteye bağlı stres, heteroseksüel kardeş/akran kişilerle karşılaştırılmaya bağlı ruh sağlığı problemleri, LGBTİ ergenlerde intihar düşüncesi girişimi, kendine zarar verme, beden imge sorunları, kültürün suçlama eğiliminin içselleştirilmesi olarak suçluluk duyma), cinsel (riskli cinsel davranış, cinsel eğitim yetersizliği, cinsel sağlık hizmetlerinden yararlanamama, cinsel şiddet, geçiş süreçlerinde yaşanabilecek sorunlar) ve aile sorunlarından (fiziksel ve sözel şiddete maruz kalmak, bireyin kendisini suçlaması, aile etkinliklerinin dışında tutulması, heteroseksüel ilişki/evlilik yaşaması için baskı yapmak, bireyin kimliğini açıklamasını engellemek) söz edildi.
 
Aile sorunlarında destek aile grupları, akran destek grupları ile ilgili örgütlenmelere ulaşılması, yasal süreçler konusunda bireyi desteklemek gerektiği ve bireyleri ve aileleri yönlendirebilecek destek çalışanlarının tespit edilmesinin önemi üzerinde duruldu. 

Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam