26/05/2023 | Yazar: Kaos GL
GALADER’den Nedime Erdoğan ve İstanbul Onur Haftası’ndan Es Yılmaz, seçim sürecini Yıldız Tar ile Odak Ankara’ya değerlendirdi.
Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği’nden (GALADER) Nedime Erdoğan ve İstanbul Onur Haftası’ndan Es Yılmaz, Yıldız Tar’ın Artı TV’deki programı Odak Ankara’nın konuğu oldu. İkili, seçimin ilk turu sonuçlarıyla birlikte çıkan Meclis aritmetiği ile ikinci turun olası sonuçlarını değerlendirdi.
Seçim süreci politikası LGBTİ+’lara saldırmak, örneğin bir günde üç şehirde “Bunlar LGBT’ci” diyerek hem LGBTİ+’ları hem muhalefeti hedefe koymak olan Cumhur İttifakı’nın bu politikayla oy kazanıp kazanmadığı sorusunu Es şöyle cevapladı:
“LGBTİ+ karşıtlığı tabanda karşılık buldu, evet. LGBTİ+ karşıtlığı bence ülkenin seçmen profili fark etmeksizin her partisinde geçerli fobiye sahip olduğu için taban da fobi üretecek insanlardan oluşuyor ne yazık ki. Umutsuz değilim buna karşı ama bir yandan Yeniden Refah’ın taleplerini düşününce ve aldığı oyu düşündüğümüzde… Talepleri neydi? Zina suç sayılsın, eşcinselliğe ‘özendiren’ alanlara kısıtlama gelsin… Aile yapısını korumanın sadece böyle mümkün olacağını savunuyorlar.”
“Bir yandan da düşünüyorum karşımızda topyekün LGBTİ+’ları hedef alan bir iktidar ve kanatları var ama diğer yandan da LGBTİ+ hareketi hep burada, mücadelesinden vazgeçmiyor ve hep sözünü söylüyor. Böyle bir yerden bakınca, ikinci turdan sonra bizi çetin bir mücadele bekliyor. İlk turda farklı bir sonuç olsaydı da mücadelemiz sürecekti. Arkadaşlarımıza umut aşılamaya çalışıyoruz çünkü burada olacağız.”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turununun önemini konuşurken Nedime, eşit yurttaşlık vurgusu yaparak muhalefetin nefret siyasetinin önünü alması gerektiğini söyledi:
“Yaptıkları ne olursa olsun bize geri adım attıramazlar. Macaristan, Rusya, Polonya gibi ülkelerde bu konuyla ilgili yürütülen olumsuz politikaların farkındayız. Biz hep şuna inanıyoruz, bu toprak çok çeşitli kültürleri yaşatmayı becermiş bir toprak ve muhalefetin bunun çıkarsal bir politikaya hizmet etmesinin önünü topyekün alması lazım. Çünkü yoksulluğu, fakirleşmeyi, çalışma hayatında, okul hayatında yaşanan olumsuzlukları konuşamıyoruz. Yeni bir programları ve politikaları olmadığı için herkesin kör noktasına düşen ve o nedenle bir değişim savunuculuk geliştirmemiş ortak alanı LGBTİ+ gibi görünüyor. Bunu elverişli bir malzeme olarak öne sürüyorlar. Ama bu o kadar ciddi ve büyük nüfustan söz ediyoruz ki… Hep söylüyorum, LGBTİ+’ları rakamsal temsiliyetle asla söylemek istemem bir anne olarak ama çocuklarımızla birlikte, anneleri teyzeleri anneanneleri, büyük bir nüfustan söz ediyoruz. Ne yapacaklar? Hepimizi gri bölgeye koyamazlar. Biz bu ülkenin asli vatandaşlarıyız. Ve her şey gibi biz de vergilerimizle, bu hayata katkılarımızla bu toprakların bu güce gelmesine katkı koymuş insanlarız, çocuklarımız da öyle.”
Etiketler: insan hakları, yaşam, aile, siyaset
