10/08/2022 | Yazar: Kaos GL
LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2021 Raporundan: “Devletin bütün kişi ve kurumlarıyla LGBTİ+’ları hedef tahtasına oturtarak herhangi bir hak başlığında LGBTİ+’lara erişim olanağı sağlamaması büyük gerilemenin en önemli işaretlerinden olmuştur.”
Kaos GL Derneği’nin LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2021 Raporu “Her Şeye Rağmen” üst başlığıyla derneğin web sitesinde.
Medyaya yansıyan ihlaller ile Kaos GL Derneği ve ilişkide olduğu diğer sivil toplum örgütlerine başvurular üzerinden hazırlanan rapor, 2007 yılından beri sürdürdüğü insan hakları izleme çalışmalarının bir ürünü.
2021’de LGBTİ+ hakları ne durumda?
Önceki yıllarla karşılaştırıldığında 2021 yılının verileri, LGBTİ+’ların gerek tek tek vakalar gerekse de mevzuat ve politika oluşturma bağlamında açık ve yoğun bir geriye gidişi işaret etmiştir. Raporda ortaya konulan tablo gerek ülke ölçeğinde gerekse de küresel ölçekte izleme yapan kurumların bulgularıyla paraleldir. Bu durum Türkiye’nin içinde olduğu insan hakları krizinin LGBTİ+’lar açısından derinleşerek hissedildiğini göstermektedir.
İstanbul Sözleşmesiyle uyumlu LGBTİ+ kapsayıcı bir mevzuat beklentisi önceki raporlarımızda ifade edilmişken sözleşmeden çekilme kararı görünürde olsa önemli bir uluslararası güvencenin yitirilmesi anlamına gelmiştir.
Devletin bütün kişi ve kurumlarıyla LGBTİ+’ları hedef tahtasına oturtarak herhangi bir hak başlığında LGBTİ+’lara erişim olanağı sağlamaması; var olan olanakları ortadan kaldırmaya çabalaması ve bundan ayrı olarak doğrudan LGBTİ+ varoluşunu hedefleyen eylem ve söylemler, bahsedilen büyük gerilemenin en önemli işaretlerinden olmuştur.
Ayrı erkler olduğu anayasada belirtilmesine rağmen görevlendirme, atama ve terfilerde Hakimler ve Savcılar Kurulu dolayısıyla Cumhurbaşkanlığına bağlı veya onun etkisi altındaki yargı sistemi, LGBTİ+’ların adalete erişimi zaten sınırlı bir imkan iken ortaya çıkan durumda tümü ile bir imkan olmaktan çıkmıştır. Öte yandan güvenceleri bir ölçüde daha fazla olmasına rağmen Anayasa Mahkemesinin de gerek bireysel başvuru gerekse de soyut/somut norm denetimi yoluyla önüne gelen başvurularda LGBTİ+’lar açısından hak alanını ve kazanımları güvence altına alan bir içtihat oluşturamadığı görülmektedir.
Bu topyekün saldırıya rağmen LGBTİ+’ların insan hakları alanında en dinamik kesimi oluşturduğu, toplumsal muhalefetin hak alanından doğru unsuru olarak bütün baskılara rağmen özellikle ifade özgürlüğünü kullanma konusunda ısrarcı olduğu da görülmektedir.
Rapor, LGBTİ+’ların gerçek eşitliğinin ve haklara erişiminin sağlanmasının çok kapsamlı bir politikanın hayata geçirilmesi ile mümkün olabileceğini ayrıca belirterek Türkiye Büyük Millet Meclisine şu tavsiyelerde bulunuyor:
Yasama süreçlerine LGBTİ+ hak örgütlerini ilgisi ölçüsünde, uygun araçlarla dahil edin.
Ayrımcılık üreten yasaları, Anayasanın 10. maddesine uygun olarak herkesin yasa önünde eşitliğini tesis edecek şekilde gözden geçirin.
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin, Türkiye Cumhuriyeti tarafından 18 Nisan 2001 tarihinde imzalanan, Ayrımcılığın Genel Olarak Yasaklanmasına ilişkin 12 No’lu Ek Protokolünü onaylayın.
Türk Ceza Kanunu’nun “Nefret ve Ayrımcılık” başlıklı 122. maddesini, LGBTİ+’ları da ayrımcılığa karşı koruyacak şekilde değiştirin.
İfade özgürlüğünün ihlali aracına dönüşmüş bulunan TCK 216. maddeyi, amacına uygun ve nefret söylemini önlemeye hizmet edecek şekilde değiştirin.
Nefret saikiyle işlenen suçların cezalarını, aynı suçların basit hallerinden yüksek olacak şekilde ayrıştırın.
Cinsiyetin hukuken tanınması önünde bir engele dönüşen Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinin beden bütünlüğüne ve üreme yeteneğine müdahaleyi zorunlu kılan yapısını öncelikle değiştirerek maddeyi insan hakları standartlarına uygun hale getirin ve beyan sistemini güvence altına alın.
Homofobik ve transfobik nefretin odağı haline dönüşen medya organlarının devlet tarafından finansmanını sağlayan yasaları değiştirin.
İnsan haklarıyla ilgili meclis komisyon ve alt komisyonlarına işlerlik kazandırın.
TİHEK, Kamu Baş Denetçiliği gibi mekanizmaları birer insan hakkı mekanizmasına dönüştürün, bunları her türlü ayrımcılıkla mücadele için yetkilendirin.
Üniversitelerde yaygın şekilde uygulanan ayrımcılığın sona ermesi için Yükseköğretim Kanunu’nda sayılan ana ilkeleri insan hakları standartları ile uyumlaştırarak Anayasanın 10. maddesine uygun şekilde yeniden yazın.
Her Şeye Rağmen: LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2021 Raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
Etiketler: insan hakları