28/05/2021 | Yazar: Kaos GL

Pandemide derinleşen eşitsizliklerle birlikte kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik artan şiddetin konuşulduğu BÜKAK’ın “Pandemi Herkesi Eşit mi Etkiliyor: Kadınlara ve LGBTİ+’lara Yönelik Şiddet” etkinliği, yazılı halde erişilebilir.

“LGBTİ+’ların bir kısmı pandemi döneminde ailelerine açılmak durumunda kaldı” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 26 Kasım’da “Pandemi Herkesi Eşit mi Etkiliyor: Kadınlara ve LGBTİ+’lara Yönelik Şiddet” çevrimiçi söyleşi gerçekleştirdi. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Kübra Karagöz ve Genç LGBTİ+ Derneği’nden Duygu Yayla’nın katılımıyla kadınların ve LGBTİ+’ların pandemi deneyimlerinin konuşulduğu etkinliğin metin versiyonu erişilebilir.

Aile evine dönüş…

“Pandemi süresince, evin güvenli bir alan olduğu varsayımına dayanarak hem medyada hem de iktidar söyleminde evde kalmaya yönelik çağrılarla karşılaştık. Peki, gerçekten ev herkes için güvenli bir alan mı? Evde olmak kadınların, LGBTİ+’ların şiddetle karşılaşma biçimini nasıl etkiledi? Size gelen başvurular ve raporlara dayanarak kadınlar ve LGBTİ+’ların pandemi döneminde yaşadıkları şiddet biçimlerine dair neler söyleyebilirsiniz?” sorusunun ardından Karagöz, karantina sebebiyle aile evine dönen genç kadınların karşılaştığı şiddete şöyle değiniyor:

“Özellikle raporlarda da vurguladığımız bir diğer konu ise genç kadınların karşılaştığı şiddet. Pandemiden dolayı okulların kapanmasıyla beraber genç kadınlar evlerine döndüler. Farklı şehirlerde ailelerinden ayrı yaşayan ya da bir şekilde evden uzaklaşmış, çoğunlukla aileden maddi destek alan veya hayatını kendi idame ettiren genç kadınlar aile evine dönmek zorunda kaldılar. Maalesef aile evine dönmenin birtakım olumsuz karşılıkları oldu. Psikolojik, ekonomik ve hatta fiziksel şiddet sebebiyle gelen başvurular pandemi döneminde yoğunlaştı. Sosyal çalışmalar yürüttüğümüz bu pandemi sürecinde en çok dikkatimi çeken şey, evde kalan veya eve dönmek zorunda olan genç kadınların yaşadığı şiddet oldu. Ayrıca pandemi döneminde bu başvuruların çoğaldığını söylemek, içinde bulunduğumuz durumu açıklar diye düşünüyorum.”

“LGBTİ+’lar eve dönüşle birlikte açılmak durumunda kaldıkları ailelerinden şiddete maruz bırakıldılar”

Söyleşiden birkaç ay öncesine kadar Genç LGBTİ+ Derneği’nde Danışmanlık Koordinatörü olarak görev alan Yayla ise pandemiyle birlikte büyüyen ekonomik kriz çatlağında LGBTİ+’ların da hem öğrenci hem de çalışan olarak aile evlerine dönmek zorunda kalmalarının yarattığı tahribata şöyle değiniyor:

“Özellikle LGBTİ+ gençler için ekonomik krizin evlerimize kadar girmiş olmasının birçok karşılığı oldu. Ailelerinden destek alamadılar ya da çalışamadılar. Özel sektörde kafelerin, barların kapatılması; performans sanatçılarının çalışamaması LGBTİ+’ları bir hayli etkiledi. Zaten LGBTİ+’lar, LGBTİ+ oldukları için ilk başta ailelerinden şiddet gördüklerinden çoğunlukla evden ayrılma pratiği geliştirmek durumda kalan bir topluluk. Bu süreçte LGBTİ+’lar, ekonomik kriz sebebiyle işten ayrılmaları ya da kaldıkları yurtların karantina alanına dönüşmesiyle yurtlarından edilmeleri sonucunda aile evlerine dönmek zorunda kaldılar. Yani büyük bir kısmı yaşadıkları şehirden başka bir şehre gitmek zorunda kaldı. Bazıları ailesine açıktı, bazıları değildi; bazıları bu süreçte açılmak durumunda kaldı. Bu süreçte açıldıktan sonra şiddete maruz bırakıldılar veya hâlihazırda ailelerinden gördükleri şiddet arttı.”

Etkinlik metninin tamamını buradan okuyabilirsiniz.


Etiketler: yaşam, aile, sağlık hakkı
İstihdam