19/02/2025 | Yazar: Delal Demir

LGBTİ+ gazeteciler, meslek hayatlarında karşılaştıkları dışlanma ve sansüre karşı mücadele ediyor. Gazeteciler Esra Ece ve Efrayim hem haber üretim sürecini hem de iş bulma ve sektörde kabul görmeme noktasında karşılaştıkları olayları anlatıyor.

LGBTİ+ gazeteciler medya sektöründe ne yaşıyor? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Gazeteci Esra Ece, 10 yıldır gazetecilik yapıyor. Çeşitli internet haber sitelerinde köşe yazarlığıyla başlayan meslek hayatında, LGBTİ+ kimliğinin çalışma koşullarına etkisini şu sözlerle aktarıyor:

“Gerek ilk yazdığım yerler gerekse de serbest çalıştığım süreçte; bütün kurumlar cinsiyet kimliğimi biliyorlardı. Sonuçta benim de kendimi açık kimlikli trans kadın olarak lanse etmemin yanında kadın/trans kadın aktivizmi ve de politik bir mücadele de verince, isteseniz de kimliğinizi saklama lüksünüz olmuyor. Ya bir habere konusunuz ya kişisel hesaplarınızda yürüttüğünüz mücadeleye dair izler var.”

Ancak bu görünürlük beraberinde başka sorunları getiriyor. Esra Ece, trans kadın bir gazeteci olmanın medya sektöründe nasıl tek bir kimliğe indirgenmeye yol açtığını ve LGBTİ+ konularını haberleştirirken editoryal baskı veya sansürle karşılaşıp karşılaşmadığını şöyle anlatıyor:

“Genellikle kadın/LGBTİ+ ve hak temelli habercilik yaptığım için bu konuda sorun yaşamıyorum. Lakin bunun da dezavantajı şu oluyor; hele ki trans kadın gazeteciyseniz, sürekli bu konularda haberler bekleniyor, talep ediliyor. Cinsiyet kimliği üzerinize yapışıyor açıkçası… Sanki Ece’nin hayatı trans kadın olmaktan ibaretmiş; Ece hayattan bi’haber; çarşı pazar, ekonomi, siyaset vs. hayatımda hiç yokmuş/ olmamalıymış gibi de bir durum veyahut tekdüze üretim bekleniyor.”

lgbti-gazeteciler-medya-sektorunde-ne-yasiyor-1

Esra Ece

“Cam tavan sendromu çok belirgin”

Ayrıca medya sektöründe LGBTİ+ kimliğiyle iş bulmanın zor olduğunu, birçok kuruma CV göndermesine rağmen geri dönüş alamadığını belirten Esra Ece şunları söylüyor:

"Serbest gazetecilik olarak yazı yolladığım kurumlarda bile, sanki ölü taklidi yapılıyor. Yazılarım okunuyor, kabul ediliyor ama kimse 'Bize düzenli yaz' demiyor. Cam tavan sendromu çok belirgin. Ülkenin politik gerçekliği, LGBTİ+ gerçeği ve fobik tutumlar nedeniyle hem var hem yok gibi bir durumda kalıyoruz. İşimize yaradığın sürece varsın şeklinde devam eden ikircikli bir durumla da baş etme süreciyle, mesleğimi sürdürmeye çalışıyorum."

Esra Ece’ye göre, medya sektöründe LGBTİ+ bireyler için daha eşit bir alan yaratmak şu an için uzak bir ihtimal gibi görünse de LGBTİ+ gazetecilerin kararlılıkla alan açmaya devam ettiğini belirtiyor. “On yıl önce belki de açık kimlikli tek trans kadın gazeteciydim ama artık yalnız değilim. LGBTİ+ gazeteciler yayıncılık alanında giderek daha fazla varlık gösteriyor. Daha eşitlikçi bir medya yaratma sürecinin parçasıyız.” diyor.

lgbti-gazeteciler-medya-sektorunde-ne-yasiyor-2

Efrayim

LGBTİ+ gazeteciler medyada görünmez kılınıyor: “Bizi dışlayan dışlayana”

LGBTİ+ gazeteciler, meslek hayatlarında yalnızca toplumsal önyargılarla değil, aynı zamanda medya kuruluşlarının politik baskılarından kaynaklanan ayrımcılıkla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Gazeteci Efrayim ise kırsalda yaşadığı zorluklar nedeniyle gazeteciliğe başladığını belirtiyor ve karşılaştığı ayrımcılık, sansür ve dışlanmayı anlatıyor.

Efrayim, gazetecilik mesleğine zorunluluktan yöneldiğini söylüyor:

"Kırsalda yaşıyorum ve ne yazık ki burada haklarımıza erişim konusunda birçok engellemeler ile karşı karşıya kalıyorduk. Bu yüzden mücadele yolları yaratmam gerekiyordu, hem kendim hem de umutla bekleyen arkadaşlarım için. Araştırmayı, yazmayı ve ses çıkarmayı seviyordum. Zor da olsa gazeteciliğin benim için doğru meslek olabileceğini düşündüm ve bu yolda adım attım."

Ancak Efrayim için gazetecilik sahada var olmayı da içerdiğinden, maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddet daha somut hale gelmiş:

"Görünür bir kimliğe sahipseniz sahada pek çok zorlukla karşılaşıyorsunuz. Kolluk kuvvetlerinden ‘ibne, top, dönme’ gibi hakaretler duyabiliyorsunuz. Üç yıl önce Van’daki bir eylem esnasın da benzer bir sorun yaşadım. Eylemde kameram ve ekipmanlarım kırıldı, büyük maddi zarar gördüm. Haklarımı talep ettiğimde ise kimliğim hedef gösterildi. O dönem defalarca şikayet etmeyi düşündüm ama kimi kime şikayet ediyordum ki?"

“Kimliğim biliniyor ama konuşulmuyor”

Medya sektöründe, görünür bir LGBTİ+ kimliğine sahip olmanın iş bulmayı zorlaştırdığını söyleyen Efrayim, çalıştığı kurumlarda kimliğinin bilindiğini ancak konuşulmadığını belirtiyor:

"Çalıştığım kurumlarda kimliğim ne yazık ki açık değil. Biliniyor ama konusu açıldığında genelde kaçınılıyor. İş bulma süreci zaten başlı başına sancılı. Bu faktör süreçlerimi fazlasıyla etkiliyor. Zorluklarını yazmaya başlasam ciltlerce kitap çıkar."

LGBTİ+ haberleri yazarken de editoryal baskılarla karşılaştığını vurgulayan Efrayim, özellikle hükümetin söylemleri ve ana akım medyanın etkisi nedeniyle, çalıştığı ajansın bu tür haberlerine olumlu bakmadıklarını bu yüzden de çoğunlukla bağımsız kuruluşlara haberler hazırladığını söylüyor:

"Bağımsız kuruluşlara yazıyorum, onlar genellikle sorun çıkarmıyor ama haberlerimin editoryal düzenlemelerle özgünlüğünü kaybettiğini düşünüyorum. Doğal olan haberlerime bazen okunma sayısını artırmak için müdahale edilip bir şeyler katıldığını sıkça gördüm."

“Medya renksiz, şekilsiz, omurgasız bir şeye dönüştü”

Medya sektöründeki dönüşüm ve LGBTİ+ gazetecilere yönelik dışlanmaya dikkat çeken Efrayim, şu ifadeleri kullanıyor:

"Bizi dışlayan dışlayana... Zaten medya sektörünün içini boşalttılar. Renksiz, şekilsiz, omurgasız bir şeye dönüştü maalesef."

Medyanın daha eşitlikçi bir yapıya kavuşması için gazetecilere yönelik eğitimlerin artırılması gerektiğini söyleyen Efrayim, özellikle haber diline dikkat çekiyor:

"Farklılıkların garipsenmesi haber alma hakkının ihlaline yol açıyor. Bu nedenle gazetecilere yönelik eğitimlerin artırılması gerekiyor. Bunun dışında, haber dili konusunda da ciddi eksiklikler var. Ne yazdığını bile bilmeyen, rol model olarak görülen gazetecilerle dolu bir medya sektöründeyiz."

Her şeye rağmen LGBTİ+ gazeteciler, medya sektöründe var olma mücadelesini sürdürüyor. Ayrımcılığa ve sansüre rağmen haber üretmeye devam eden gazeteciler, daha eşit ve kapsayıcı bir medya için dayanışmanın önemini vurguluyor.


Etiketler: insan hakları, medya, çalışma hayatı, özel haber, beda
2024