20/03/2025 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL ve 17 Mayıs derneklerinin yürüttüğü LGBTİ+’lara İlişkin Algı Araştırması’na göre; Türkiye’de en büyük tehdit, yolsuzlukla mücadele kanunlarının etkin ve doğru kullanılmaması.

LGBTİ+’lara İlişkin Algı Araştırması: LGBTİ+’ların görünürlüğü en az tehdit Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL ve 17 Mayıs derneklerinin yürüttüğü LGBTİ+’lara İlişkin Algı Araştırması, Türkiye’de LGBTİ+’lara yönelik tutum ve algıyı ölçüyor. Bir ilk olma özelliği taşıyan araştırma Türkiye’deki tehdit algılarına ve ayrımcılık algısına da odaklanıyor.

Araştırmanın sonuçlarına göre; Türkiye toplumu “yolsuzlukla mücadele kanunlarının etkin bir biçimde uygulanmamasını” en büyük tehdit olarak görüyor.

Araştırmanın geçtiğimiz günlerde yayınlanan raporuna göre; LGBTİ+’ların görünürlüğü katılımcılar tarafından “en az tehdit” olarak belirtildi. Katılımcıların yüzde 35’i “yolsuzlukla mücadele yasalarının etkin bir şekilde uygulanmaması” ifadesini, yüzde 18’i “Türkiye’nin gelişiminden rahatsız olan dış mihraklar” ifadesini ve yüzde 15’i “basın özgürlüğünün kısıtlanması” ifadesini en büyük tehdit olarak gördüklerini ifade etti.

Araştırmanın yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, ikamet yeri gibi alt kırılımları da söz konusu tüm gruplar için Türkiye açısından en büyük tehdidin “yolsuzlukla mücadele yasalarının etkin bir şekilde uygulanmaması” olduğunu gösterdi.

LGBTİ+’ları “en fazla tehdit” olarak görenler 18-34 yaş grubu

LGBTİ+’ların Türkiye toplumu için “en fazla tehdit” olduğunu belirten gruplar ise 18-34 yaş arasındaki gençler, lise ve altı eğitim düzeyine sahip olanlar ve köyde yaşayanlar oldu.

Raporda şu ifadeler yer aldı:

“Özellikle genç yaş grubunun bu tehdit algısını diğer gruplara kıyasla daha yoğun şekilde ifade etmesi dikkat çekicidir, çünkü gençler genellikle daha çeşitli görüşlere açık ve kapsayıcı tutumlar geliştirdiği düşünülen bir grup olarak kabul edilmektedir. Bu durum, gençlerin tehdit algılarında sosyo-kültürel veya bölgesel faktörlerin etkili olabileceğini ve LGBTİ+ görünürlüğüne dair algılarının beklenenin aksine şekillenmiş olabileceğini düşündürmektedir.”

Katılımcıların yüzde 17,9’u cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyor

Araştırma Türkiye’deki ayrımcılık algısına da odaklandı. Araştırmanın sonuçlarına göre; katılımcıların yüzde 80’i Türkiye’de yaşayan kişilerin bazen, sık sık ve her zaman ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını ifade etti.

Katılımcılar, ayrımcılığa uğrama sebeplerine ilişkin soruda ise cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini yüzde 12,2 oranla; toplumsal cinsiyeti ise yüzde 8,1 oranla ayrımcılığın nedeni olarak ifade etti.

Araştırmada katılımcıların maruz bırakıldığı ayrımcılık deneyimlerine ilişkin sonuçlar da yer aldı. Katılımcıların yüzde 62’si politik görüş, yüzde 47’si toplumsal sınıf farkı nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayanların oranı ise yüzde 17,9 oldu.

Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığı en fazla deneyimleyenler 18-24 yaş grubu

18-24 yaş aralığındaki katılımcıların yüzde 20,8’i, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ile ilişkili olarak ayrımcılığı en fazla deneyimleyen yaş grubu oldu.

Araştırma; ilçe ve köyde yaşayan katılımcıların cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığı daha fazla yaşadığını ortaya koydu:

“İkamet yeri açısından bakıldığında, ilçe ve köyde yaşayan katılımcılarda (%22.7) bu tür ayrımcılığı daha fazla hissettikleri görülürken, büyükşehir ve il merkezindeki katılımcılarda oranlar daha düşüktür. Bu veriler, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığın, demografik özelliklere göre farklılık gösterdiğini ve özellikle genç, düşük eğitim düzeyine sahip ve kırsal bölgelerde yaşayanların bu tür ayrımcılıkları daha fazla deneyimlediklerini göstermektedir.”

LGBTİ+ tanıdığı olanlar, LGBTİ+’lara karşı ayrımcılığın “çok yaygın” olduğunu belirtti

Katılımcıların farklı kimlik gruplarına yönelik ayrımcılık sıklığına ilişkin görüşleri de araştırmanın sonuçlarına yansıdı. Katılımcıların yüzde 50’si mültecilerin ve yüzde 44,3’ü LGBTİ+’ların, yüzde 31,7’si kadınların, yüzde 32,8’i Kürtlerin ve yüzde 32,3’ü seks işçilerinin ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti.

LGBTİ+ tanıdıkları olan kişilerin yüzde 57,3’ü LGBTİ+’lara karşı ayrımcılığın “çok yaygın” olduğunu düşünürken LGBTİ+ tanıdıkları olmayan kişilerin yüzde 40,4’ü ayrımcılığı “çok yaygın” olarak değerlendirdi:

“LGBTİ+ tanıdığı olan ve olmayan kişiler arasında ayrımcılık algısında belirgin bir fark olduğu görülüyor. LGBTİ+ tanıdıkları olan kişiler arasında ayrımcılığı “çok yaygın” olarak görenlerin oranı, tanıdıkları olmayanlara kıyasla oldukça yüksek. Bu durum, LGBTİ+ bireylerle kişisel ilişki kuranların, maruz kalınan ayrımcılığı daha net gözlemleyip empati kurarak daha fazla farkındalık geliştirdiğini gösterebilir.”

Araştırmanın tamamına ulaşmak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, siyaset, ekonomi, özel haber
İstihdam