LGBTİ hakları için mücadele eden Işık CHP’den aday adayı

 

Genel seçimler yaklaşırken çeşitli partilerden aday adaylarının da kampanya çalışmaları sürüyor. Aday adayları hem güncel siyasete ilişkin yaklaşımlarını açıklıyor hem de aday olup seçildikleri durumda yapacaklarını kamuoyuyla paylaşıyor.

 

Seniye Nazik Işık da bu aday adaylarından biri. Uzun yıllar Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) siyaset yapan Işık halen partinin Sosyal Politikalardan Sorumlu MYK Üye Yardımcısı. Şimdi ise İzmir 1. bölgeden milletvekili aday adayı. Işık’ı diğer birçok aday adayından ayıran özelliklerinden birisi ise kadın hareketinden gelmesi ve LGBTİ haklarına yönelik çalışmaları.

 

 

Kaos GL Derneği üyesi de olan Işık anayasanın eşitliği ve ayrımcılığı düzenleyen maddelerine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin eklenmesi için mücadele eden siyasetçilerden birisi. Işık o süreçte yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

 

“Ayrımcılığa karşı vekillerin önemini gösteren, unutamadığım bir hikayem var. Ceza Kanunu Tasarısı Komisyon’dayken Kaos GL, Meclis’e ayrımcılık maddesine cinsel kimlik ve yönelimi dahil eden bir maddelik bir teklif sunmak istedi. İnanın Komisyon başkan ve üyeleri bu teklifi almamak için deyim yerindeyse adeta kaçıştılar. CHP’li bir üye koridorda aldı teklifi. Meclis’te bu utancı unutturan bir vekil olmak isterim.”

 

Işık neden vekil olmak istediğini ise şu sözlerle anlatıyor: “Bugünkü kadar kötü bir Meclis çalışması ve yönetim görmedim. Yine de memleketin en önemli işleri Meclis’te çözülmeli. Kürt sorunu dahil, sorunların çözüm yeri Meclis olmalı. Bu nedenle benim de bir yanım Meclis.”

 

 

1975’ten beri kadınlarla çalışan ve kadın haklarını, özgürlüğünü, eşitliğini ve dayanışmayı savunan Işık’ın vekil olunca yapmayı planladıkları ise şöyle:

 

“Meclis’te kadına yönelik şiddetle ilgili bir komisyon kurdular, orda bile kadın örgütlerini dinlemek istemediler. Orda olsam, Komisyonun kapısı önünde kadın örgütlerini toplar, resmiyeti olmasa da gelen milletvekilleriyle birlikte onları dinler, tutanak tutarım. Komisyon’a gider, tutanağımı sunarım. En azından televizyonlarda duyurmuş olurum kadın örgütlerinin çabasını. Yasal düzenlemeler, araştırma komisyonları kadın hareketinden gelen kadın vekilleri bekliyor.

 

“Türkiye nerdeyse seçimli bir monarşi haline geldi. Çift başlı bir yönetim var: Bir yanda kötü bir Hükümet, diğer yanda görevinin bilincinde olmayan bir Cumhurbaşkanı. Bu şartlarda demokrasiyi korumak, laikliği, Cumhuriyet’i korumak, ilerlemeye, gelişmeye sahip çıkmak lazım. Laiklik en çok biz kadınlara lazım. Avrupa Birliği standartlarına sahip, üyelik yolunda ilerleyen, kutuplaşmayı aşan bir Türkiye için cesur, atak ve çalışkan bir vekil olmak istiyorum.”